GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
4 Aralık 2020 Cuma

Çevreyi, Çevre Bakanlığı’ndan korumak!

Kapitalizm, geçmiş yüzyıllarda daha çok emek sömürüsü boyutuyla ele alınıyordu. Ancak bu sistem kar maksimizasyonuna dayandığı için emek sömürüsü ile yetinmeyip, doğa sömürüsünü de hız vermiştir.

Ülke kalkınması, istihdam yaratmak gibi gerekçeleri öne çıkaran kalkınma ideolojisi, arka plandaki emek ve doğa sömürüsünü gizlemeye yöneliktir. Minimum maliyet ve maksimum kar ilkesi ile hareket eden sermaye, bunu sağlayabilmek için doğal ve tarihi değerlerin ihmal edilebileceğini düşünür ve ona göre hareket eder.

***

Kaynakların tehdit altında olduğunu gören çağdaş kapitalizm, bir süredir sürdürülebilirlik adı altında bir kalkınma modelini gündeme soktu. Çeşitli tutarsızlıklar içeren ve uygulamada korumaya yönelik standartları yerleştirmeyi başaramayan bu model, çeşitli uluslararası sözleşmelerle kayıt altına alınmıştı…

Bu sözleşmelere imza atan ülkeler de iç hukukunda ve idari yapısında bazı yeni düzenlemelere gitmişti. Çevre Bakanlığı ve onun alt teşkilatları olan çevre müdürlükleri bu mevzuatın sonucudur.

Çevreyi korumak için üretim ve yatırımlara belli standartlar getirmek ve bunları denetlemek için kurulan Çevre Bakanlığı, bırakın kuruluş gerekçesine uygun hareket etmeyi, çevreyi en fazla tehdit eden kurum haline geldi…

Doğal ve kültürel değerleri koruma bakımından bir sürü eksiği olmasına rağmen, çevre kanunu çok etkisiz hale gelmiştir. İktidarı ve muhalefetiyle parti programlarına konan çevre koruma lafları ise adet yerini bulsun cinsinden…

***

Son yıllarda gerek madencilik gerekse enerji gibi alanındaki yatırımlarda çevre koruma standartları ihmal ve ihlal edilirken, çevre müdürlükleri daima kolaylaştırıcı ve partner rolü oynamıştır. Ve standartlara uygun olmadığı için Çevre Etki Değerlendirme Raporu almakta zorlanacak olan projelere hiç özen göstermeksizin “Çed Kapsam Dışı” onayı ile yol vermişlerdir.

Diğer bakanlıkların da hukukilik ve meşruiyet konusunda çok iyi durumda olduklarını söylemek kolay değil ama çevre müdürlüklerinin yurttaşlar ve mahkemeler karşısındaki durumu, kara komik bir haldir. Çünkü ülkemizde çevre koruma konusunda en çok mahkemeye düşen, en çok mahkeme kaybeden ve yurttaşlar tarafından en çok protesto edilen kurum net olarak Çevre Müdürlükleridir.

Kararları bu kadar yoğun bir şekilde mahkeme tarafından iptal edilen bir kurum olarak Çevre Müdürlükleri kendi meşruiyet kaynağını sakatlayarak varlığına devam etmektedir…