Sayın Bakan her ay İzmir’e teşrif ediyor biliyorsunuz. Yok, turizm ve kültür konusu için değil, yanlış anlamayın. Antik kentleri ve kazı alanlarının sorunlarını görüşmüyor. Müze ve kültür sanat olayları yok gündeminde.
Gündem tek. Çeşme’nin geriye kalan arazilerini satmak için plan proje ve model arayışı için. Yani emlak işleri için zahmet ediyor buralara kadar. Bütçe açıkları ve iktidarın diğer ihtiyaçları söz konusu olunca önceki iktidarlar tesis satarak durumu yönetmeye çalışırlardı. Artık kamu işletmeleri kalmadığı için şimdi haritalar açılıyor. Nereye kanal yaparız, nerede boş hazine arazisi var acaba?
Çeşme haritasına bakınca oldukça geniş ve rant üretme potansiyeli olan araziler keşfetmişler. Koruma bölgesi, orman, mera, tarım alanı vb. Bunlar dolar getirmiyor. Üstelik buralar bomboş. Yani inşaat yok, tesis yo. Yerel işbirlikçiler de aynı koroya katılıyorlar. Bakanı hararetle alkışlıyorlar. “Bomboş, bomboş..kuş uçmaz kervan geçmez yerler. Ekonomiye kazandırmak gerek.”
Bakan tabi ki, koruma kuralları ve planları hiç ciddiye almıyor. Bunlar tek adam rejiminde ve keyfi yönetimde tamamen formalite. Ama su sorunu acaba bu projeyi çıkmaza sokar mı? Buna kafa yoruyorlar. Golf sahaları yapacağız ya. Çeşme’nin suyu mevcut ihtiyacı karşılayamaz durumda çünkü.
Emlak işlerini takip eden Bakan önce, önünü arkasını pek düşünmeden, bu itirazlara karşı “bir baraj daha yaparız gerekirse” deyiveriyor. Belli ki, bunun olanaklı olmadığı hatırlatılıyor kendisine.
Çeşme’nin yaşadığı su sorununu çözmeye kafa yormayan, bunu hiç dikkate almayan iktidar temsilcileri, satacakları hazine arazilerinde ve golf sahalarında su ihtiyacının nasıl karşılanacağı konusunda çok hassasiyet gösteriyorlar. Bunu dert ediniyorlar. Uzmanlar, ekipler, üniversiteler hepsi harekete geçiriliyor.
Buraları satacağız ama su sorununu nasıl çözelim diye düşünürken, denizden tatlı su elde etme fikrini benimsiyorlar. Bakan müjdeyi veriyor. “Su ile ilgili çalışmaları tamamlamış bulunuyoruz. Bakanlığımız tarafından yapılan çalışmalarda bölgenin su kaynaklarını bölgeye bırakarak, ozmos arıtma sistemiyle belediye suyundan daha ucuz su elde edeceğiz.”
İşte buyurun. Emlak ve rant işleri zihin de açıyor.
Olaya neresinden bakarsınız bilmem. Şu anda Çeşme’nin su ihtiyacını karşılayan barajın doluluk oranı %38 düzeyinde. Yani Çeşme zorda. Ama Bakan, belediyeninkinden daha ucuz su üretecekmiş. Niçin, hazine arazisinin satış işlemini mümkün kılmak için.
Peki, neden bunca zaman su fakiri olan bölgemizde, iktidar su sorununa kafa yormadı ve çözüm aramadı? Yine çözüm aramıyor zaten. Bu çalışma da turizm ve kültür işinden ziyade emlak işi olduğu için su peşindeler.
Neyse ki, Bakan biz Çeşmelilerin yüreğine su serpen müjdeyi de vermiş. “Bölgenin su kaynaklarını, bölgeye bırakacağız.”
Bu da bir şey tabi.