GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
22 Ağustos 2020 Cumartesi

Çeşme’de RES işgali hız kesmiyor

Uzun zamandır genelde Yarımada ve özelde de Çeşme, kanun dinlemez sermayenin karadan, havadan ve denizden saldırısı altında. İktidarın himayesinde ve muhalefetin pısırıklığında gün geçmiyor ki, bir yer işgal edilmesin ya da hukuksuz projeler hayata geçmesin.

Çeşme’yi toptan satıp, iktidara finansman sağlamaya çalışan Çeşme projesiyle uğraşırken, bir yandan da iştahı kabaran çeşitli sermaye grupları sağdan soldan işgallerini sürdürüyorlar.

Bundan tam dört yıl önce, Çeşme/Germiyan’da mahkeme tarafından “çed gerekli değildir” kararı iptal edilen GÜRAL PORSELEN’e ait Rüzgar Enerji Santrali girişimi, geçtiğimiz günlerde tekrar ve tam gaz başladı.

Zaten üç tarafı dev pervanelerle dolu olan Germiyan köyünün, böylece işgal edilmemiş dağı ve tepesi kalmamış oluyor.

Bunlar üzerine sakın “temiz enerji vb” diye yorum yapmayın. Gelin burada yaşayın da görün temiz enerji nasıl oluyor. Akşam gürültüden uyuyabiliyor musunuz? Geleneksel hayvancılık yapıyorsanız, meralarda koyun/keçi otlatabiliyor musunuz?

Güral Porselen’in ÇED raporu olmadan bu işgalinde şüphesiz çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarının himayesi etkili olmaktadır. Tek adam rejimi kurumları tarumar edince, mahkeme kararını uygulayacak otorite de kalmıyor tabi. Ne savcılık, ne Valilik ne de koruma kurulları…

Söz konusu işgal alanı ormanlık ve arkeolojik eserlerin olduğu bir bölge. Ama kimin umurunda. Kolay para kazanmak için, inşaat ve nakil maliyeti en uygun yerler işgal ediliyor. Minimum maliyet, maksimum kar…

Arkeolog Elif Koparal geçen gün sosyal medyada bu konuyla ilgili şu bilgi notunu paylaştı: “Bugünlerde Urla-Çeşme yarımadasındaki tahribat konuları açısından gündemde olan Germiyan'daki iş makinaları ile girilen alan için 2016'da İzmir 1 no.lu kurula yazılmış raporda mevcut tehlike başlığı altında ‘Bu alanda Rüzgar Enerjisi Santralleri yoğun olarak inşa edilmektedir. Söz konusu alan arkeolojik sit olarak koruma altına alınmadığı takdirde tahrip olma olasılığı oldukça yüksektir’ yazmışız. Geçen üç senede halen sit kararı alınmamış, ancak yine de alanda resmi olarak belgelenmiş kültür varlığı olduğu takdirde böyle bir çalışma yapılması arkeolojik sit olsun veya olmasın hukuki değil."

Bu muhafazakar (!) iktidar sadece iktidarını muhafaza etmeye çalışırken, İzmir’de iktidar olan parti, İzmir’i korumayı hiç aklına getirmez mi acaba? İktidarını finanse etmek için Çeşme’deki hazine arazilerini toptan satmak için kıyı ve orman yönetmeliklerini değiştiren ve bütün bölgeyi kanunsuz olarak işgale yol veren yönetime karşı nasıl ve nerede muhalefet etmeyi düşünüyorsunuz?

Bu memleket meselesi değil mi? Politikanın konusu değil mi yoksa…

Çok hazin doğrusu…