GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
7 Haziran 2020 Pazar

Çeşme Kavunu ‘coğrafi işaret’ yolunda

Bazı ürünler vardır, yetiştikleri yerin kimliğinin bir parçasını oluştururlar. Ürün o şehirle, kasabayla anılır, onun adını alır… Antep fıstığı bunun en tipik örneğidir belki…

***

Memleketim Çeşme’nin bu özelliğe sahip çok ürünü vardı, bundan 30-35 yıl öncesine kadar. Hurma ve kopanisti peyniri Yarımada’nın özel ürünleri. Ama kavun, soğan ve anason Çeşme’liydi...

Yani, Çeşme kavunu, Çeşme soğanı ve Çeşme anasonu

***

Neden Çeşme?

Bu toprakta ve mikro klimada özellik kazanıyordu bu ürünler. Tohumu başka yerde aynı sonucu vermedi…

Turizm ve arazi rantı ile tarım rekabet edemezlerdi. Soğan böyle yok oldu. Anason da benzer kaderi paylaştı bir süre direnmesine rağmen. Önce destekleme alımları kalktı, sonra da özel rakı firmaları çok düşük fiyatla anason almaya başladılar…

Eski rakı şişelerinin etiketlerinde “Çeşme anasonu kullanılmıştır” şeklinde açıklama bile bulunurdu… Tek alıcı Tekel Kurumu tarafından da Çeşme anasonu “en özel aromalı anason” olarak tescillenmişti…

***

Gelelim Çeşme kavununa... Çeşme kavunu bir süre İstanbul ve yurtdışına ihraç şansı bulunca devam etti. Sonra da turizm ve mevsiminde bölgedeki nüfus hareketleri ona özel bir piyasa şansı sağladı.

Bundan sanırım üç veya dört yıl önce İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı’nın coğrafi işaret başvuruları arasında Çeşme kavunu da vardı. Ve o başvuru şu sıra belli bir aşamaya gelmiş bulunuyor…

Bu haber üzerine sosyal medyadaki paylaşımlara bakıyorum da bir kısmı sanırım Çeşme kavununu iyi bilmiyor ya da başka bir kavunu tarif ediyor. Kokusundan, tadından söz ettikleri kavun, bizim kavun değil…

Hani, “Kavun değil ki, koklayıp da alasın” diye bir tarif var ya; işte Çeşme kavunu o tarife uymaz. Çünkü kokusu yoktur…

Bazıları kavun alırken, dibini bastırır ve olgunluğunu anlamak için biraz yumuşak olmasını ölçü olarak alır. Çeşme kavunu yumuşak da olmaz. Yumuşağı makbul değildir…

Olgunluğu renginden anlaşılır. Ayrıca hemen tüketilmeyecek ve tavana asılıp bekletilecekse biraz daha az olgun ve sert olarak koparılması gerekir. Uzun süre dayandığı için yörede “kış kavunu” ve genellikle dam ve terasların tavanına asılarak bekletildiği için de “askı” olarak da anılır.

Kış kavunu veya askı olarak tarif edilmesi, yörede yetişen diğer kavunlardan ayırt etmeye de yarardı. Diğer kavunlar kokulu veya yaz kavunu olarak da adlandırılırdı…

Olgunluğunu renginden tarif ederken, büyüklerimiz “alev alev yanacak” diye tabir kullanırdı. Bir de “İyi kavun ağır olur!” derlerdi. Kestiğin zaman etli kısmı fazla ama çekirdek kısmı az olacak…

***

Çok özel bir değer Çeşme kavunu, ama erken olmaz. Haziran ve hatta temmuz ayı başlarında yollarda Çeşme kavunu diye satılanlar genellikle Manisa’dan gelir ama Çeşme kavunu diye satılır maalesef…

Ağustos’ta bollaşır. Kokusuzdur. Dengeli bir tadı vardır. Eğer damak tadınıza uyarsa, kopanisti peyniri ile çok iyi bir uyum sağlar…

Ama o da rakısız olmaz…