O meşhur tapelerde milletin ‘a...a koyacağız’ diyen müteahhit, doğanın da ırzına geçmek için Artvin’e gelince; Bekir Coşkun’un deyimiyle ‘koydurtmayacağız’ diyen Artvin’liler hep birden ayaklandılar...
“Artvin’in üstü, altından daha değerlidir” diyerek direniyorlar. Öyle ki yürüyüşe Kafkasör Yaylası’nın boğaları bile katıldı ama bazı öküzler hala anlamıyor…
Sırada daha 14 maden arama ruhsatının olduğunu görmüyorlar…
Millet; devletin ormanını, devletten korumak için, günlerdir devletin güvenlik güçlerinden dayak yemekten bitap düştü…
Ormandaki tavşana, dağdaki ayıya, göldeki balığa, yani kısaca doğasına sahip çıktıkça millet:
Veriyor devlet tazyikli suyu, biber gazını, polis copunu…
Suçlu: Toprağımızı, havamızı, suyumuzu kirletenler değil, korumak isteyenler…
Zaten Ormanı ve suyu korumakla görevli bakan; kuruyarak devrilmiş bir ağacı barikat için yola çeken eylemcileri suçlu buldu. “Kimliklerini tespit edip cezasını vereceğiz” diyerek hükmünü de kesti…
Eylemcinin tek ağacını gören bakan, arkasındaki koskoca ormanı ve kesilecek 50.300 ağacı görmüyor.
Neyse ki görenler var. Artvin Orman Müdürlüğü Mühendisleri… Şirketin izinsiz ağaç kestiğini bir tutanakla cumhuriyet savcılığına bildirince, vali mühendisler hakkında soruşturma açıyor. Yetmez Artvin’e giriş çıkışı da yasaklıyor…
Yasak olunca boynumuz kıldan ince. Öyleyse Artvin’de direnenlere selam, yola devam… Yolumuz Urla,konumuz malum villa…
Ortada Türkiye’de hala hakimler ve adalet var dedirten İzmir 2. İdare Mahkemesinin Esas no:2014/ 572 E ve Karar no: 2015/ 1530 K no’lu tarihi bir kararı var. Hem de bundan sonraki benzer davalara örnek olacak, ders niteliğindeki müthiş gerekçesiyle:
“….. Parsellerin 1. Derece doğal sit alanından çıkarılması isteminin reddine ilişkin iptal istemiyle İzmir 1. İdare Mahkemesine açılan davada, bilirkişilerce alan, bütüncül olarak değerlendirilerek hazırlanan rapor uyarınca,anılan yerin 1. Derece sit özelliğini koruduğu gerekçesiyle İzmir 1. İdare Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş ve anılan karar Danıştay 14. Dairesinin 25.02.2015 tarih ve E:2013/ 2169, K:2015/ 1439 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir. Dolayısıyla anılan kararın üzerinden henüz bir yıl geçtikten sonra söz konusu parsellerin sit derecesinin düşürülmesinin kesinleşmiş yargı kararı ile de bağdaşmayacağı gibi idari işlem ile yargı kararının dolanmış olacağı açıktır. 1. Derece sit özelliğini yitirdiği tespiti yapılan parsellerin, insan müdahalesi sebebiyle bu özelliğini yitirmesi ve bu durumun (insan müdahalesinin) sit derecesini düşürme sebebi olamayacağı, aksi halde tüm tescilli alanlara insan müdahalesinin teşvik edilmiş olacağı, bunun da koruma hukukunun varlık sebebiyle bağdaşmayacağı”nı belirterek Çevre Bakanlığının 3. Derece doğal sit alanına çevirdiği kararı iptal ederek, villaların yıkımının önünü açtı…
Zaten mahkeme kararında da belirtildiği gibi,daha 15.09 2010 tarihinde bu villalara kaçak ve ruhsatsız olduğu gerekçesiyle İzmir İl Özel İdaresi İl Encümeni önce para cezası sonra da,29.02.2012 tarihinde yıkım kararı almış, villa sahipleri kararın iptali için İzmir İdare mahkemesine dava açmış; mahkeme 31.12.2012 tarihinde yıkım kararını onamıştı.Bu karara villa sahipleri Danıştay’ da itiraz etmiş, Danıştay 14. Dairesi 8 ekim 2015 tarihinde mahkemenin yıkımını onaylamıştı.
Bunun üzerine Çevre Bakanlığı, kişiye özel uygulama yaparak, sadece o alanı 1.dereceden, 3.derece sit alanına çevirterek kitabına uygun hale getirmeye çalışmıştı. Mahkeme bu kararıyla, bu uygulamayı da kaldırmıştır.
Artık bütün hukuki süreç bitmiştir. İdare Mahkemesinin kararına karşı Danıştay’a yapılacak itiraz yıkım işlemini durdurmaz…