GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
4 Kasım 2010 Perşembe

Çanak çömlek patladı da’…

Saklambaç oynarken söylediğimiz, söylendiği anda oyunu yeniden başlatan cümleydi ’‘çanak çömlek patladı’” sözü.’¶ Bir de çömlek üstü düşüp, incitenlerin, ’‘k.ç’’ dememek için durumu espriye vurarak anlatma yolu.
’‘CHP’’de neler oluyor böyle’’ diye soranlara, (ki İzmir’’de herkes yolda/belde/telefonda her karşılaştığı/konuştuğu kişiye merhabadan önce böyle sesleniyor), ’‘bir şey olduğu yok, çanak çömlek patladı’’ diye kestirme cevap veriyorum. Her iki manada. Bir, oyun yeniden başladı’… İki, ’‘birileri k.ç üstü düştü’’ manasında.
Kimin çömleğinin kırıldığı henüz tam belli olmasa da’…
AKP dışındaki bir partiye oy vermek isteyenlerin,
Ya da yedi göbekten CHP’’li olup da eli başka partiye gitmeyenlerin,
Oyunu verdikten 3 ay sonra ’‘tüh elim kırılaydı da bunlara oy vermeseydim’’ diye söylenenlerin de şu an hissettikleri, aşağı yukarı bu.
*
Tüzüklerin efendisi değilim. Olma isteğim/niyetim de hiç yok.
Tüzük yüzünden çıkmış gibi görünen bu yarılmanın, aslında bal gibi bir siyasi güç kavgası olduğunu, bu kavganın referandum öncesinde ince ince başlayıp, referandum sonrası gözdeki merteğe dönüştüğünü görüyordum çünkü.
Salih Memecan’’ın çizgisinde ’‘dansöz’’e benzetilen Kemal Kılıçdaroğlu’’nun kıvırıp durduğunu, aslında ’‘kıvrandığını’’ anlıyordum pek çoğumuz gibi.
Seçim startı verilmeden önce, Türkiye’’nin kutuplaştıran sorunlarının (türban, Kürt sorunu, af gibi) parti organlarınca ele alınıp önümüze ’‘işte sorunlar, işte çözümlerimiz’’ raporlarının konulacağını beklerken, CHP’’de çıkan çatlak/ayarsız seslerden, koronun aynı notaları tutturamadığını duyuyordum herkes gibi.
Lakin’…
Türkiye’’nin ihtiyaç duyduğu güçlü bir muhalefet, gerçek bir demokrasi için, gerçek bir sosyal demokrat parti olmasını istediğim CHP’’nin, bunu seçimlere kadar başaramayacağını net olarak bilsem de umduğum bir şey vardı.
Tabandaki dinamizmin/arzunun, bir şekilde parti içindeki statüko bekçilerinin ellerini/dillerini tutacağını; en azından genel seçimlere kadar bekleyeceklerini’…
Pusuda bekleyen Baykal’’ın kışkırtmalarının/dürtüklemelerinin ayrıştırıcı değil, zorunlu olarak (Sav ve Kılıçdaroğlu ekipleri için) yapıştırıcı etki yapmasını’… Bekliyordum.
Yanıldım.
Çanak çömlek, beklediğimden erken patladı.
Kemal Kılıçdaroğlu ’‘silik/gölge’’ genel başkan olmayı içine sindiremedi ve kendisini ’‘genel başkan’’ yapan, bunu da taa en başından itibaren başına kakan (Bkz. Ümit Yaldız röportajı) Önder Sav’’a, ’“al diyetini’” dedi.
Kolunu kesti, ’“ne pahasına olursa olsun’” deyip, Sav’’ın önüne attı.
Ya Sav’’la yok olacaktı, ya da Sav’’sız var olmayı deneyecekti.
Kılıçdaroğlu, ikinci şıkkı seçti.
Delege ne diyor bilemem ama halk iyi yaptı diyor.
Kimi delege için ’‘Brütüs’’ ilan edilse de, halk için Kılıçdaroğlu hala ’‘Gandi’’ Kemal’…
*
Önder Sav’’a gelince’…
Sevgili Ümit’’in, Sav’’la yaptığı ilk ve tek röportajdan sonra yazdıklarım, Kılıçdaroğlu’’nu nasıl seçtirdiğini, basın dahil herkesi nasıl ters köşeye yatırdığını övünçle anlatan Sav’’a seslenişim, hala bu sitede:
’“(’…)
Sav'ın açık açık dile getirdiği hesaplar karşısında irkilmemek, 'karanlıklar prensi' benzetmesinin hiç de boşuna yapılmadığını düşünmemek mümkün değil.
Gücüne hayran kalan Önder Sav'a, mitolojideki Narkissos'un sonunu, onun kendisine olan hayranlığının 'ölümü getirdiğini' hatırlatmak ne kadar fayda verir bilmiyorum.
Bildiğim, bu tür insanların bu tür karışık ilişkilerden, sürekli hesap kitap içinde olmaktan beslendikleri ve bu durumdan, Sav'ın zannettiği gibi herkesin hoşlanmadığı, alkışlamadığıdır.
CHP Genel Sekreteri, varyeteleri ile kimi CHP'lilerin gözlerini kamaştırmış olabilir ama Nergis çiçeklerinin mitolojik öyküsünü ve öykünün sonunu bilenler için; anlattıkları/paylaştıkları, sadece hüzün vericidir.
Önder Sav'ın ve Savgillerin kitabında "böylesi romantik bakışlara" yer olmadığını bilsem de... Yaptıklarını, böyle de okuyanlar olduğunu bilsinler isterim...’”
*
Delegenin ne dediğini, ne hesaplar içinde olduğunu, kurultay yapılırsa Sav’’ın mı yoksa Kılıçdaroğlu’’nun mu o kurultaydan sağ çıkıp çıkamayacağını, kimin çömleğinin kırılacağını bilemem.
Ama ’“CHP’’den umudu olanların’” ne dediğini biliyorum.
Baykal’’ı üzüntüyle de olsa uğurlayanların gönlünde, Sav’’a da yer yok!
Sav taraftarları için hüzün verici de olsa, gerçek bu.
Delege ne derse desin; halk, Sav’’ı sevmiyor, partinin başında Gandi Kemal’’i görmek istiyor...
Sav’’ın Nergis çiçeklerine dönüşmekten kaçışı yok bence de’…
Hem de her halükarda.