CHP, seçime çeyrek kala…
Kılıçdaroğlu…
İzmir’i en arkaya bıraktı ya…
Siyasi hayatımızda ilk kez görüntülü anket…
İzmir’de yapılacak ya…
Eh, işimiz iş…
(Yeri gelmişken o anket için parantez açalım… İlk kez görüntülü anket yapacak Ana Muhalefet Partisi… Yani, sokakta seni / beni çevirecekler, kameraya bakarak cevap verin diyecekler ve soracaklar: İzmir’de kimi büyükşehir başkanı görmek istiyorsunuz? Bi’tane daha var: Size göre saydığımız isimlerden hangisi daha çok oy alır? Siz cevap vereceksiniz, görüntünüz ve sesiniz anında Kılıçdaroğlu’nun önüne düşecek… Anket, bugün başlıyor, haberiniz olsun…)
Tutar mı bu yöntem?
“Allah bilir!” demeyelim, deneyelim…
***
İzmir’de resmi başvuru yapan 11 büyükşehir aday adayı var…
Hanginiz şıppadanak “üç isim” sayabilirsiniz?
Millet sallayacak, CHP’nin çatısı karar verecek!
Bu “yöntem” bana…
Orhan Veli Kanık’ın şiirini hatırlattı…
Levent Yüksel seslendirip, meşhur etmişti:
“Ruhunda hicranının söyletme hikayesi…
Geç bunları anam babam geç bunları…
Bir kalemde…
Bilirim ben yapacağımı…”
***
Hep beraber denek olmaya hazır videolu anketi beklerken…
Seçim ağrısı çeken CHP İzmir’de ilginç şeyler yaşanıyor!
Mesela…
1 Ekim’de “Aday değilim” diyen Kocaoğlu coştu…
Hatta “coşma”nın bi’tık üstüne çıktı haftasonu…
“CHP’yi bırakmadım, siyaseti bıraktım…” dese de…
İnce ayar siyaset yapıyor / yapmaya devam ediyor!
Sanki Kırkpınar’da er meydanındaymış gibi…
Literatüre “Seçim Pehlivanları” benzetmesini kazandırdı…
Bunu yaparken de…
“İzmir’i Aziz Kocaoğlu’ndan daha iyi tanıyan pehlivanlardan söz ediliyor!”
Cümlesi ile kapıyı araladı…
Sonra kükredi:
“Bazı arkadaşlar (İzmir sadece Konak, Kordon değildir) diyor… (Bir de şu Gültepe’ye bakalım!) diyor… İZSU geçen sene sadece yağmur suyunu denize ulaştırmak için 28 milyon’luk yatırım yaptı… Bilmezsen konuşursun… Bilmezsen mangalda kül bırakmazsın… Önce bir işin nasıl yapılacağını bileceksin… Önce o işi yürekten yapmak isteyeceksin... O zaman yapabilirsin… Herkes yapabilir…”
Ben de saf saf “Google Amca”ya başvurdum…
Gültepe’den bahseden bir “Kırkpınar Pehlivanı” var mı diye…
Kim çıksın beğenirsiniz?
Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer…
Ne demiş bi’ay önce bi’gazeteye?
“Eğer Genel Merkez İzmir büyükşehir için beni uygun görürse aşkla çalışırım… Görmezse de canları sağolsun…”
Peki, sözlerinin arkasını nasıl getirmiş?
Kelimesi kelimesine şöyle:
“İzmir için şöyle düşünüyorum… Ben mesela Atatürk olsaydım, İzmir'de ne yapardım? Arka sıradakilere giderdim… İzmir sadece Konak değil... Atatürk olsaydı Gültepe Mahallesi'ne giderdi, oradaki tornacıya, hurdacıya, elektrikçiye gider, onları dinlerdi…”
Breh… Breh… Breh…
Pehlivanlardan biri belli oldu…
Ya diğerleri?
Demek ki, zamanı gelince onlara da “çimdik” atacak!
***
Bitiriyoruz ama, yine önemli bi’ayrıntı var!
Kocaoğlu, 24 Haziran’dan bi’hafta sonra…
Partisine nasıl seslendi?
Hatırlayın, o “pansuman” çağrıyı:
“24 Haziran seçimleri, Cumhuriyet Halk Partisi’nde acil bir değişimi zorunlu hale getirmiştir… Kamuoyu ve parti tabanının talebi de bu doğrultudadır… Söz konusu değişimin Sayın Genel Başkanımızın öncülüğünde gerçekleşmesi, partimize büyük güç katacaktır…”
N’oldu?
Ortalık karıştı…
İmza süreci yaşandı, o imzalar kavga çıkardı…
Değişim oldu mu?
Olmadı…
Kaos unutuldu, gitti…
Kocaoğlu şimdi “cephe” değiştirdi…
İlk kez…
Seçime çeyrek kala “ittifaka” mayhoş baktığını dile getirdi:
“Yerelde ittifaka itirazım yok ama illeri paylaşmak, ilçeleri, meclis üyeliklerini paylaşmak… Ben bu ilde aday çıkarmayacağım demek… Böyle bir ittifak olmaz… Koskoca CHP, cumhuriyeti kuran parti, (Ben şu şu illerde seçime girmiyorum) diyemez… Siyaset bilimi açısından söylüyorum. Hangi partinin şemsiyesi büyük? AK Parti… Gider birisi oradan aday gösterilir... Diğer taraftan lokomotif kimdir? Ana muhalefet partisi CHP, kim girecekse oradan aday olarak girer... Ama sandığa CHP girer! Türkiye Cumhuriyeti’nde ben başka partiye oy vermem, dedemin, babamın partisi der millet... Partisine sadıktır... Nasıl oy verecek bu insan? Verdiği zaman nereye savrulacak? Siyasette böyle bir şey yok... Örgüt dağılacak…”
Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın’ı…
Balıkesir Büyükşehir adayı ilan edip…
“Aman Meral Hanım’ı kızdırmayalım…” diyerek…
Geri çeken ben miyim?
O zaman…
Şimdi birlikte düşünelim:
Acaba Aziz Bey “değişim” isterken haksız mıydı?
***
İzmir’de ha’bire anket yapılıyor…
Aziz Kocaoğlu, “Bıraktım arkadaş” dese de…
“Çakar çakmaz çakan çakmak” gibi…
Uzak ara önde çıkıyor…
Şu “videolu anket”te de şampiyon çıkarsa!
Sizce Kılıçdaroğlu…
Hangi “pehlivanı” aday yapar?
Sonsöz: “Üzülme can! Doğruysan zarar gördüm deme… Bil ki, iyiler mutlaka kazanır… / Hz. Mevlana…”