GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
4 Kasım 2022 Cuma

COP27’den umutlanalım mı?

Dünyanın umutlanmasını istediğimiz ama pek de ümitli olmaığımız yeni bir toplantı serisi Pazar günü başlıyor. 6-18 Kasım tarihleri arasında Mısır‘ın tatil beldesi Şarm El-Şeyh’de gerçekleştirilecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCC) 27’inci Taraflar Konferansı (COP27) bizim memlekette pek kimsenin umurunda değil ama yine de “gazetecilik” görevimizi yerine getirip düşüncelerimizi açıklayalım…

Önce son 12 aya bakalım: İklim krizi giderek büyüyor: Pakistan'da seller; Afrika'da kuraklık; Avrupa, Türkiye, Hindistan, Çin genelinde rekor sıcaklık dalgaları ve hatta Mart ayında her iki kutupta da eşi görülmemiş yüksek sıcaklıklar yaşadık yaşıyoruz. Bazı iyi haberler de var: Bolsonaro'nun Brezilya'da yenilmesi, onun Amazon'daki yıkıcı politikalarının sonunu göstermeli ve Avustralya'da yeni bir hükümet, çok daha iyileştirilmiş iklim planlarıyla damgasını vurdu.

Son 30 yıldır neredeyse her yıl dünya, iklim krizini tartışmak için iki hafta boyunca bir araya geliyor.  Bu yılki COP27 şimdiye kadarki en zor toplantı serisi olacak. Geçen yılki konferans, sıcaklık artışlarını sanayi öncesi seviyelerin 1,5C üzerinde sınırlandırma ihtiyacı konusunda küresel bir fikir birliği ile sona ermişti. Bazı son dakika karışıklıklarına rağmen, dünya bir kereliğine iklim krizine karşı birleşik bir cephe kurabileceğini gösterdi, bilimsel önerileri kabul etti, sera gazı emisyonlarını azaltma planlarında güçlü ilerleme kaydetti ve bu yıl daha güçlü taahhütlerle geri dönme sözü verdi.

Peki sözler tutuldu mu? Tabii ki hayır.

O zamandan beri, ters gidebilecek neredeyse her şey ters gitti. Putin'in Ukrayna'yı yasadışı ve acımasız işgali, Ukrayna halkına trajedi getirmesinin yanı sıra, jeopolitiği alt üst etti, küresel bir enerji krizi ve gıda krizine yol açtı ve halihazırda Covid-19 tarafından hırpalanmış ülkelerin ekonomik sıkıntılarına yeni sıkıntılar ekledi.

Rus gazına bağımlı bazı AB ülkeleri - geçici olarak, iddiaya göre- kömüre döndü ve daha fazlası yeni gaz kaynakları arıyor. Daha da kötüsü, dünyanın en büyük iki karbon gazı yayıcısı olan ABD ve Çin - Glasgow'daki Cop26'da yeşil çabalar konusunda işbirliği yapmak için ikili bir anlaşma imzalamalarına rağmen sözlerini tutmadılar. Nancy Pelosi'nin Tayvan'a yaptığı çok tartışmalı ziyaretinden sonra ilişkiler donmuş durumda.

Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Shoukry (Şükrü) twitini okuyorum: Bu yıl anlaşma sağlamanın 2015'te Paris'te veya geçen yıl Glasgow'da olduğundan daha zor olacağını söylüyor. “Mevcut koşullar, jeopolitik gerilimler, ekonomik yönler ve baskılar nedeniyle oldukça farklı ve daha zor” diyor.

Şükrü Bey ülkelerin jeopolitik çekişmelerini kapıda bırakmalarını ve iki haftalık görüşmeler için sadece iklime odaklanmalarını istiyor ama ne fayda.

Mısır'danbüyük bir değişim kararı çıkma olasılığı çok az görünüyor. Beklentiler “iklim finansmanı” konusuna gelişme olabileceği yönünde... Yoksul ülkelerin yeşil teknolojiye erişmek ve aşırı hava koşullarının etkilerine uyum sağlamalarına yardımcı olmak için zenginlerin yardımına ihtiyacı var. Ayrıca, iklim bozulmasının neden olduğu kayıp ve hasar konusunda yardıma ihtiyaçları var.

Mısır Hükümetinin medyayı kontrol eden, muhalefeti engelleyen ve insan hakları ihlalleriyle suçlanan bir otokrasi olduğu için bu yıl haber akışı nasıl olacak merak içineyiz.

Dış İşleri BakanıCOP 27 sırasında 9.000'den fazla sivil toplum aktivistinin katılmak için kaydolduğunu ve “gösterilerine izin verileceğini” açıklamış!

Uzaktan izleyip yorumlamaya devam edeceğiz.