GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
12 Haziran 2014 Perşembe

CHP ‘atlar ve arabalar’ sancısı!

Hamdolsun. Nur topu gibi bir komşumuz oldu.
Adı IŞİD… Irak-Şam İslam Devleti…
Dünden bugüne IŞİD’i daha fazla merak eder olduk.
Kimmiş neyin nesiymiş?
Türkiye’ye zararı, faydası…
Şoförlerimiz, konsolosumuz, asker-polisimiz ellerinde rehin…
Yani pek hayırlı bir komşu sayılmaz doğrusu.
Türkiye’nin bir zamanlar desteklediği iddia ediliyor. Esed’e karşı…
Hatta Adana’da, Hatay’da durdurulan malum TIR’ların IŞİD’e gittiği bile söyleniyor. MİT müsteşarının internete düşürülen tapesinde ‘IŞİD’teki adamlarımıza sınırlarımıza birkaç füze attırırız’ ifadesine yeniden anlam yükleniyor.
Velhasıl zaten karmakarışık olan bölgenin siyasi atmosferi IŞİD gibi El Kaide tandanslı bir örgütle biraz daha karışıyor. Diyeceksiniz ki, sınırlarımızın ötesinde…
Bize ne, bana ne? Kazın ayağı ne yazık ki öyle değil.
Suriye’deki iç savaş Ödemiş’teki patates üreticisini bile vurmuştu.
Dahası şuanda başta inşaat olmak üzere çeşitli sektörlerde işgücünde Suriyeliler bizim işsizlerin yerini aldı. Ve Türkiye cumhuriyeti resmi rakamlarla 1 milyonu geçen mülteci yükünü çekmek zorunda kaldı.
IŞİD’in eline geçen Musul ve civarı da Türkiye’nin bölgeye ihracatına ciddi sekte vuracak gibi görünüyor. Petrol boru hatlarının, tır güzergâhlarının güvenliği hatta ilk etapta İnegöl’lü mobilya üreticisinin ihracatına kadar bir dizi olumsuzluğu anında hissettirdi.
Kaldı ki dövizdeki dalgalanmalar ve petrol arzında yıl içinde yaşanacak sıkıntı da cabası.
Zaten dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanan ülkemiz için bu durum yeni bir sorun daha demek… Öte yandan yurtlarından olan soydaşlarımız var. Yani Türkmenler… Yeni mülteciler, yeni ekonomik yük… IŞİD deyip geçmemek gerekiyor.
Derin stratejilerin ne denli sığ olduğunu görüyoruz Dış politikada tam manasıyla çuvalladık. Savaşçılarının önemli bölümünü Türkiye’den tedarik eden IŞİD her an Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına çekebilir. Bölgedeki siyasal boşluktan yararlanan El Kaide bağlantılı silahlı örgütün Türkiye’nin başına öreceği çorap zannedildiğinden daha büyük…
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül diyor ki; ‘Önlem alınmazsa Afganistan Türkiye sınırlarına gelir demiştim. Ama dinletemedim.”
Devletin bir numarası bunu kime demiş ve dinletememişse artık…
Günün en ilginç yorumu ise kuşkusuz AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’e aitti: ‘Musul’daki konsolosluk olayının ardında da Geziciler var’ dedi Metiner…
İşte budur. Başka yorum da sorum da yok.
Allah sonumuzu hayretsin, aklımıza mukayyet olsun demekten başka…
İşte size derin analiz…
İşte size derin strateji…
Türkiye’nin yeni komşusu IŞİD’in marifetleriyle ilgili Burhan Kuzu’dan da bir yorum rica ediyoruz. Hatta Melih Gökçek’ten, Şamil Tayyar’dan…
Geziciler yorumu yapıldı.
Paralel devlet yorumu da yapıldı.
Sıradaki gelsin…
*
CHP İzmir’deki büyük restleşmeyi kaleme aldım dün.
Kocaoğlu’nun ‘görevden alınacağı söylentileri’ üzerine Ali Engin için telefona sarılıp Genel Merkez’e Gürsel Tekin üzerinden posta koyduğu iddialarını…
Konunun muhatapları rivayetleri yalanlamadığına göre böyle bir konuşmanın olduğu kanaati kesinleşti. Hatta Engin’e yakın kaynaklar bu görüşmenin olduğunu teyit etti.
CHP’de İl Başkanı Engin’in koltuğunu sallama girişimleri Kocaoğlu’nun direnciyle karşılaşsa da ilçelerde durum biraz farklı… Ödemiş’te imzalar tamam… İlçe yönetimi değişiyor. Karaburun ve Çiğli’de de ilçe yönetimleri düştü. Her ikisinde de örgüt-başkan çelişkisinin rolü olduğu değerlendirmeleri var. Örgüt ile başkanlar arasındaki kan uyuşmazlıkları başka ilçelere de sıçrayabilir.
Bergama’da yaşananların arka planında da örgüt-başkan çelişkisi vardı çünkü.
CHP’de uzun süren aday adaylığı dönemlerinde başka adaylara yakınlık gösteren ilçe yöneticileri, ilçe başkanları seçim kazanan başkanlar tarafından rahat bırakılmıyor.
Aytun Çıray’ı aradım.
Öyle ya, İzmirli tek genel başkan yardımcısı…
Ödemiş’te olanları, Çiğli’de olanları sordum.
‘Örgüt işine karışmam’ diye yanıt verse de sonrasında başkanlara ince bir ayar vermeyi de ihmal etmedi. ‘Örgüt işlerine çok karışıyorlar. Örgüte baskı yapıyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu konuda kesin talimatı var. Başkanlar kendi işine, örgüt kendi işine bakacak diye…’ dedi.
Çıray’ın bu sözleri bana Tacettin Bayır’ın meşhur ‘atlar ve arabalar’ benzetmesini hatırlattı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun parti içi iktidarı ele geçirdikten sonra İzmir’e gönderdiği bıçkın il başkanı olarak kayıtlara geçen Bayır, belediye başkanlarına aynı uyarıyı şu sözlerle yapmıştı: “Artık İzmir’de atları arabaların önüne koyacağız”
Atlardan kasıt ilçe örgütleriydi… Arabalarsa belediye başkanları…
Şu veya bu nedenle ne Tacettin Bayır ne de sonrasında göreve gelenler atlar ve arabalar meselesini çözmeyi başaramadı. Yani belediye başkanları bir şekilde örgütü yönetmek istedi ve çoğunlukla ellerindeki güçle bunu başardılar. Başaramayanların tamamı tasfiye oldu. Bknz: Kamil Okyay Sındır…
Başaranlar ise haklarındaki her türlü senaryoya rağmen aday olmayı başardı.
Bknz: İlçe başkanı dahil 11 yöneticiye belediyede iş veren, maaş veren Hasan Karabağ…
Sonuçta bu iki örnek ortadayken Kılıçdaroğlu istediği kadar uyarsın… Atlar ve arabalar meselesi çözümsüz kalacaktır. Yani… Atlar arabaların önünde değil arkasında duracaktır.