GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
16 Ekim 2010 Cumartesi

Bülent Delican’’a açık mektup, Ömür Kabak'a dip not

Sayın Bülent Delican,
Madem ki siz AKP İzmir İl Başkan Yardımcısı, ben de İzmirli bir gazeteciyim; okur gözetiminde size mektupla ulaşmam, abes kaçmaz herhalde.
Üstelik Fazıl Say’’a yaptığınız konser davetiniz neredeyse tüm ulusal basında yer aldığına ve akabinde değerli İl Başkanınız zurnanın zırt dediği yerden konuştuğuna göre’…
Ben de ’‘ortaya karışık’’ alevli bir mektup yazabilirim herhalde değil mi?
*
Öncelikle sizi sevdiğimi, daha da önemlisi size saygı duyduğumu kamuoyu bilsin isterim; tabii nedenini de’…
Sizi severim, çünkü bilgili, çünkü zarif, çünkü rafine zevkleri olan, çünkü entelektüel, çünkü karşısındakinin dünya görüşüne saygı duyan/hoşgörüsü olan, çünkü karşıt görüşlerini bile zarafetle sunan, pek çoklarının tersine AKP’’ye samimiyetle inanan, o parti içinde dahi ’‘kendisi gibi’’ davranmaya devam eden birisiniz.
Fazlasına gerek yok; olduğunuz gibi göründüğünüz, göründüğünüz gibi olduğunuz için severim/sayarım sizi.
Ve bu yüzden, geçen yıl 29 Ekim’’deki çağrınız üzerine ailemle kalkıp gelmiş, AKP İzmir İl organizasyonunun Cumhuriyet Konseri’’ne katılmıştım. Sizin güzel hatırınıza’…
O zaman da dilim döndüğünce, yazımda anlatmaya çalışmıştım.
Demiştim ki:
’“AKP'nin sırf ’‘İzmir dili’’ni bulmak için gösterdiği bu senfonik çaba; AKP'li arkadaşlar alınmasın ama, biraz acıklı geldi bana..
Belki bu benim ’‘net’’likten yana olmamdan, (mış) gibi yaşamlardan/tavırlardan alabildiğince nefret etmemden, ’‘neysen o ol, neysen öyle görün dili’’nden daha etkili bir dil olmadığına inancımdan, elit müziğin insanı elit yapmadığından, insanı elit yapanın ’‘kendisi gibi olmak’’ olduğunu şiddetle savunmamdandır...
Kaldı ki, ’‘İzmirli olmak’’ da zaten bu değil midir?’”
*
Lütfen beni yanlış anlamayın sevgili Delican;
Bu’… AKP’’liler senfoniden/klasik müzikten anlamaz/zevk almaz falan demek değil. AKP homojen bir yapı değil ki; elbet içinde anlayanı da var, anlamayanı da’… Klasik müziği zevkle dinleyeni de var, zulüm olarak algılayanı da.
Ama kabul edelim ki, ’‘zulüm’’ olarak görenleri, ’‘kulağımın pası silindi/ruhum dinlendi’’ diyenlerden fazla.
Çünkü AKP’’de hakim olan anlayış, alaturkalık. 
Sizin (ve sizin gibi bir avuç insanın) o partinin hamurundan, gerçekten de farklı olmanız, AKP’’yi farklı kıl(a)mıyor yazık ki.
*
Fazıl Say’’ın ’“AKP’’lilerin yüzde 95’’i arabesk dinliyor’” sözlerine karşılık onu davet etmeniz,  ’‘Biz AKP’’liler klasik müzik de dinleriz’’ demenin en zarif hali.
Ama bu ’‘hoş’’ çabanıza, ’‘boş çaba/nafile davet’’ diyeceğim, affedersiniz.
Boş: Çünkü sizin partinizin çoğunluğu, İl Başkanı’’nız Ömür Kabak formatında.
Nafile: Çünkü ne kadar çabalasanız da, ister pamuklara, ister ipeklere, ister satenlere sarıp sarmalasanız da’… İçinden hep aynı tat çıkıyor.
Partinizi birleştiren hamur bu. Kumaşınız ’‘kabak’’tan çünkü!
’‘Diplomasi dili’’ diye bir dili hiç bilmeyen ya da yok sayan, ’‘dangıl dungul’’ konuşmayı maharet belleyen anlayış, sizin için muhtemelen bir hayal kırıklığıdır ama o partinin gerçek yapısını bilip de bazen bilmezden gelen benim gibiler için, muhteşem bir hatırlatma oluyor ki’…
Bu da size kamuoyu önünde teşekkür etmem için yeterli bir sebeptir’…
*
Size gelince Sayın Kabak,
Fazıl Say, ’‘AKP’’lilerin yüzde 95’’i arabesk dinler’’ diyerek, ne kadar lüzumsuz/burnu büyük bir laf etmişse, sizin sözleriniz de o kadar lüzumsuz/o kadar burnundan kıl aldırmaz.
’‘Benim babam senin babanı döver’’ der tadında, çocuk cahilliğinde.
Bu ’‘mahallenin kabadayı çocuğu’’ tavrınız, ’‘ben adamı tepelerim’’ tarzınız, il başkan yardımcınızı kamuoyu önünde ters köşeye düşürmekten aldığınız zevk; inanın sizi, çok ama çok sevimsiz yapıyor. En az ’‘Fazıl Say kadar’’ sevimsiz hem de.
Onun sevimsizliği piyanonun tuşlarına dokunduğu an unutuluyor da’… Sizinki?
Sahi, ne olacak sizin bu akortsuz haliniz böyle?