GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Muhittin AKBEL
YAZARLAR
14 Ekim 2021 Perşembe

Bu hatalar CHP'nin kaderi mi?

Cumhuriyet Halk Partisi Tire İlçe yönetimi, Başkan Hakan Şenoyar ile birlikte görevden alındı.

Kemal Koç başkanlığındaki Menderes İlçe yönetimi düşürüldü.

Sandıkta kazandığı Urla’da bugün kayyum var.

Menemen’de ise iktidarken muhalefete düştü!

***

CHP İl Başkanlığı’nın gündeminde şu günlerde Tire ve Menderes var.

Tire’ye geçici yönetim atayacak.

Bir ay içinde seçime gidilecek.

Menderes’te yönetim 7 Eylül’de toplu istifalarla düşürüldü.

Ay sonunda, yani iki ay sonra bu ilçede seçim yapılacak.

***

Peki bunca zamandır yapılan yanlışlar, yaşanan sıkıntılar, CHP’nin kaderi mi?

Nerede hata yapılıyor?

Bu soruyu, usta bir siyasetçiye sordum.

Düşüncelerine her zaman saygı duyduğum o siyasetçinin yorumlarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Hatanın, delege seçimlerinden başladığını anlattı sevgili dostum.

Dedi ki:

“İlçe başkanlığına aday olunmaz.

Delege imza toplar, birisini aday gösterir.

İlçe başkanını belirlemek, belediye başkanının da, meclis üyelerinin de görevi değildir.

Böyle bir şey olmuyor maalesef!”

***

“Delege seçimleri meselesini biraz açar mısınız? Nasıl bir hata yapılıyor?” diye araya girdim:

Aldığım cevap şöyleydi:

“Bir ilçede diyelim ki 100 üyeniz var.

Bunların 52’si akraba!

52 akrabanın adayı delege seçilir.

Donanımlı, akıllı biri dahi olsanız, bu ortamda seçilme şansınız yok.

Delege seçimleri düzgün mü yapılıyor ki, ilçe başkanlığı seçimleri doğru yapılsın.

İlçe başkanlığında belediye baskısı, grupların baskısı başlar.

Pazarlıklar yapılır, olmaması gereken adamlar İl delegesi olur.

O delege, İl başkanını seçmeye gider.

Aynı pazarlıklar orada devam eder.

Buradan kurultay delegeleri çıkar.

Pazarlıklar, orada da devam eder.

Böyle bir sistemde doğru sonuçlara ulaşmak mümkün değildir.”

***

Peki, partinin ilçe başkanı nasıl olmalı?

Ne gibi özellikleri taşımalı?

Usta siyasetçi, olması gereken kriterleri tek tek saydı:

“Delege olmanın, bir kriteri olmalı.

İlçe başkanı olmanın da bir kriteri olmalı ama yok!

Kriterlerin neler olması gerektiği tartışılır ancak ortada kriter yok.

Bir belediye başkanının adayı olarak ilçe başkanı olmak, hoş bir şey olmasa gerek.

Menderes’e ilçe başkanı olacak kişi, öyle meziyetlere sahip olmalı ki…

Bu sayacağım meziyetler, sözünü ettiğim kriterler arasına girmeli.

Mesela masaya yumruğunu vurabilecek, gerektiğinde alttan tekme atacak biri olmalı.

Ufku olmalı, görüntüsü olmalı, güçlü olmalı.

Ekonomik sorunları olmamalı, yani ilçe başkanı olup iş peşinde koşan biri olmamalı.

Toparlayıcı özellik taşımalı.

Partinin ilkelerini özümsemiş olmalı.

Menderes’te yeni ilçe başkanı bir şekilde seçilecek.

Bu özellikler yoksa, kim gelirse gelsin, ilçe başkanlığında başarılı olma şansı yoktur.”

***

Belediye başkanının, ilçe başkanı seçiminde bağımsız hareket etmesi gerektiğinin altını çiziyor, usta siyasetçi.

Bağımsız hareket etmediğinde, sağlıklı sonuç çıkmayacağını düşünüyor.

İlçe başkanının görevinin, belediye başkanının ensesine tokat atmak olmadığına da vurgu yapıyor.

İlçe başkanının, belediye başkanının dümen suyunda da gitmek gibi görevi olmadığını savunuyor.

***

Derken sohbetimiz, liyakata gelip dayandı.

Siyasete bir ömür vermiş dostun bu konudaki yorumları şöyle:

Bu sağlıksız ilçe seçim sisteminden dolayı kapasiteli insanlar, siyasetten uzak duruyorlar.

Dikkat ederseniz, iş hayatında başarılı olmuş, birikimli, entelektüel insanlar, siyasete sıcak bakmıyor.

Neden? Çünkü mevcut sistemde onların bir yere gelme olasılığı sıfırdır, ondan!

Liyakat ağızlarda sakızdır ama kimse liyakata bakmaz.

Özetleyecek olursak…

Bir insan, her şeyden önce delege olabilmek için çaba sarf etmeli.

Ondan sonra da ilçe başkanı olabilmek için çaba harcamalı.”

***

Kıssadan hisse…

Bu değerlendirmelerin hangisine kim itiraz edebilir ki?

Yakın zamanda Menderes’te, çok sayıda ilçe başkan adayı sandıkta yarışacak.

Bakalım ustanın sözlerinden kendine ders çıkaran olacak mı?