GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
4 Nisan 2019 Perşembe

Bu Cumhuriyet kimin?

İktidar nimetlerinden nemalanırken ortaya çıkan güç zehirlenmesi, islamcı iktidar grubunun başını fena halde döndürmüş. Tarihsel olanın bitimli olduğunu unutmuş görünüyorlar. İktidardan gidişleri sanki çok sıkıntılı olacak… Utanmasalar, iktidarın kendi doğal hakları olduğunu söyleyecekler.

Yönetememenin de bir sınırı var. Ne ki iktidar bu sınırları da zorluyor. Tehlikeli sularda dolaşmaya başlayan islamcı iktidar grubu, ateşle oynuyor olabilir mi?

Gerçek bütün çıplaklığıyla ortada; cehalet ve yoksulluktan beslenen yeni rejimin muktedirleri, metropollerde artık tutunamıyor.

İslamcı iktidar grubunda ortaya çıkan tükeniş ve güç kaybı, devlet aklını karıştırmış gibi… Devlet erkinde yaşanan ikilem, gerek YSK gerek AA gibi kurumlarda kendini gösterdi.

Nihayetinde, yerel seçimlerin yol açtığı gelişmeler, bir dönemin sona yaklaştığını düşündürüyor.

İktidar bloku ülke genelinde oy kaybetmedi fakat itibar ve güven kaybına uğradı. Metropollerdeki oy kaybından sonra Erdoğan’ın iktidarını sürdürmesi hiç kolay değil.

Öyle ki Erdoğan’ı iktidarda tutan mali kaynaklar ve güç odakları, birer imkân olmaktan uzaklaşıyor veya uzaklaşması sağlanıyor.

Tam da böyle zor zamanda, siyasal yaşamın en parlak figürleri arasına hızlı giriş yapan Ekrem İmamoğlu artık siyaset sahnesinde ön planda. Bu bir tesadüf olmamalı...

Kılıçdaroğlu’nun sağ tarafında İmamoğlu, sol tarafında Yavaş; bu fotoğrafta İzmir yok. Bu da bir tesadüf olmamalı…

Yerel seçimlerin tetiklediği gelişmeler, seküler alanda büyük buluşmanın öncüllerini ortaya çıkardı. CHP, eski merkez sağ ve Kürtler, seküler toplumda ortak bir irade oluşturma yolunda...

Bu saatten sonra, İmamoğlu ve Yavaş kazandıkları koltuklarda otursalar da, oturmasalar da, işlerin eskisi gibi yürümesi mümkün değil. Büyük şehirler ayağa kalktı bir kere. Ve giderek derinleşecek ekonomik kriz, durumu daha da içinden çıkılmaz hale getirecek.

AKP, toplumsal mutabakatı sağlayamadı. Aksine, ayrışmayı teşvik eden bir distur kullanmayı tercih etti. Ve bugünlere geldik. Ülkede seçimleri doğru dürüst yapamaz durumdayız. Sanki seçime değil de kavgaya giriyoruz.

Şimdi sıra seküler toplumda; Bir arada barış ve özgürlük içinde yaşamanın koşullarını seküler zeminde konuşmak ve yüzyıllık mutabakatı yeni bir bakış açısıyla ayağa kaldırmak için seküler toplum harekete geçti. Yerel seçimler bu gelişmenin işaret fişeği oldu.

Bu Cumhuriyet’in hepimizin olduğunu hiç unutmadan, üzerinde yaşadığımız topraklara barış ve huzur getirmek için çalışacağız.