GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
16 Aralık 2010 Perşembe

Bu Cumhuriyet Hepimize Yeter

1969 yılıydı. Lise öğrencisiydim. Okulda, duvar gazetesine yazılar yazıyordum. Bir gün, polisler beni alıp karakola götürdüler. Siyasi şube böylece hayatıma girdi. Savaş karşıtı yazılarıma takılmışlardı. İki gün gözaltında tuttular, biraz canımı yaktıktan sonra salıverdiler. Düşüncelerimi ifade ettiğim için devletin hışmına uğramıştım.
Aradan 40 yıl geçti. Beni adam edememişler! Bu defa, İnternet gazetesine yazıyorum. Polisler de okul kapılarını tutmuşlar öğrenci avlıyorlar. Değişen bir şey yok.
Evrim bu ülkeye uğramıyor olabilir mi!..
 
’“Sanal dünyanın ’“Ege’’de Son Söz’”ü bana kapılarını açtı. Her anlamda hızla kirlenen dünyamızın bu temiz köşesinde bana açılan yerin değerinin farkındayım. Teşekkür ediyorum.’”
 
Kırk yıl önce karakolda düşünce suçu ile tanışmış bir yurttaş olarak başlayan isyanım hiç bitmedi. O gün, beni sorgulayanlara verdiğim yanıt; ’“Yaşadıklarıma isyan ediyorum!’” idi. O isyan elan sürmekte ise, dünyada ve ülkemde zulmün bitmediğindendir.
Bir köşede kitabımı yazmanın keyfini süreceğime, siyasetin yıpratıcı koşullarında mücadele ediyorsam, isyanım sürdüğündendir.
 
Başkaldıran insan nasıl siyaset yapar? Bunu yaşayarak öğreniyorum. Kayda değer bulduğum deneyimlerimi sırası geldikçe paylaşacağım. Mesela, kurultaya giden CHP’’den başlayabilirim.
 
Şu an için CHP’’nin çok bilinmeyenli bir denklemi andırdığını söyleyebilirim. Bir yazımda, ülkemizde sosyal demokrasinin ’“tedirginlerin ideolojisi’” olduğunu yazmıştım; hakeza CHP de tedirginlerin partisi’…
 
CHP bir değişim geçiriyor. ’“Cumhuriyet’’i kuran parti’” vurgusu, yerini ’“halkın partisi’” vurgusuna bırakıyor. Problem şu soruyla dile geliyor; ’“Evet, Cumhuriyet’’i kurduk ama, onu nasıl yaşatacağız?’”
 
Eskiden Cumhuriyet’’i nasıl yaşatacağımızı çok iyi biliyorduk. Şimdi, ne oldu da ezberimiz şaştı? Olan şudur: Cumhuriyet devrimlerini benimsemeyenler iş başında. Gerek iç dinamikler, gerekse dış dinamikler karşı devrim hareketine hizmet ediyor.
 
Cumhuriyetin kuruluş yıllarında iki büyük sorunla baş edilmişti; Kürt isyanları ve şeriat talep edenlerin isyanları.
 
Bugün, şeriat talep edenlerin izinden gidenler iktidardalar, silahlı mücadele yapan Kürt grupları özerklik talep ediyor. Ve inanç grupları ile etnisite grupları el ele vermiş durumdalar. Kamusal alanda yaşam bu grupların değer yargılarına göre şekillenmekte.
 
Bu, ülkeyi iç savaşa kadar götürebilecek son derece tehlikeli bir gidiştir. Ve bu gidişi durdurabilecek yegane güç CHP’’dir. İnsan haklarına dayalı bir devlet fikri, ülkeye yeniden barışı getirebilir.
 
İnsan haklarını temel alan sosyal politikalar ve yatırımı esas alan ekonomi politikalar ile sosyal hukuk devletini yeniden yapılandırmak, çıkar yoldur. Sırf bu nedenle, CHP, halkın partisi olmak yolunda yenileşmektedir.
 
Bu anlamda, kurultay tarihi bir önem taşıyor. 18 Aralık Cumartesi günü yapılacak kurultayda delegeler bu tarihi görevi üstlenecek Parti Meclisini seçecek. Ya da CHP’’yi tarihe gömecek Parti Meclisi’’ni seçecek. Tercih delegelerin; ya tarihe geçecekler ya da tarihin çöplüğüne’…
 
Bu büyük sınavda sosyal demokratlara şans diliyorum.
 
Yazarın Diğer Yazıları