GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Muhittin AKBEL
YAZARLAR
13 Aralık 2018 Perşembe

Biz bu filmi iki yıl önce görmüştük

Yıl 2016... Aylardan Kasım.

İZBAN toplu iş sözleşmesi görüşmeleri tıkanmıştı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, ortağı TCDD ile görüşerek, yüzde 10 olarak öngörülen zam oranını yüzde 15'e çıkarmıştı.

Devletin memuruna, emeklisine verdiği zammın çok çok üstünde bir oran verilmesine rağmen İZBAN'da greve gidilmişti.

Bugün, iki yıllık yeni toplu iş sözleşmesinde uzlaşma sağlanamayınca greve gidildi.

***

İşçinin hakkı ödenmez.

Daha çok alsın, daha çok kazansın.

Fakat işin içine siyaset girdiğinde, iş başka bir boyut kazanıyor.

***

Evet; yine grev var İZBAN'da.

Büyükşehir ve TCDD'nin ortak katılımlı İZBAN Yönetim Kurulu'nun verdiği yüzde 22'lik zamma rağmen...

TCDD, iki yıl önce olduğu gibi bugün de topu Büyükşehir'e atmış durumda.

Kardeşim, siz İZBAN'da ortak değil misiniz?

Neden taşın altına elinizi koymaktan kaçıyorsunuz?

Neden Büyükşehir'i günah keçisi yapıyorsunuz?

Sendikayı ikna etme yönünde neden kılınızı kıpırdatmıyorsunuz, saklanıyorsunuz?

Yoksa TCDD mutfağında biri mi var?

***

Önümüzde seçim var ya...

Verilmek istenen mesajı algılamak hiç de zor değil:

"Gördünüz mü, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZBAN çalışanlarına hiç değer vermiyor.

Greve gidilmesine göz yumdu, milyonlarca vatandaşın çile çekmesine sebep oldu."

Güya, 31 Mart seçimlerine yatırım yapacaklar.

Ulaşımda mağduriyet yaşayan CHP'li vatandaşın oyunu çekecekler!

***

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, iki yıl önce olduğu gibi yine yana yakıla sorunun çözümü için çabalıyor.

Kapıları çalıyor, görüşmeler yapıyor.

Problemi çözmek yerine yarayı kaşıyanların daha çok olduğunu görüyoruz.

Bu işten siyaseten rant sağlamaya yönelik çaba içinde olanların da farkındayız.

***

Başkan Kocaoğlu'nun dediği gibi yüzde 22 zam, olağanüstü bir zamdır.

Devlet baba, keşke emeklisine de memuruna da bu oranda zam yapabilse.

Ne var ki amaç, üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek.

İnanıyorum ki bu sorun çok kısa zamanda çözülecek.

İki yıl önceki filmde olduğu gibi, AK Partililer "Bakın sorunu biz çözdük. Devreye girdik, toplu iş sözleşme görüşmelerini aştık. Bu büyükşehir var ya... Beceriksizin teki..." diyeyecekler; poz verecekler, bakanlarla, müsteşarlarla...

Bu politik yaklaşımlar, sandıkta AK Parti'ye ne kazandırır?

Bence hiçbir şey.

Çünkü İzmirli, olup bitenin farkında.

Kimin sorunu samimiyetle çözmeye çalıştığını biliyor.

Kimin yokuşa sürdüğünü de...

***

Demiryolu İş Sendikası İzmir Şube Başkanı Hüseyin Ervüz'ü aradım.

"Sendika olarak, İzmir'deki grevler dışında nerede grev yaptınız?" diye...

Lafı kıvırmadan, itiraf etti:

"1995'te, demiryolcular olarak toplu greve gittik."

Türkiye'nin dört bir yanı demirağlarla örülü.

Oralarda hiç mi sorun yaşanmıyor?

İzmir dışındaki demiryol çalışanlarının hepsi iyi mi kazanıyor?

Tabii ki hayır.

Demek ki sendikanın tek hedefi var, İzmir.

Buna şaşırdık mı?

Tabii ki hayır.

***

"Size anlatacaklarım var" dedi Hüseyin Bey.

"Peki, buyrun" dedim:

"1800 lira maaş alan bir işçiye yüzde 22 zam yapsanız, ne olur.

Üstelik bu para, 18 aylık.

Aziz Başkan'ın önerdiği yüzde 22'yi oyladık.

320 kişi kabul etmedi. 6 kişi kabul oyu kullandı.

İstanbul'da bir makinist, 5 bin 600 lira maaş alıyor.

Bursa'da 3 bin 500 lira.

Bizde 144 makinist var. Sadece 4 makinist 3 bin 500 lira alıyor.

144 makiniste de aynı parayı versinler, gece yarısı sözleşmeye imza atacağım."