GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Metin ÖNEY
YAZARLAR
5 Ocak 2018 Cuma

Biz böyle değildik

Asırlar öncesinden söz etmiyorum..

Beş on sene öncesine kadar böyle değildik.

ABD ile veya Rusya, Irak, Suriye ve İran’la olan ilişkilerden bahsetmeyeceğim.

Konum bir zamanların pek popüler konusu AB de değil elbette… Güpegündüz Kızılay’da havayı fişeklerin patlatıldığı günler…

Biz konumuza dönelim:

Adam Rektör. “Cehaleti” övüyor. “Cahillerle” işlerin daha iyi gideceğini savunuyor.

Hz. Muhammet İslam’dan önceki döneme “cahiliye dönemi” diyordu.

Dikkat buyurun:

“Kafirler dönemi” demiyor.

“Katiller dönemi” demiyor.

“Zalimler dönemi” demiyor.

“Cehaleti” en alt mertebe olarak görüyor ve “cahiliye dönemi” diyor.

Beş aylık bebeği işkence ile öldürmüşler ve bir kutu içinde sokağa bırakmışlar.

Haberi okuyan spiker bile haberin sonun da “ülkemiz ne hale geldi” demekten kendini alıkoyamıyor.

“Eşofmanla” çıplaklığı özdeştiren “öğretmen” ve bu “öğretmen”e destek veren bir başka “öğretmen”.

Sekiz yaşındaki çocuklara “gerdek” yolunu gösteren “fetvalar”

“Diz kapağının altını veya üstünü” cinsellikle açıklayan kafasız kafalar.

Yazmakla bitmez.

Taciz ve tecavüzler ve bilhassa en yakın akrabalar arasında işlenen benzer suçlar.

Kesinlikle biz böyle değildik.

Andımız vardı: “Yasam küçükleri korumak, büyükleri saymak” diye devam ediyordu.

Kaldırdılar.

Biz “komşusu açken tok yatan bizden değildir”e inanırdık.

Şimdilerde “toklar aç yatar oldu çünkü gözleri doymuyor”….

Bütünüyle bu coğrafya 1071 den bu yana…

Böyle yalan,

Böyle talan,

Böyle haram görmedi.

Ama ilgili kurum ve kuruluşlar ve insanlarımız bunlarla ilgilenip çözüm yolları bulup gerekeni yapacaklarına ne yazık ki yukarda özetlemeye çalıştığım konuları tartışır oldular.

Bilmem abartı olur mu ama sanki “işgal sonrası” bir dönemi yaşıyor gibiyiz.

Hiç şüphesiz altını çizerek vurguluyorum ki toplumumuzun büyük bir bölümü yazmaya çalıştığım hususların tamamen dışındadır. Ancak manzarayı umumiye bunu göstermektedir.

Haksızlıklar ve çirkinlikler karşısında susmamak da dürüstlerin görevleri arasındadır.

Şimdi…

“Eyyyy filan falan Devlet…” diye seslenmeyeceğim.

“Eyyyy Millet…” de demeyeceğim. Çünkü O Milletin şanlı şerefli bir adı vardır… O da Türk milletidir ve:

“Eyyy Türk Milleti…” diye sesleniyorum.

Titreyip kendine mi geleceksin.

Deniz deryaya mı dalacaksın.

Bilemiyorum ama bu “Bizi biz yapan değerlerden” hızla uzaklaşan bu gidişe hukuk içinde demokratik yollarla bir çözüm bulmalısın.

Tabii “Aydınım” diyenlerin de öncülük yapmaları şartıyla…