GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ahmet Aydın AKANSU
YAZARLAR
27 Mayıs 2019 Pazartesi

Bir de Tunç Soyer Başkan’a önereceğim

Öncelikle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilen Tunç Soyer Beye hayırlı uğurlu olsun ve üzerime düşen ne görev olursa İzmir için desteğe hazırım.

Başlıkta anlaşılacağı üzere aşağıdaki yazıyı Sayın Aziz Kocaoğlu’na iki kez köşemde yazarak önermiştim.

Bu yazısı Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Sayın Nedim Bubik de köşesinde desteklemişti.

İklimle ilgili hava raporunu dinleyenlerin de bildiği üzere ülkenin bazı bölgelerinde yağmurlar, seller, dolular şehirleri perişan ederken, bazı bölgelerin de sıcaklardan kavrulacağı söyleniyor.

Şimdi durum bu noktadayken bir Sayın Kocaoğlu’na önerdiğim bu yazıyı Tunç Başkan’a da önermek istiyorum

Yaşanan aşırı sıcaklardan bunalmayan kalmamıştır herhalde. Ve her yıl katlanarak artıyor. Birinci sebebi Küresel Isınma. Bilim adamları bas bas bağırıyor durdurulması veya aşağıya çekilmesi için.

Küresel ısınmanın zararlarını ve nedenlerini 19 yıldır yazıyorum. Hatta ilk yazımı 2000 yılında “Küresel Isınma’nın önüne geçilmezse felaketler artacak” başlığı ile yazmışım. Atmosfere salınan karbon monoksit gazı nedeniyle küresel ısınmanın aşırı arttığı, dünyanın dengesinin bozulduğu, mevsimlerin anormal bir hal aldığı, orman yangınlarının her geçen yıl arttığı, buzulların eridiği, sel baskınlarının yaşanacağı sık sık haber olup tekrarlanıyor.

Gazete, kitap okuyan, haberleri dinleyen, inceleyen insanlar bu ciddi sorunları biliyorlar ve ellerinden geldiğince mücadele ediyorlar.

Ancak asıl sorun burada başlıyor.

Bilmeyen veya ilgilenmeyen milyonlarca insan var

Bu milyonlarca insana, hepimizi sıcaklardan perişan eden, dünyanın dengesini bozan, mevsimleri değiştiren küresel ısınmayı anlatmamız gerekmiyor mu?. Küresel ısınmanın önüne geçmek için karbon gazının aşağıya çekilmesi gerektiği, ormanların korunması, çöplerin geri dönüşümü, toplu taşımanın teşvik edilmesi, denizlerin ve kentlerin temiz tutulması, gereksiz tüketimimden kaçınılması gibi hayati konuları öğretmemiz gerekmiyor mu?. Evet gerekiyor. Örnek olarak İzmir’i ele alalım. Resmi kayıtlara göre 4 milyon 250 bin insan yaşıyor. İzmir’de, dünyamızın aşırı ısınmasına (Küresel Isınma) neden olan faktörleri bilenlerin ve mücadele edenlerin sayısı sizce kaç kişidir.  “500 BİNİ GEÇMEZ” DİYORUM VE İDDİA EDİYORUM.

Yani 3 milyon 750 bin kişi küresel ısınmanın nedenlerini bilmiyor ve veya umursamıyor. 500 bin kişi ise sürekli “Bu sıcaklar perişan ediyor, mevsimler değişti, küresel ısınma durdurulmalı, ormanlar yok oluyor, her yer çöplük içinde” gibi şikayetleri kendi içlerinde birbirlerine sık sık yapıyorlar. Bu yakınmalar havanda su dövmeye benzemiyor mu?. Peki bu yakınmalardan 3 milyon 750 bin kişinin haberi var mı? Yok. Neden?. Gazetelerin okuma, TV haberlerinin izlenme oranlarını ortada. Köşe yazarları okunuyor mu? 200-300 kişiyi geçmez. Kitap okunuyor mu? Yanıtı siz verin. Peki 3 milyon 750 bin kişiye nasıl ulaşıp küresel ısınmanın durdurulmasını anlatacağız. İşte önerim.

KESİNLİKLE 2 MİLYON KİŞİYİ DAHA KAZANIRIZ

Özel aracım olmasına rağmen toplu taşımayı (Belediye otobüsü, vapur, İZBAN, METRO) kullanan biriyim. İzmir’de 4 milyon 250 bin kişiden her gün 2 milyon kişinin belediye otobüsü, vapur, İZBAN ve Metro’yu kullandığını kabul edelim.

Bu toplu taşım araçlarında gazete, dergi veya kitap okuyanlar sizce kaç kişidir. Yanıtları duyar gibiyim. Maalesef.

Büyük çoğunluğu ya cep telefonu hastalığına yakalanmış, ya da boş boş sağa sola bakmayı tercih ediyor.

İşte bu noktada belediye otobüsü, vapur, İZBAN ile Metro’nun uygun yerlerine televizyon ekranları kurulup ve oradan sürekli küresel ısınmanın nedenleri, alınması gereken önlemler, ormanların ve denizlerin önemi, hava kirliliği ve insana verdiği zararlar, çöplerin geri dönüşüm yoluyla ekonomiye katkıları gibi yayınlar yapılsa o ilgisiz olan 3 milyon 750 bin kişiden 2 milyon kişi daha kazanılsa nasıl olur?.

Düşünebiliyor musunuz işine ve evine giden her bir yolcunun en az 15’şer dakika o görüntüleri sık sık ve aylarca izlemeleri sonucu oluşabilecek bilinci. Yani okuma, öğrenme, inceleme gibi merakı olmayanlara bu yöntem ile kentiyle, dünyasıyla ilgili bilgiler aktarılarak o insanlar da kazanılabilir.

Masrafı bir milyon olsa bile geri dönüşümü o kent için 100 milyonlar olacağı bir gerçek.

Bakın eleştirmek yerine çözüm sunuyorum. İzmir olarak biz başlayalım ve tüm Türkiye’ye örnek olsun.

Bu konuda bilgi anlamında desteğe hazırım.

Küresel Isınmaya karşı mücadele edenlerin sayısı Türkiye’de 5 milyon yerine 40 milyon kişi olsa fena mı olur