İzmir’in belediyecilik tarihinde…
Spor’u seven başkan çok…
Bireysel maharetlerini halı sahada gösterenler de çok…
Mesela…
Tunç Soyer Başkan, bisiklet sporunu çok seviyor…
Mesela…
Bergama’nın eski belediye başkanı Mehmet Gönenç ile…
Bornova’nın eski reisi Olgun Atila…
Futbol aşkı yüzünden ciddi sakatlık geçirmişlerdi…
Bi’diğer halı saha yıldızı Hüseyin Mutlu Akpınar’dı…
Abdül Batur, mesela…
Delikanlılık dönemlerinde Narlıdere Spor’un yıldızıydı…
Muhittin Dalgıç, kimseler bilmez ama sörf yapardı…
Mesela…
Rahmetli İhsan Alyanak boksördü…
Rıdvan Karakayalı zaten beden eğitimi öğretmeni, hep fit…
O’nunla yürümeye başla yan yana…
400 metre sonra diliniz çıkar yorgunluktan…
Mesela…
Aziz Başkan, iki saat yüzüyor her sabah…
Hatta…
Bu güzel şehir…
Spor Bakanı bile çıkarmıştı…
Bakınız gururla; Yüksel Çakmur…
***
İzmir’in burum buram tarih kokan ilçesi…
62 yıllık ilçe Selçuk’u…
Tarihinde ilk kez bir “Kadın Reis” yönetiyor…
Filiz Ceritoğlu Sengel…
Henüz 38 yaşında…
O’na “Efes’in Efesi” diyorlar…
Haklılar; doğma-büyüme Selçuk’lu…
Spor yapmayı seviyor; bu yüzden “fit” bir hanımefendi…
19 Mayıs’ın 100’üncü yılında…
Uçaktan paraşütle atladı; kutlamalara renk kattı…
Yardımla da olsa…
Hayatında ilk kez 700 metreden kendini boşluğa bırakıyordu!
Yere süzülürken…
Bulutların arasından ilçesine baktı…
Güzelim Pamucak sahillerine bi’kez daha vuruldu…
Bülbül Dağı’na, Meryem Ana evine kartal bakışı attı…
Antik Efes’in üstünden bir şahin gibi süzüldü…
Şirince’ye havadan hayran kaldı…
Alkışlarla toprağa ayak bastı ama…
Biraz da…
Dünyası değişmişti galiba…
***
Deltakanat ve cimnastik gibi spor branşlarıyla…
İlgilendiğini bildiğim için…
Telefonda sordum; “Paraşütle atlarken ne hissettiniz?” diye…
Cevap kısa ve net:
“O anda ilk aklıma gelen şey, (Her şey çok güzel olacak) hissiydi… Gökyüzünden süzülürken bu müthiş duygu aklımdan hiç çıkmadı… Doğup büyüdüğüm, yaşadığım ve şimdi belediye başkanı olduğum kenti gökyüzünden süzülerek görmek bana inanılmaz keyif ve gurur verdi… İnanıyorum ki; gökyüzü de buna şahit olsun, Selçuk’ta her şey çok güzel olacak…”
***
Heyecan yaratan şeylerde hep şu kelime kullanılır:
“Adrenalin…”
Nedir bu adrenalin?
Böbreküstü bezlerinin salgıladığı bir hormon…
Neye yarıyor?
Sizi, bizi, hepimizi acil “harekete” hazırlıyor…
Özetle…
Kendilerini heyecanlandıran şeyleri yapmaktan…
Büyük keyif alan insanlara, biz “adrenalin bağımlısı” diyoruz…
“Efes’in Efesi”, adrenalin bağımlısı mı, bilemem…
Ama tutup da bana…
“Sırtında Hayko Cepkin var, ha’di atla filan…” deseler…
Kaçacak yer ararım, o başka…
***
Hayaller eşliğinde “bulutların arasından” süzülürken…
Selçuk’un Reisi Sengel…
Kararını vermiş bile…
Çocukluğunda evinin kapısında kapıda “sek sek” oynarken başlayan…
Bugün iyice demlenen hayallerden söz ediyorum…
Taaa, en başta diyor ki:
“Hayal ettiğim Selçuk, ilham veren bir kenttir…”
Gerisi kendiliğinden geliyor:
Önce “İnanç Turizmi”nin güçlenmesi için kolları sıvayacak…
Dünya…
Saint Jean Kilisesi'ni, Meryem Ana'yı, İsa Bey Camii’ni…
Daha yakından tanısın diye…
Eylül’de, yeri-göğü inletecek bir “Efes Festivali”…
Binlerce yıllık tarihi atmosferin büyüsüne kapılanlar…
Selçuk’un…
Şeftalisini, ayvasını, narını, zeytinini, sarı incirini tanıyacak…
Bi’tane “Üretici Kadın Kooperatifi” yok mesela; o da olacak…
Şirince’nin reçeli, “Şirince” markası ile satılacak…
Çok kararlı…
Zehir akan Menderes Nehri’ni kurtaracak…
Bunun için Devlet Baba ile birlikte seferberlik ilan edecek…
İzmir’in Valisi de elini uzatacak tabii…
Mesela…
Antik Efes’i üç yıl önce yılda 3.5 milyon turist geziyordu…
Geçen sene neden 450 bin’e düştü bu sayı?
Avuç içi kadar Şirince, 1.5 milyon turist ağırlıyor…
Demek ki, var bu işte bir garabet?
***
Bütün bunların üstesinden gelebilmek için ne lazım?
“Belediyeciliği tavla oynayarak değil, satranç oynayarak yapmak lazım!”
Benim değil; Başkan Sengel’in sözü bu!
Bi’de, diyor ki…
Kentine havadan baktıktan sonra…
“Mızmızlanmak gibi bir lüksümüz olamaz; burası Selçuk… Dünya bizi tanıyor…”
***
Bitiriyoruz…
Madem…
Gökyüzünden kuş gibi süzülerek…
Kentini bulutların arasından izlemek iyi geliyor…
Ve dahi ufuk açıyorsa…
Tüm başkanlara tavsiye etmek yerinde olur…
Bi’kere deneseler ne olur?
Nokta!
Sonsöz: “Marifet nedir bilir misin? Taşlara bakan gözlerin çiçekleri görmesidir… / Hz. Mevlana…”