GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
19 Kasım 2020 Perşembe

Belediyeleri oyun dışına çıkarmak!

Çağdaş kamu yönetimine demokrasi karakterini kazandıran özellik, gücün/iktidarın yoğunlaşması değil, dağıtılmasıdır... Bu yüzden demokrasinin kurumsallaştığı ülkelerde ister Parlamenter isterse Başkanlık modeli uygulansın, denge ve denetim kurumları en az yürütme kadar etkilidir…

Gücün dağılması ve tabana yayılmasında en etkili kurumlar yerel yönetimlerdir... Her ne kadar sadece hizmet boyutuyla öne çıkarılsalar da, aslında yerel yönetimler, yerel halkı temsil ve katılım olanakları ile en azından prensip düzeyinde, demokrasi işlevi taşıyan kurumlardır…

Kamu hizmetlerinin yerinden ve daha etkin sağlanması anlamında yerel yönetimleri öne çıkaran çeşitli uluslararası sözleşmeler de bulunmaktadır... Buna rağmen Türkiye’de yerel yönetimler bazen siyasi kaygılarla bazen de merkeze rakip olarak görüldüğü için, bu sözleşmelerde adeta yerel yönetimlerin özü olarak anlam kazanan özerklikten yeterince nasibini alamamışlardır…

***

Son dönemlerde ve özellikle Tek Adam rejiminin kurumsallaşması ile birlikte, muhalefet partilerinin elinde bulunan belediye yönetimlerinden büyük bir rahatsızlık duyulmaktadır... Cumhurbaşkanı’nın sıkça dile getirdiği ifadelerde belediyeler adeta iki başlılık nedeni gibi gösterilip, etkisizleştirilmeye çalışılmaktadır…

Salgın ve deprem gibi felaketlerde bile merkezi ve yerel yönetimlerin işbirliğinden ziyade çatışmanın yaşanması, demokrasi zafiyetidir... Salgında belediyelerin yardım kampanyalarının engellenmesi, depremin sonuçları konusunda belediye başkanlarının konuşmasının yasaklanması gibi örnekler gücün tek elde toplanması anlamında demokrasi karşıtı bir tutumdur…

***

Bu türden girişimler sadece demokrasi zafiyetine yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumda zaten bir süredir var olan kutuplaşma üzerinden, seçmen blokları arasında mesafeliliğin artmasına da neden olmaktadır…

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Kanal İstanbul Projesine karşı çıkması demokratik bir hak olduğu halde, talimatla soruşturma konusu olabilmektedir… Yine İzmir Depremi’nin yaralarını sarma sırasında oldukça gayretli ve organize gözüken İzmir Büyükşehir Belediye çalışmalarını devre dışı bırakma hamleleri ve Başkan Tunç Soyer’e konuyla ilgili açıklama kısıtlaması getirilmesi kabul edilir şeyler değildir…

***

Seçimle göreve gelen HDP’li belediye yönetimlerinin talimatla görevden uzaklaştırılmalarına yeterli tepkiyi gösteremeyenler, bu örneklerle, Tek Adam rejiminin gücü tek kişide toplama çabasından vazgeçmeyeceğini anlamış olmalılar…

Demokrasi mücadelesi, aynı zamanda yerel yönetimleri etkili kılmaktan geçer… Yasal sınırlar dışına çıkmamak kaydıyla, merkezi yönetimle ilişkilerinde özerklikten yararlanma düzeyi, belediyelerin demokrasi işlevini yerine getirme düzeyi ile doğrudan alakalıdır... Dolayısıyla yetkili ve etkili yerel yönetim, kamu yönetiminin parçalanması değil paylaşılması anlamına gelir…