GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mahmut YILMAZ
YAZARLAR
17 Aralık 2013 Salı

Başbakan bu soruşturmanın da savcısı mı?

Biliyorsunuz Sayın Başbakan Ergenekon denilen davanın soruşturmasına başlandığında kendisini soruşturmanın savcısı  ilan etmişti.
Bir kesimden alkışta almıştı.
Kendileri Başsavcı olunca elbet soruşturmayı yürüten savcıları da polisleri de olacak.
Başbakandan sonraki en etkili savcı olan Zekeriya Öz, şimdi yolsuzluk operasyonlarının da arkasında.
Çok önemli kişilerin, Bakan çocuklarının, Genel Müdürlerin gözaltına alındığı bu soruşturmada büyük savcı kim acaba.
Cevapları duyar gibiyim.
Keşke Başbakan olsaydı.
Keşke olsaydı.
Hakim kararı ile suçluluğu sabit olmadan kimseye suçlu gözüyle bakamayız. Bakmamalıyız.
Ama ortada kapatılamayacak ve bence iyi düşünülmüş iyi araştırılmış bir soruşturma var.
Bundan suçu yargıya veya başka mercilere atarak kurtulmak mümkün değil.
Siyasi davalarda her zaman sizi alkışlayacak yandaşlar bulursunuz.
İddia utandırıyorsa alkışlar ya hiç olmaz ya da zayıf olur.
Ne olursa olsun sonun başlangıcındayız.
Başlangıcın sonunu getirmekte mümkün…..
 
 
YENİ BİR 27 NİSAN OLAYI MI?....
 
Sene 1983. Turgut Sunalp’ın partisi, Turgut Özal’ın Anavatan partisine karşı.
Kenan Evren son derece popüler. Bakmayın siz sonradan inkar edenlere. Tarihin en yüksek oyunu almış bir lider. Seçimden hemen önce Turgut Sunalp’ın partisine oy istedi.
Bir anda popülaritesi düştü. Halk sen karışma dedi ve iktidarı Özal’a verdi.
Evren farkında olmadan Özal’ı mağdur göstermişti. Halk mağdurun yanında yer aldı.
Sonra Devrin Genel Kurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın 27 Nisan bildirisi aynı işlevi gördü.
Hop denildi Yaşar Paşaya. AKP’yi mağdur ettin denildi.
Halk tabiî ki yine mağdurun yanında yer aldı. Oylar AKP’ye aktı.
Önümüzde seçimler var.
Tablo kötü. Ancak yeni bir mağduriyet safları sıklaştırabilir.
 Amerikan destekli the cemaatten başka da mağduriyet duygusu yaratacak güç kalmadı.
Dershaneler ile cemaat tahrik edildi. Harekete geçirildi.
Bakalım ileride kimlerle kimlerin görüşmeleri sayfalara dökülecek.
Eh bir on yıl daha konu sıkıntımız yok demektir.
Göreceğiz hangi gözyaşları diğerini boğacak.
Kim daha çok ağlayacak.
Göreceğiz…..
 
Günün anlam ve önemine binaen….
           
 
HAN’İ HARAP
 
Yiyin efendiler yiyin mısra-ı manzumeniz 
Bilinir bu çağda da, pek nezihtir yeriniz
 
Lakin şöhretli kılan değildir kalitesi
Çünkü değişmemiştir hala mantalitesi
 
Bundan müteessirim sözleriniz çok ağır
İte versen kudurur yaralanırdı sığır
 
Duydular efendiler pekte etki etmedi
İsimler değişti ya soygun yine bitmedi
 
Sizdeki hırsızların en büyüğü arsızı
Bizde ancak olurdu basit sokak hırsızı
 
Serzenişim bunadır haksızlık etmişsiniz
Bir hırka kuru ekmek yaşayıp gitmişsiniz
 
Azılı yiyicisiniz doldururdu bir kiler
Buna gülüp geçerler devirde bizimkiler
 
Öyle rüşvet irtikâp sıradan işler bizde
Büyükler küçükleri her zaman dişler bizde
 
Devri zamanınızın hazineyi varlığı
Şu iki bin dokuzda ancak mahdum harçlığı
 
Şimdi diyeceksiniz ne güzel var ki vermiş
Yok efendim nerede çalıp ta çırpıvermiş
 
Duyarım der gibisin ders alan çıkmadı mı
Halkım hala soyulur usanıp bıkmadı mı?
 
Halkımız iyi fakat her şeyi bağlar dine
Kim cennet vaat ederse oy topluyor kendine
 
Kıyaslarsak bu günü devri edebiyatla
Bu gün yazarçizerler geçinirler biatla
 
Haksızlık etmeyelim hiç yok değil namuslu
Lakin sesleri çıkmaz çok edepli çok uslu
 
Hal mesele böyledir bilesin diye yazdım
Seyredip aşiyandan gülesin diye yazdım