GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Hanzade ÜNUZ
YAZARLAR
19 Haziran 2022 Pazar

Babam ve ben

Ben babamı gizli gizli sevdim.

O da beni öyle.

Kelimesiz. Sessiz.

Babamla çizgi film seyrederdik keyifle. Tom ve Jerry özellikle.

Ben halıda uzanmış, babam koltuğunda.

Omuzlarını kaldırarak gülerdi, ses çıkarmadan.

Göz göze gülerdik.

Pazar günleri kovboy filmi seyrederdi babam.

Ben de ayaklarının dibinde, bayıldığım saatler.

Gazete okurdu babam satır satır. Hışır hışır sayfalar.

Babamı izlerdim.

***

Mavi, kırmızı parlak jelatin kaplı parmak çikolata alırdı babam bana.

Buzdolabını açıp rafta görünce sevinirdim, bilirdim benim için oraya koyduğunu.

Bir de görevim vardı en sevdiğim.

Babam traş olurdu köpüklü bütün yüzü.

Benim de yanağıma sürerdi.

İzlerdim banyo kapısında sesimi çıkarmadan tıraş oluşunu.

Sabırla beklerdim gizli görevimi.

Bitince traşı yüzünü yıkar, şişirdiği yanaklarına limon kolonyası sürüp bana doğru eğilirdi.

Telaşla, onlarca mum söndürür gibi nefes nefese üflerdim ben de yüzüne.

Babamın yanaklarını yanmaktan kurtardım diye çok sevinirdim.

***

Dövüşlü polisiye macera filmlerine bayılırdı babam.

Oturduğu yerde dövüşürdü hafiften kaptırarak, başını eğerdi yumruk yemesin diye.

Babamı izlerdim.

Bana bisiklete binmeyi öğretti babam.

Arkamdan tuttu düşmeyeyim diye.

Çakır keyif olduğunda kulağına çalınan şarkılara hafif hafif eşlik ederdi tatlı bir gülümsemeyle.

Babamı dinlerdim.

Araba kullanmayı öğretirken baba siniriyle müdahale ettiğinde kapışıp küsüşürdük sıkça.

Küsünce üzülüp birbirimizi gözler, kendiliğinden barışacağımız anı beklerdik.

İyi tavla oynardı babam, tavlada yenmeyi severdi.

Şans getirme numarasıyla yanına sokulup erkek sohbetli çekişmeleri izlerdim.

***

Bulmaca kurduydu benim babam.

Pencere kenarındaki koltuğunda bulmacaya bulanırdı gün boyu.

Caddeden geçerken babamı koltuğdaki yerinde görünce her şey yolunda diye rahatlardım.

Uğurlarken balkona çıkar, gözden kayboluncaya kadar arkandan bakar sadece elini kaldırıp, başını az eğerek hoşçakal derdi.

Çay üstadıydı babam, demlediği çayın lezzetiyle tanınırdı.

Tüm yaz boyunca kumsala sadece çay getirmek için gelirdi, akşamüstleri kumsala fincanla çay taşırdı bana.

Yerimden fırlayıp teşekkür ettiğimde mahçup bir sevinçle baba bakışı atıp hemen eve dönerdi.

Yeni bir tişört aldığımda mesela, ‘Ne gerek vardı, bir sürü kıyafet öyle duruyor’ diye söylenir…

Sonra da çocuk gibi hemen üstüne giyer,hiç çıkarmak istemezdi.

Bahçesiyle oynamak, çiçeklerini sulamak en büyük zevkiydi.

Yoruluyorsun diye kızmamıza aldırmadan yaseminin bahçeye düşen çiçeklerini elleriyle toplardı tek tek üşenmeden.

***

Dertleşir olmuştuk son yıllarda babamla.

Birbirini çok iyi tanıyıp anlayan iki dost gibi.

Küçülmüştü iyice, çok zayıftı.

Yemek de istemiyordu canı artık.

Bir domates dilimini çatalıyla üçe bölüp, matah bir lokma gibi tek tek ağzına atışını izlerdim.

 

‘Çubuk kraker’ derdim babacığıma.

Sırtına masaj yaparken kolu avcumun içine sığardı.

Öyle hafifti ki, ayakkabıları bile eskimezdi.

Paltosunu giyemezdi ağır geldiği için.

O nedenle sadece kışlık ceketiyle çıktı yeni yıl günü dışarı.

İki adım diye bakkala.

Son rakı ve sigarasını aldı.

Buz gibi havada fenalaşıp, zor attı eve kendini.

Doktor, hastane sevmezdi babam.

Korkar, müdahale ettirmezdi kendine.

Gıkı da çıkmazdı bir yeri ağrıdığında, şikayet etmezdi.

‘İnceldiği yerden kopsun’ derdi hep.

Onun istediği gibi oldu.

***

12 saat sürdü her şey.

Bir akşam üzeri saat dörtten, sabaha karşı dörde kadar.

Yatağında, uykusunda ayrıldı aramızdan.

Sessiz, hafif, nazik bir kuş gibi.

Kulağıma ezan okuyan babam.

Babam Günhan Ünuz.

Salih ve Neyire’nin oğlu.

84 yaşında, kimseyi telaşa vermeyen sakin bir vedayla.

Usulca.

Koltuğu boş, yatağı boş, ceketi askıda.

***

Canım Babam…

Canım Babam diye sesleniyorum içimden durmadan.

Eksikleri tamamlamak ister gibi.

Bende kalan canım babamları söylüyorum ardından.

Dostların, sevenlerin bilmediğimiz onlarca iyiliğini anlattılar ardından.

Benim gizli gizli seven, iyilik yapan babam.

‘Kızım’ dediğinde kalbime işleyen babam.

Babacığım, kuzucuğum, çubuk krakerim.

Başında sana benzer minnoş bir zeytin ağacı,

Gökyüzüne doğru yatırdık, toprak örttük üstüne.

Allah’a emanet ettik seni.

Canım babam.

(Bu eski yazım vesilesiyle güzel babacığımı rahmetle anarken, tüm baba gibi babalara ve babalık yapanlara sevdikleriyle, evlatlarıyla birlikte nice sağlıklı ve mutlu yıllar diliyorum.)