Hey güzel Allah’ım.
Bir etkinlik yapacaklar.
Önemli bir etkinlik hem de.
Şeb-i Arus töreni.
Sevgi paylaşılacak, gönüller bir olacak.
Nerede?
İzmir’de.
İzmir’de nerede?
M.K.A. salonunda...
???
M.K.A. neyin kısaltması olabilir?
!!!
Hadi canım...
Yok artık.
MEVLANA İZMİR’DE
Lafı fazla dolandırmadan anlatalım.
Ne olmuş?
Birileri çok güzel düşünmüş...
Mevlana’yı İzmir’de anmak istemiş.
Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin Hakk’a Vuslat’ının 743. Şeb-i Arus törenini İzmir’den başlatalım demiş.
Şeb-i Arus’u, yani Düğün Gecesi’ni İzmir’de düzenlemek için yola çıkmış.
Çok da iyi yapmış.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI DÜZENLİYOR
-Kim düşünmüş?
Kültür ve Turizm Bakanlığı düşünmüş.
Tüm dünyayı sözleri ve eserleri ile etkilemiş Mevlana Celaleddin-i Rumi anısına her yıl 17 Aralık’ta Konya’da düzenlenen Şeb-i Arus töreninin İzmir’den başlaması için kollar sıvanmış.
Gönüllerin Sultanı Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin ölümünü bir diğer deyişle Vuslat’ı anlatmak için “1. İzmir Şeb-i Arus Sema Töreni” düzenlenmiş.
Bir ilk gerçekleştirilmek istenmiş.
Her yıl 17 Aralık’ta Konya’da Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu eşliğinde yapılan Şeb-i Arus töreni ve sema gösterisi ilk kez İzmir’de yapılacakmış.
DAVETİYELER HAZIRLANMIŞ
-Ne zaman yapılacakmış?
1 Aralık Perşembe günü, yani bugün akşam saat 20.30’da imiş Şeb-i Arus töreni.
Hazırlıklar tamamlanmış, duyurular yapılmış.
Biletler satılmış.
Davetiyeler gönderilmiş.
Buraya kadar her şey çok normal gözüküyormuş.
-Peki davetiyeleri kim göndermiş?
İzmir Kültür ve Turizm Müdürlüğü göndermiş.
-İyi ama “1. İzmir Şeb-i Arus Sema Töreni” nerede yapılacakmış?
İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün hazırladığı davetiyeye göre,
Tören M.K.A. spor salonunda yapılacakmış.
Davetiyede,
“M.K.A. Karşıyaka Spor Salonu’nda düzenleyeceğimiz törene...” diye yazıyormuş çünkü.
M.K.A. SALONU
İyi de...
Bu M.K.A. Karşıyaka Spor Salonu da neresiymiş?
Her şeyden önce M.K.A. ne demekmiş?
M.
K.
A.
Anlayamamış önce davetiyeyi okuyanlar.
Telefona sarılmışlar.
“Bilmediğimiz yeni bir salon mu açıldı İzmir’de”
Diye sormuşlar.
KÖR ELLER
İşin aslı anlaşılmış sonra.
Meğer bazı eller...
Mühürlü eller...
Kör eller...
Sağır eller...
Utanmaz eller...
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK yazamamışlar.
Dayanamamışlar.
Korkmuşlar adından.
Mustafa Kemal Atatürk’ü yazamamışlar davetiyeye.
Elleri titremiş.
Kısaltma yapmışlar M.K.A. diye.
Cahillikleri gibi,
Terbiye engelli oldukları da ortaya çıkmış.
Devletin memurları, devletin davetiyesine Mustafa Kemal Atatürk yazamamışlar.
Atatürk’ü saklamışlar akıllarınca.
MEVLANA’YI ANMAK İSTERKEN...
Türkiye’de Atatürk adı verilen salon ve stadların ismi hızla kaldırılırken,
Karşıyaka Belediyesi tarafından altı ay kadar önce adı “Arena” yerine,
Mustafa Kemal Atatürk Karşıyaka Spor Salonu yapılan salon.
M.K.A. öyle mi?
Sakladınız mı şimdi siz Atatürk’ü?
Korkunuz geçti mi?
Bu densiz çaba bir kısaltma değil,
Küçülme olmuş.
Küçülmüşsünüz.
Mevlana’yı anmak isterken
Sevgisiz,
Mevlana’yı anmak isterken
Saygısız olmuşsunuz.
Yanlış kapıyı çalmışsınız.
Boşuna yorulmuşsunuz.
Bir türlü anlamadığınız, hazmedemediğiniz Atatürk Mevlana’yı Konya’da defalarca ziyaret etmiş, huzurunda saatlerini geçirmiş oysa ki.
Atatürk’ün Hz. Mevlana’nın fikirlerine duyduğu hayranlık tüm hayatında etkili olmuş,
“Ne zaman bu şehre gelecek olsam, içimde bir heyecan duyarım. Hz. Mevlana düşünceleriyle benliğimi sarar. O çok büyük bir dahi, çağları aşan bir yenilikçi” demiştir.
Siz Atatürk yazamayan eller,
Mustafa Kemal Atatürk’e
M.K.A. demeye yeltenenler,
Bu kafasızlıkla yarın bir gün
Gönüllerin Sultanı Hazreti Mevlana’ya,
Mevlana Celaleddin-i Rumi’ye de,
M.C.R. demeye kalkarsınız.
Ama biz izin vermeyiz.
Bu kafayla siz,
Ne Atatürk’ü saklayabilirsiniz,
Ne de Mevlana’yı anlayabilirsiniz.