GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
23 Ekim 2020 Cuma

Askıda ekmek, askıda demokrasi!

Çok da iyi değildi ama rejim tamamen değişti son referandumdan sonra... Adına “Başkancı”, “seçimli/yarışmacı otoriter” ve başka isimler verenler var… Çünkü bildiğimiz demokratik Başkanlık rejimlerine benzemiyor ve demokrasisi sadece seçimle sınırlanmış, keyfiliği ve otoriterliği artmış bir rejimin içindeyiz…

Bu rejim, Anayasası olan ama hukuku olmayan bir rejime dönüştü… Anayasa Mahkemesi’ni yeniden düzenleme arzusu da bu yüzden… Anayasa var ama etkisiz ve çelişkili… Cumhurbaşkanın yürütme haline getirildiği ve Parlamento’nun işlevsiz kaldığı bir rejimde denge ve denetleme işlevi görmesi gereken kurumlar tamamen etkisiz durumda.

Anayasaya göre “tarafsız” diye tarif edilen Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir partinin genel başkanı… Karakomik bir durum... Parti genel başkanı nasıl tarafsız olur ki? Yine Anayasal kurum olan diğer partilere de nasıl eşit mesafede durabilir?

***

Bırakın partileri, Mimar Mühendis odalarından Tabip Odasına ve Baro’ya kadar birçok meslek örgütünü düşman ve ayak bağı gören bir yürütme, nasıl olur da ülkenin bütünlüğünü temsil edebilir?

Daha önce de yazmıştık bu örneği ama tekrar edelim. Cumhurbaşkanı İzmir’e AKP İl Kongresine katılmak için gelmişti. Yani AKP Genel Başkanı olarak. Vali, kaymakamlar ve diğer devlet protokolü ayakta karşılıyor kendisini… Yani AKP Genel Başkanını…

Hal böyle olunca AKP İl ve ilçe başkanları, Vali ve Kaymakamlardan daha etkin rol oynuyor ülke yönetiminde… Ya da Vali ve Kaymakamlar bir partinin İl ve İlçe başkanlarına dönüşüyor... Devlet kadrolarına adam almaktan, ihaleye ve rektör ya da dekan atamaya kadar hep aynı mekanizma işliyor…

***

Hiç unutmam, AKP Genel Başkanı, partisinin İl Kongresine katılmak için geldiğinde üniversite rektör ve yöneticileri saatlerce havaalanı yolunda kendisini beklemişti... Bu rejim böyle işte… Devlet bürokrasisini ve üniversite yöneticilerini bir partinin emrine sunuyor…

Bu rejim tutarsızlıklar üretiyor. Kurumları felç ediyor... Darbe dönemlerinde bile, ihraçlar, uzaklaştırmalar ve tehditler karşısında kurumsal onurunu koruyan üniversiteler yerle bir oluyor mesela…

***

Sandıkla sınırlı bir demokrasi uygulaması, düşünce ve örgütlenme özgürlüğüne tahammül edemiyor. Denetim ve katılım mekanizmalarını tamamen tasfiye ediyor…

Bu yüzden Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi’nin yeniden düzenlenmesini istiyor… Başkancı sisteme uygun hale getirilmesini öneriyor…

“Askıda ekmek” kampanyasını başlatan aynı Bahçeli aslında “Askıda Demokrasi” kampanyasını da sürdürüyor aralıksız…