GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Rifat ÖZER
YAZARLAR
22 Ağustos 2021 Pazar

Aşk elması

Hep insanlardan, az da olsa hayvanlardan söz ederiz ya... Hepsi bir yana da, bugün, biraz da meyve sebzeden söz edelim...

 

İnsan, hayvan, gıda...

Gıda olmadan ikisi de yaşayamaz. Bu ikili de olmasa... gıda da bir işe yaramaz.

Bu üçlü, asla birbirinden ayrılamaz...

 

Aşk olmasa da insanlar yaşar ama, insanlar aşksız... mutlu da olamaz !

Amazon Kraliçesi Smyrna bile,

kurduğu kent aşkla anılsın... istiyor.

Onun için de Başkan Tunç Soyer’in,

‘Başka İzmir’i, “Aşkla İzmir” le oluyor ki,

İyi de oluyor...

 

Yazımızın başlığı da... temelinde tutku,

aşk ve özgürlük olan bir İzmirli olarak,

aşkla başlıyor... ama, bu aşk :

Domates aşkı, ‘aşk elması’ oluyor !

 

İzmir Büyükşehir Belediyesi...

Akdeniz Akademisi Bilim Kurulu Üyesi,

Prof.Dr Alp Yücel Kaya öncülüğünde,

2019 yılında Akdeniz’de ‘Egzotik’ Ürünler konulu konferanslar düzenleniyor...

 

Sunulan bildiriler... bir kitapta toplanıyor.

Yazımızın konusu Domates için...

Bu kitap da, başka kaynaklar da,

yararlı bilgiler sağlıyor.

Domatesin yolculuğu da, böyle başlıyor...

 

Domates bir Yeni Dünya ürünü...

Yeni Dünya dediğimiz de Kıta Amerikası.

Peru’da, Şili’de And Dağlarında,

çeri dediğimiz... küçük meyve veren

bir yabani bitki halinde yetişiyor !

 

Aztekler, xi-tomat derlerdi buna.

Avrupa’ya da, buraların işgalcisi olan İspanyollar’ca getirildi. Ve, tomato denmeye başladı.

 

İlk kez Meksika’da, sonra da İtalya’da ehlileştirildi... Bu şekliyle 1700’lerde Kuzey Amerika’ya gitti. Burada da üçüncü kez ehlileştirildi. 1893’de de sebze olarak sınıflandırıldı. Ancak, Dünyanın en popüler taze sebzesi olsa da domates,

Botanik olarak... meyvede kategorilendi.

 

Domates de dahil, Yeni Dünya ürünleri, XVI. yüzyıldan itibaren tüm Dünya mutfaklarını etkiledi.

XX. yüzyılda da, Akdeniz ve Türk mutfaklarında köklü değişiklikler yaptı.

 

Ülkemiz... dört mevsimi de yaşayan Dünyanın nadir ve nadide bir ülkesi.

Bu yüzden de her şey yetişebiliyor.

Kavun karpuz üretiminde Çin’den sonra ikinci. Biber, hıyar, fasulyede üçüncü. Domates, patates, ıspanakta dördüncü. Taze fasulye ve kuru soğanda beşinci oluyor.

 

Ülkemizde domates üretimi hızla arttı.

2013 yılında 11.8 milyon ton üreterek, dünya üretiminin % 7’ sini gerçekleştirdi.

2010 yılında kişi başına domates tüketimi... 113 kiloya ulaştı !

 

Bizde de biliniyor da ondan mı bu kadar çok tüketiliyor acaba ? Tabii biz bilemeyiz de onu ! Domates şöhretini... İtalyan Pietro Andrea Mattioli’ye borçlu... Çünkü Mattioli, 1544’de yazdığı makalede, domatesin afrodizyak etkisini... vurguluyor !

 

Belki de, fiyat bakımından herkese uygundu da ondan... Ama şimdi nerede o?

Hani, bir atasözümüz var ya,

Eski çamlar bardak oldu diye !

Dün Özdere pazarında bile kilosu,

5-7 Lira dolayındaydı !

 

Zengin, fakir her mutfağa girmesi,

hemen hemen her yemekte de olması,

her halde, sayısız faydalarındandır...

 

*A ve C vitaminlerini içerir.

*Kansere karşı antioksidandır.

*Bağışıklık sistemini güçlendirir.

*Kalp, damar hastalıklarında önleyicidir.

*Kan şekerini düzenleyicidir.

*Kabızlığın önüne geçer.

*Katarak oluşumunu geciktirir.

*Daha da nelere... deva olur !

 

İtalyanlar boşuna dememişler ki,

domatese...

‘Aşk Elması’ sonra da, ‘Altın Elma’ !

 

İyi Pazarlar...