GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
25 Ağustos 2021 Çarşamba

Aşı olmayan düşüncesizler!

Memlekette pandemi kaynaklı ölüm sayısı hızla artıyor. Adı umarım öyle olmaz ama “İzmir Varyantı” diye tanımlanacak yeni bir türden söz ediliyor. İzmir gibi aşının en yüksek oranda uygulandığı bir kentten böyle bir şey çıkma olasılığını yüksek görmemekle birlikte, bu virüsün daha tam tanınmadığını da öngörerek dikkatli davranıyoruz.

Ama memleketin hali aşı konusunda da pek fena. Aşı karşıtlığı ile ün salmış iki gazeteci peş peşe covitten öldü… Bu yazıyı kaleme alırken yine aşı karşıtı iki doktorun ölüm haberini aldık. Bu ne düşüncesizliktir.

Sağlık Bakanı “15.5 milyon kişi ilk aşısını yaptırmadı” diyor. Yoğun bakımdakilerin ezici çoğunluğunu aşısızlar oluşturuyor.

Çevremde gözlemliyorum 18 aydır evden dışarı çıkmayan, toplu taşım kullanmayan 70+ insanlar koşa koşa aşı yaptırmaya gidiyorlar. Her an insan içinde yaşayan bir grup genç ve akılsız aşı olmuyor.

Aşı karşıtlığı bu ülkedeki akıl ve dogma arasındaki farkın gerçek göstergesidir.

Can Selçuki’nin başında bulunduğu İstanbul Ekonomi Araştırma’nın yaptığı değerlendirmeler korkunç… Yayınlanan araştırma sonuçları İstanbul Ekonomi Araştırma tarafından, 6-10 Ağustos 2021 tarihlerinde Türkiye çapında 12 ilde 1501 kişi ile yapılan anket çalışmasının sonucudur.

Son haftalarda dünyada etkisini arttıran Delta varyantı ile birlikte, Türkiye’de de vaka sayıları yükselmeye başladı. Geçen aydan bu aya endişenin yükselmesinde bu varyantın rolü büyük. Ancak, birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de aşılama süreci devam ediyor. Sağlık Bakanlığı’na göre aşılamanın çok yavaş olduğu illerimizde vaka sayıları daha hızlı artıyor. Uzmanlar, salgında dördüncü dalga geldiği takdirde, bunun “aşısızların pandemisi” olacağını ifade ediyorlar.

Araştırmada “Maalesef uzman görüşler dışında başka birçok görüşe, düşünceye maruz kalıyoruz. Yalan haberlerin yanı sıra yerli aşı olmaması, daha önceden birtakım verilerin kamuoyundan gizlenmiş olması ve benzeri güven kırıcı sebeplerle aşı karşıtlığı, aşılama sürecinde bir engel haline geldi. Aşılamayı hızlandırmak ve koronavirüse karşı daha sıkı önlemler almak adına ortaya atılan bazı ifadeleri bu ay Türkiye genelinde sorduk” dendikten sonra çıkan sonuçlar şöyle açıklanmış:

Aşı olmayanların kafe, restoran gibi yerlere girmesi yasaklanmalı diye düşünenler yüzde 63…

Aşıların bize açıklanmayan yan etkileri var diyenlerin sayısı yüzde 57.4

Covid-19 aşısı zorunlu hale getirilmelidir diyenlerin oranı yüzde 60.3

Covid-19 aşısı olmayanlar çevrelerindeki tehlikeye atar diye düşünenlerin oranı yüzde 71

Görüldüğü gibi toplumun büyük çoğunluğu aşı olmayanların kamuya açık sosyal ortamlara alınmaması gerektiğini düşünüyor. Ancak yine aynı toplumun büyük çoğunluğu aşıların kamuoyuna açıklanmayan yan etkileri olduğuna inanıyor.

Bu durumun en mantıklı açıklaması, kamu sağlığını korumak ve çevremizdeki insanları tehlikeye atmamak için aşının tek alternatif olması. Nitekim yüzde 70'lik bir çoğunluk, aşı olmayanların çevrelerindeki kişileri tehlikeye attıklarını belirtiyor. 

Bu bağlamda, yüzde 60’lık çoğunluk Covid-19 aşısının zorunlu hale gelmesini destekliyor. Bu noktada akla ilk gelen şey, bireysel hak ve özgürlüklerin korunmasından ziyade, salgınla mücadele ve sağlık endişeleri diyebiliriz.

***

Ben biraz daha ileri gidiyorum, aşı olmayanların AVM’lere, toplu taşıma alınmaması gerektiğini söylüyorum.

Çünkü aşı olmayanların “ahlaksız” olduklarını düşünüyorum. Çünkü ahlak İnsanların toplum içindeki davranışlarını ve birbirleriyle ilişkilerini düzenlemek amacıyla başvurulan kurallar sistemi, başka insanların davranışlarını olumlu ya da olumsuz biçimde yargılamakta kullanılan ölçütler bütünüdür. Tarih boyunca her insan topluluğunda ahlak sistemi var olmuştur. Bu sistem toplumdan topluma ve aynı toplum içinde çağdan çağa değişiklik gösterir.

Şimdiki ahlaklı-ahlaksız ayrımı aşıdadır. Aşı olmayanlar her ne olduklarını iddia ediyor olurlarsa olsunlar. Benim için ahlaksızdırlar.