GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
23 Ağustos 2021 Pazartesi

Arılar yok oluyorsa insanın işi zor!

Marmaris Çam Balı stratejik önemde ülkemizin biyo-çeşitliliğini de yansıtan bir ürün… Benzersiz bir bal. Üretimden tüketime sorunsuz bir üründü yüzyıllardır. Evliya Çelebi bile övmüştü…  Ama son yangınlarda yüz yıllardır bal üretimi yapılan alanların yanarak kül olduğunu gördük. İçimiz acıdı… Alanların yanması bir yana ve arılarımız da kayboldu. Sadece Marmaris mi? Bodrum, Ören, Milas, Köyceğiz ve Fethiye’de 10 gün süren  orman yangınlarında binlerce dekar ormanlık alanla birlikte, tabiatın dengesinin sağlanmasında büyük işlevi olan ve tarımın olmazsa olmazı arı kolonileri de yok oldu. Bir yerde arı ya da kovan kaybedilebilir ama alan ve ağaç kaybı uzun yılların gittiği anlamına geliyor. Üreticiler bir çam ağacından 100 yıldır bal alabiliyorlardı. O ağaçlar şimdi yok.

30 yıldır okuduğum bir haberi akla getirdi bu gelişmeler: Arılar biterse insanlık yok olur mu?

Bu konuda “Tozlayıcı türlerdeki azalmanın nedenleri ve etkisini inceleyen” ilk küresel risk endeksi Cambridge Üniversitesi'nin başında bulunduğu uluslararası bir uzman panelince geçen hafta ortaya koyuldu. Sadece bal üretiminde değil, gıda amaçlı tahıllar ve çiçekli bitkilerin yüzde 75'inden fazlası, çoğalabilmek için bal arıları, kelebekler, yaban arıları, böcekler, yarasalar, sinekler ve sinek kuşları gibi canlılara ihtiyaç duyuyorlar. Mesela incir sineği olmasa o güzelim incirlerin hiçbirini yiyemeyiz…

Cambridge Üniversitesi Zooloji Bölümü'nden Dr. Lynn Dick dünya çapında tozlayıcıların azalmasındaki nedenleri ve bunun doğuracağı riskleri değerlendirmek üzere bilim insanları ve yerel temsilcilerden oluşan 20 kişilik bir ekip kurdu. Ekibin araştırması Nature Ecology & Evolution dergisinde yayımlandı. Tozlayıcıların yani başta arılar bütün böceklerin, kelebeklerin ortadan kalkmasının başta gelen nedeninin yaşam alanlarının yok edilmesi olduğu ifade edildi. Bunu hayvan otlatma, gübreleme ve monokültürü de içeren toprak yönetimi izledi. Üçüncü en önemli sebep ise ilaçlama olarak açıklandı. Araştırmacılar dördüncü sırada iklim değişikliğinin etkilerinin geldiğini ancak bu konuda eldeki verinin sınırlı olduğunu belirttiler.

Bu durumdan en çok etkilenenler tabii ki küçük çiftçiler. Afrika'dan Latin Amerika'ya dünyanın üçte ikisinde yer alan küçük çiftlik işletmeleri bu riskten özellikle etkileniyor. Tozlayıcılara ihtiyaç duyan bitkilerde verim, örneğin tahıllara göre çok daha fazla dalgalanıyor. Ancak bu risk sadece gıda anlamında değil, aynı zamanda estetik ve kültürel anlamda da geliyor. Uzmanlar tozlayıcı türlerin binlerce yıldır doğanın sembolleri olduğunu, bunların sayısındaki azalmanın insan refahını da derinden etkileyeceğini savunuyor. Tozlayıcı canlılar insanlık tarihinin başından beri sanat, müzik, edebiyat ve teknoloji için ilham kaynağı oluyor.

Dr. Dicks aslında türlerin neslinin tükendiği bir krizin ortasında yer aldığımızı, bunun birçok insan için henüz elle tutulur bir hale gelmediğini, ancak belki de tozlayıcıların toplu şekilde yaşanacak bir tükenişin en ön safında yer aldığını söylüyor.

Yani insanlığın bu konuda da aklını başına toplaması şart!