GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
12 Ağustos 2021 Perşembe

Anafartalar zaferi

Geçtiğimiz günlerde Anafartalar Zaferini andık. Birinci Anafartalar Muharebesi, Gelibolu'daki Müttefik Kuvvetleri'ne ulaşan takviye kuvvetleri ile gerçekleşen Suvla Koyu çıkarması ardından bu birliklerle Osmanlı kuvvetleri arasında 9 Ağustos 1915 tarihinde gerçekleşen savaştır.Akdeniz Yurtdışı Seferi Kuvvetler komutanı General Sır Ian Hamilton, İngiliz Savaş Bakanı Kitchener’e çektiği telgrafta, “Dün sabah Ece Limanı’ndan Büyük Anafarta’ya kadar olan bölgeyi zapt edemeyişimize yeterli bir neden bulamamaktayım.” Diyerek yenilgiyi kabul etmiştir.

İkinci Anafartalar MuharebesiÇanakkale Savaşı'nda son müttefik taarruzudur. Türk resmi tarihinde 21 Ağustos günü müttefik kuvvetlerce girişilen ve Çanakkale Savaşı’nın son büyük çatışması olan muharebeler, İkinci Anafartalar Muharebesi olarak geçer. İngiliz resmi tarihinde ise iki ayrı stratejik hedefe, iki ayrı cephe kuvvetlerince girişilen iki ayrı muharebedir. Her iki operasyon da Osmanlı tarafı açısından Anafartalar Grup Komutanı Kurmay Albay Mustafa Kemal’in mevzilerine yönelmiştir ve bu savaşta da İngilizler ilerleme kaydedememiştir.

Atamız… Girdiği her savaştan galip çıkan, öngörülü, önce çok başarılı bir asker, sonra çok başarılı bir devlet adamı… Bizim dışımızda dünyada hiçbir ülke yok ki, her yıl belirli bir günde, belirli bir saat ve dakikada herkes saygı duruşuna geçsin. Trafik dursun, araçlardakiler yolun ortasında araçlarından inip ayağa kalkıp, saygı duruşuna geçsin. Tün ülke bir dakika için dursun. Ne kadar farklıyız biz…

Atamızı yalnızca 10 Kasımlarda mı anıyoruz? Yoksa her gün, her ay, her an mı? Değerini her gün biraz daha anlıyoruz. Yaz yaz bitmiyor, oku oku bitmiyor, anlat anlat bitmiyor Atamız… Yalnız bizim için mi, yoksa dünyada da bitmiyor mu Atamızı konuşmak? Her yıl hakkında bir kitap daha yazılıyor dünyanın bir köşesinde…

Her derste örnek olarak veriliyor, yurtta ve dünyada. Bize de gururla dinlemek, anlatmak, yazmak düşüyor. Geçen hafta Oxford Üniversitesinde bir seminerde idim. Konu Müslüman ülkeler ve Müslümanlık. İngiliz hoca uzun uzun Atamızı anlattı. Devrimlerini, Müslüman dünyada ülkemizin bambaşka yerini. Ülkemizdeki kadın haklarını anlattı, laikliğimizi anlattı, İran’la, Suudi Arabistan ile farkımızı anlattı. Ben de keyifle ve gururla dinledim…

Ülkemizde bunun değerini bilmeyenler, hakaretamiz sözler söyleyenler olabilir ama onlar azınlıktır. Gelip geçicidir. Güneş balçıkla sıvanmaz. Ve Atamız güvenli bir liman gibi 16 Temmuz 2015 de olduğu gibi gerektiğinde herkesi bir araya getirir, aynı noktada toplar…

Böyle bir şeydir, Atamızın hiç bitmeyen koskocaman varlığı, en büyük güvencemiz, en büyük sevgimiz, en büyük gururumuz… Dünyaya örnektir. Biz onu her gün, her an, kalbimizde anarız…