GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
15 Nisan 2015 Çarşamba

Al birini, vur ötekine!

Biz ‘ithal adaya hayır’ dedikçe, gökten yağarcasına listeler dolup taştı.
CHP’de seçilecek sıralarda (benim standartlarıma göre) tam 7 ithal vekil adayı var.
AK Parti’de seçilecek sırada 5 toplamda 8 ithal vekil adayı var.
MHP’de ilk 3’lerde 3 ithal vekil adayı var.
HDP’de seçilecek sıranın tamamı ithal…
Vatan Partisi’nde ilk sıralarda 3 ithal aday var.
Saadet Partisi’nin bile ön sıralarında ithal var. Hatta Emine Ülker Tarhan’ın Anadolu Partisi’nin İzmir’den gösterdiği trans aday da İstanbullu…
Efendim birinin babası öbürünün karısı bir diğerinin dayısı İzmirli’ymiş… Kimi bir süre bürokratlık kimi gazetecilik yapmışmış… Bazıları her yaz İzmir’e uğramadan edemezmiş.
Meseleyi biraz daha uzatsak iş Adem ile Havva’ya kadar gidecek diye korkuyor insan. Hepimiz kardeşiz! Hepimiz İzmiriz’e dönecek neredeyse...
TBMM’de yer alması beklenen partilerin (Bana göre 4 parti) seçilecek sıralarını hesaba kattığınızda ‘İzmir milletvekili’ sıfatını taşıyacak 26 vekilden 15’inin kentle bir bağı olmayacak.
-Efendim İzmir’i çok seviyoruz, falan!
-Şöyle yatırım yapacağız böyle yatırım yapacağız…
-Hikaye! Sizden öncekiler gibi göreviniz bittiğinde arkanızı dönüp uzaklaşacaksınız.
En azından büyük bölümünüz…
En ilginci de MHP adayları…
Guinness Rekorlar Kitabı duysa kaçırmaz, kesin kaydeder.
Sayın Bahçeli ısrarla ve de inatla 1999’dan bu yana İzmir’den aynı iki ismi aday gösteriyor. 
Yani İzmir’in hatta Türkiye’nin belki de dünyanın ithal vekil rekoru Oktay Vural ile Ahmet Kenan Tanrıkulu’nda… Üst üste 5 seçimdir İzmir’den aday gösteriliyorlar.
İzmirli değiller… Burada yaşamıyorlar. Muhtemelen de yaşamayacaklar.
Hasbel kader Oktay Vural Dokuz Eylül Üniversitesi mezunu…
Tanrıkulu’nun öyle bir bağı bile yok.
Öyle ironik bir tablo ki bu! Geçmişte 57. Hükümet kabinesinde İzmir’i temsil ettiler. Haklarını teslim etmek gerekirse, kente hizmet de ettiler.
Hatta öyle ki sokağa çıkıp sorduğunuzda İzmir’in yerli vekillerini, adaylarını tanınırlıkta solladıklarını görebilirsiniz. Nasıl tanınmasınlar ki! 15 yıldır aralıksız aday gösterildikleri, 3 kez seçildikleri, 4. kez seçilmek durumunda oldukları bir kent İzmir…
Teşkilat bu kez direndi. Ama yeterli olmadı.
*
Peki, neden böyle oluyor? Yani İzmir neden ithal vekil cennetine dönüyor?
Bizler, İzmirliler isyan ettikçe genel başkanlar dozu arttırıyor.
Geçen seçimde 13 vekilin kentle bağı yoktu. Bu kez rakam 15’e çıktı…
Neden/niçin?
Aklıma Nasrettin Hoca’nın meşhur fil hikâyesinden başkası gelmiyor.
Hani Timur’un Anadolu’yu işgali süreciyle ilgili anlatılan o hikâyeden söz ediyorum.
Demek ki İzmir bu konudaki tavrını yeterince yüksek sesle dile getiremiyor.
Yahut Hoca’nın hikayesindeki gibi tam ‘genel başkanların’ makam odasının önüne gelindiğinde herkesin yelkenleri iniyor. Ve her defasında eve ikinci bir fille dönüyoruz.
Bölünüyoruz, parçalanıyoruz…
Son iki yılda CHP’nin MYK’sında bir tane bile İzmirli yoktu. Ege’den sadece Bülent Tezcan vardı. Yani koca Ege’den CHP’nin yükünü taşıyan bölgeden bir kişi…
AK Parti kabinesinde ise Ege’yi sadece Denizlili Nihat Zeybekçi temsil ediyordu. 
Ve bu manzara kimseyi rahatsız etmedi.
Böylesine orantısız, mantıksız bir manzara karşısında isyan bayrağını göndere çekemezseniz, ikinci hatta üçüncü file razı olmak zorundasınız.
Ne mi olur? Genel Başkan listeye 6 ithal vekil yazar, üstüne kendini de yazar.
AK Partililere soruyorum…
-CHP’nin listesi 24 saat önceden belliydi… Neden önlem almadınız?
… Tık yok!
Önlemden kastım şudur. O listenin başına Orman Bakanı yerine ‘orman bakanlığı yapacak kapasitede’ bir İzmirli yazılamaz mıydı? Cemil Şeboy gibi 3-5 tane daha ‘işte bu’ dedirtecek aday bulunamaz mıydı? Necip Nasır, Mehmet Bayındır en azından bir koltuk öne çekilemez miydi? Halkta karşılığı olduğunu yerel seçimde ispatlayan Necip Kalkan, İbrahim Ethem Yorulmaz’ın Almanya’dan, Tunceli’den gelenlerden eksiği neydi?
Hadi liste başlarını geçelim…
Dersimli Kemal’in karşısına Tunceli Üniversitesi rektörünü getirmek hangi siyasi akılla açıklanabilir?
-Efendim o da Alevi imiş… Kılıçdaroğlu’nun karşısında Tunceliler’den oy alacakmış.
Ba, ba, ba…
Peki, bu milletin aslı varken fotokopisine oy verdiği nerde görülmüş?
Biz ithal adaya hayır diyoruz ya… Adamlar Almanya’dan ithal aday getiriyor. Alman parlamentolarında görev yapmış, geçmişi çelişkili, hatta kimilerine göre karanlık…
Nereden çıktı bu aday diyorsunuz?
-İstanbul’dan arttı diyorlar.
-Ya öteki…
Adana’dan arttı…
-Savcı Sayan nerden çıktı?
-Ağrı’dan arttı.
CHP’ye dönüyorsunuz.
Biri Ankara’dan öteki Hatay’dan bir diğeri İstanbul’dan artmış adaylar…
Merak ediyor insan ister istemez.
-İzmir oradan buradan artanların vekil olacakları stepne bir kent mi?
-Yahut İzmir’den artıp da başka kente aday gösterdikleriniz neden olmuyor?
Gel de İzmir’in Ankara’ya gönderdiği son bakanlardan biri olan Adalet Eski Bakanı Hasan Denizkurdu’na hak verme!
Bu kentin gerçekten de Spartaküslere ihtiyacı var. Gerekirse bağımsız!
CHP listelerine bakıyorum canım sıkılıyor.
AK Parti listelerine bakıyorum ‘daral’ geliyor.
MHP, HDP hepsi aynı…
Vatan Partisi, BBP ile birleşen Saadet… Hepsi ithal aday dolu…
Bu kentin evlatları listenin gerilerinde, ithal beyzadeler, prensler, prensesler ön koltuklarda…
Tek kelimeyle… Yazık ve de günah…
Efendim ne zararı olabilir ki ithal vekillerin? Biraz abartmıyor musunuz diyenleriniz olabilir.
Onların kente vereceği zararlar sınırlı olabilir belki. 
Atandıkları andan itibaren gece gündüz İzmir çalışıyorlar muhtemelen! Tanıdıkları İzmirlilerle konuşup, internetten İzmir’i anlamaya/dinlemeye uğraşıyorlar.
Binlerce yıllık geleneğe sahip bir kenti birkaç günde çözmek zorundalar çünkü. İki aylık zaman diliminde İzmir’e ilişkin onlarca demeç verecekler. Proje açıklayacaklar.
Yani zırvalayacaklar…
Anlamadan, dinlemeden, kavramadan…
Kulaktan dolma, doldurma bilgilerle…
Hadi onu da geçtim. Bir ithal vekilin o kente en büyük zararı nedir biliyor musunuz?
İşgal ettiği koltuğa oturma olasılığı olan yerli ve doğru bir vekilden o kenti mahrum bırakmaktır. 
Tek bir doğru vekil bazen o kentin kaderini değiştirir. Bakan olur, başbakan olur… Gerekirse muhalefet yapar. Ama kendinden önce kentini düşünür.
İthal denilen tam da budur. Kentinden önce kendini düşünür. 
İstisnalar kaideyi bozmaz!