GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ayda ÖZEREN
YAZARLAR
26 Kasım 2022 Cumartesi

Aklın yalnızlığı

Müzik Önerisi: Yalnızlık Senfonisi Sertab Erener

Yalnızlık kişisel bir tercih olabilir bazıları için. Kendini dinlemek, olan bitenden ayrışmak, deneyimleri tartmak için kalabalıklardan uzak kalmak kendine yakın olmak olabilir.

Duyularımız bazen bizi yanıltabilir. Bazen her şey pek de göründüğü gibi olmayabilir. Kafamız karışabilir; gördüklerimiz, duyduklarımız ve hissettiklerimiz arasında gidip gelebilir. Yaşadığımız tecrübelerin üzerimizde bıraktığı etkilerini bazen pek de açık seçik göremeyebiliriz. Gözden kaçırdığımız bir şeyler olup olmadığını anlamak için bulunduğumuz noktadan bir iki adım geri çekilmek yalnızlık isteyebilir. Kendimizi karşımıza alıp kendimizle söyleşmek iyi gelebilir. Düşünmek iyi gelebilir. Düşünmek ruhun kendi kendine konuşmasıdır der Eflatun.

Kendi sesine kulak vermek, vücudundaki her bir uzvun senle kurmaya çalıştığı lisanı anlamaya çalışmak, kendine vakit ayırmak: Bazısı bu kaliteli zamana inziva der.

Kimisi bunu kalabalığın içindeyken yapabilir. Kalabalıkların içinde ve tahrikler arasında yaşanabilen yalnızlıkla gelen dinginlik BİLGELİĞE dönüşür.

Susarak unutabilen var mıdır?

Ya da yaşayarak alışan?

Güvenip aldanan ya da severek kaybeden…

Bütün bunları öğrenmiş bir insan için yalnızlık zevk olabilir, kendi tercihidir. Kendi yalnızlığına sarılabilir. Yaraları iyi eden, düşünceleri derleyen, kendisini yeni baştan tasarlamak için bir nefestir yalnızlık. İyilerle kötülerin muhasebesi için kendine ayırdığın vakittir. Kendi kendinle hesaplaşmadır bir nevi. Böylelikle kendinle sorunlarını halleder, yolun doğruysa ilerlemek için cesaretini artırmaya, yanlış isen düzeltmeye çalıştığın bir moladır.

Yalnızlığın başladığı yer korkuların azaldığı yerdir. Hiçbir ses vicdanın sesini bastıramaz ve kendinle baş başa kaldığında kendine ettiğin haksızlığa veya suçlamaya başkası cüret edemez.

Yalnızlığı sevmek yalnızlığa alışmak başka bir şey…

Kimsesizlik ise başka bir mesele. Yalnızlık kimsesizlik değildir. Esas mesele kimsesizliktir. Yalnızlığın en kötüsü budur.

Seni anlamayanların arasında kimsesiz kalmaktır Aklın Yalnızlığı.

Aklın yalnızlığı ruhun yalnızlığından beterdir. Ruh yalnız kalmayı becerir belki bazen ama akıl bunu yapamaz. Ruhun kendisi çağırır yalnızlığı, akıl ise asla kabullenmez onun gibiler olmadığını.

Aynı dili konuşamadığın, duyguları paylaşmadığın, acıları anlamadığın, mutlulukları çoğaltmadığın bir kalabalığın içinde ruh bir çıkış noktası bulabilir belki, ama akıl tutulur işte o yalnızlık çıkmazında, bir labirent bir girdap gibi inkarın helezonlarında kaybolur gider. Anlam arar, mana kovalar, kendi gibileri arar kendine.

Memleketin haline baktığımda herkes kalabalıkların içinde bir akıl yalnızlığı yaşıyor.

Aklının almadığı, mantığının kavramadığı olaylara seyirci, bunlarla mücadelede kimsesiz.

Alışkanlıkların, vicdanın, gelenek ve göreneklerin yerle bir olmasına seyirci, bunları koruma çabasında kimsesiz.

Bazılarının yalnızlığında bir dünya insan ama güçsüz

Bazılarının yalnızlığında bir mahşer kalabalık ama umutsuz…

Aklın yalnızlığında herkes bir tutam yalnız herkes bir tutam mutsuz

Aklın yalnızlığında her birimiz sanki kimsesiz.