GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Muhittin AKBEL
YAZARLAR
3 Kasım 2021 Çarşamba

Aklımız okuldaki yavrularda!

Koronayla mücadele ederken, eğitimi uzaktan verdik çocuklara, çoook uzun süre…

Yüz yüze eğitime geçilmesini ısrarla savunduk.

6 Eylül’den itibaren de çocuklarımız okul sıralarına oturdular, yüz yüze eğitim almaya başladılar.

***

Bir yandan yüz yüze eğitim olsun derken, öte yandan da gerekli önlemlerin en ayrıntılı biçimde alınması konusunda uyarılar yapıldı.

Ne var ki, bu uyarılar bir kulaktan girdi, ötekinden çıktı.

Hiçbiri ciddiye alınmadı.

Hal böyle olunca…

Öğrenciler sapır sapır döküldü.

Koronaya yakalanan öğrenci, karantinaya girdi.

Yetmedi.

Sınıfı da karantina altına alındı.

Dahası aşı yaptırmamakta direnen öğretmenler var.

Hatta bu direnişin sonucunda koronaya yakalanıp hayatını kaybeden eğitimciler için rahmet dilemekten başka bir şey gelmiyor elimizden.

Keşke zamanında aşılarını yaptırsalardı da bugün aramızda olsalardı.

***

Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Necip Vardal ile geçen haftanın rakamlarını konuşurken, söz döndü dolaştı, önlemlerle ilgili yapılan çağrılara geldi.

Vardal’ın, onun gibi pek çok eğitimcinin altını çizerek İl Milli Eğitim Müdürlüğüne ilettiği önerilere bakalım:

***

* Ders süresi, 30 dakikaya indirilsin. Bunu yaparsak, özellikle ikili eğitimin olduğu okullarda binalarının yükünü hafifletmiş, okulda kalma süresini azaltmış, böylece çocukların koronaya yakalanma riskini de en aza düşürmüş oluruz.

* Kalabalık sınıfları olan okullar var. 40 kişilik sınıflar, korona ortamında kabul edilemez. En azından pandemi kontrol altına alınıncaya kadar, bu okullarda ikili eğitime geçilmeli. Böyle bir uygulama, temas yoğunluğunu azaltacaktır.

* Sabahçıların çıkışı ile öğlencilerin girişi arasında 10-15 dakikalık bir ara var. Bu ara, temizlik ve havalandırma için yetmez. Ders süresinin kısaltılmasıyla bu sorun da aşılır.

*Aşı yaptırmamış öğretmen arkadaşlarımız, hem kendi hem çocukların sağlığı açısından acilen aşılarını olmalı. Öğretmenlerin pozitif vaka sayıları azaldı, öğrencilerde arttı. Öğrenciler de aşılanmalı.

***

Necip Vardal hocamız sohbetimizde, okulun temizliği, ayrıntılı hijyen, sosyal mesafe, maske gibi konulara hiç girme gereğini bile duymadı.

Çünkü bunlar, zaten yüz yüze eğitimin olmazsa olmazları…

Peki zamanında yaptıkları çağrılara kulak veren bir bürokrat olmuş mu?

Ne gezer!

***

Yüz yüze eğitime geçileceği, okullar açılmadan çok önce açıklandı.

Eğer önlemler yeterince alınsaydı…

Maske ve dezenfektan ile sınırlı tutulmasaydı…

Sınıflar 40 kişilik değil de 15 kişilik olsaydı…

Ders saati 30 dakikaya indirilseydi…

Türkiye genelinde 289 okulda ikili eğitime geçilirken…

İzmir’deki kalabalık okulların yoğunluğu, ikili eğitimle azaltılsaydı…

İki ayda 568 sınıf karantinaya alınmayacaktı.

1046 çocuğumuz koronaya yakalanmayacaktı.

268 öğretmenimiz de bu illet hastalığa teslim olmayacaktı.

Dersler aksamayacaktı.

***

İzmir’deki tabloyu gördünüz.

Yurt genelinde karantinadaki okul sayısı nedir, kaç öğrenci koronaya yakalandı, bilen yok.

İstiyoruz ki, aklımız okullardaki yavrularımızda kalmasın.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Yüz yüze eğitime devam etme kararlılığı içindeyiz!” dedi.

İyi hoş da…

Keşke daha sağlıklı ortamlarda eğitim veriliyor olsaydı.

Keşke velilerin aklı, yüz yüze eğitim alsın diye okula yolladığı çocuğunda kalmasaydı!

***

Atalarımız ne güzel söylemiş!

Zararın neresinden dönülürse, kardır.

Yine demiş ki atalarımız…

Akıl, akıldan üstündür.

Ne kaybedersiniz ki sendikaların, eğitimcilerin sözlerine kulak verseniz!

Onların çağrılarını dikkate alsanız!

Niye bu inat, niye?