GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
5 Şubat 2015 Perşembe

AK Parti Demirtaş’ı bile alsa…

HDP’nin seçime parti olarak mı yoksa bağımsız adaylarla mı katılacağı tartışmasına henüz nokta konulmadı.
HDP’nin parti olarak seçime girerse barajı aşıp aşmayacağına dair tartışmaların da ateşi sönmedi.
Ama Kürt kökenli seçmenin oy tercihine ilişkin iddialı yorumlar yapılıyor.
Bölgeyi çok iyi bilen, uzun yıllar bölgede yaşamış, gazetecilik yapmış bir dostumla sohbet ederken, onun ağzından döküldü bu cümleler.
- Öncelikle Kobani olayı Kürtler açısından bir milattır. Bütünleşmenin miladı…
- Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kobani’de çok kötü bir sınav vermiştir.
- Sadece savaştan kaçanlara kucak açmak değildi çünkü devletten beklenen… Bölge halkındaki algı AK Parti iktidarının IŞİD’e destek verdiği yönünde… MİT TIR’ları olayı ve savaşın ardından Erdoğan’ın ağzından dökülen cümleler çok şey anlatıyordu.
- Kobani uzun süre birbiriyle savaşan Talabani ve Barzani gibi grupları bir aynı cepheye topladı. Kürtleri adeta birbirine kenetledi.
- Ve Kürtler Kobani üzerinden müthiş bir başarı hikâyesi yazdılar. Hem askeri hem siyasi bir başarıdan söz ediyoruz.
*
Gelelim HDP’ye…
Kobani olayı da gösterdi ki Kürtlerin parlamentoda güçlü temsil edilmesi gerekiyor. Kobani’deki müttefik kuvvet ABD de HDP’nin parti olarak güçlü olmasını istiyor. Hatta bu seçimin finansmanının Barzani tarafından sağlanacağı konuşuluyor. Çok güçlü bir kampanya yürütmesi bekleniyor HDP’nin…
Peki, bugüne kadar büyük ölçüde dini duygularla AK Parti’ye oy verenler ne olacak?
Bu seçimde Kürtlerin tek vücut olacağını düşünüyorum. Hatta AK Parti Selahattin Demirtaş’ı bile transfer edip aday gösterse Kürtler’den oy alamayacaktır.
*
Neredeyse Apo aday olsa vermezler diyeceğini sandım bir an...
Doğrusu aradığım arkadaşın bu denli net olacağını hesaba katmamıştım.
Hatta onun bir parça AK Parti sempatizanı olduğunu da biliyordum.
Ve ben Kobani’yi yani sınırların dışını belki hiç sormayacaktım.
Daha çok çözüm süreci vs üzerinden konuşmayı planlarken Kobani’nin yaklaşan seçimlerde bu denli kritik öneme sahip olacağını doğrusu hesaba katmamıştım.
Meselenin Barzani ve ABD ayağı da varsa, HDP’nin seçime parti olarak girmesinin önünde ne Kandil durabilir ne İmralı…
 
Konuştuğum birkaç isim daha paralel cümleler kurdu.
Kürtlerin siyasal olarak zaferi tattığını bunu TBMM çatısı altında da taçlandırmak istediklerini vs…
İzmir’de konuştuğum birkaç Kürt kökenli siyasetçinin de AK Parti adına kaygıları vardı. Erdoğan’ın son dönemde ‘parçalanma/bölünme’ paranoyası yüzünden partiyi tek bir yapının üzerine bina ettiğini, Karadeniz ağırlıklı bu yapının kendilerini zaten taşıyamayacağını vurguluyorlardı.
‘Listelerde de yer almazsak kitlesel olarak HDP’ye gideriz’ diyorlardı.
İzmir özelinde HDP patlamasına karşı önlem alması gereken tek parti AK Parti de değil… CHP’nin de örgütlerinde hatırı sayılır bir yer tutan Kürtlere önlem alması gerekiyor. En azından aday bazında…
Gazeteci arkadaşıma göre AK Parti’nin az da olsa oy alma ihtimali var ama CHP’nin hiç şansı yok.
Ben öyle düşünmüyorum.
Kobani yarası bu denli derinse CHP’nin şansı AK Parti’den fazladır.
CHP’nin kritik noktalara doğru adaylar bulması halinde tabi ki...
Ama görünen odur ki Kürt kökenlilerin ekseri çoğunluğu HDP çatısı altında buluşacak.
HDP’nin ‘barajı aşacak 4. Parti olma’ iddiasının da seçim sonucuna etki edeceği kanısındayım.
İktidarın burnunun sürtülmesini, meclise 4. Partinin de barajı aşarak girmesini isteyecek kesimler de ‘gerektiğinde’ gözlerini kapatarak mührü HDP’ye basabilir.
 
Tabi ki HDP’nin barajı geçme ihtimali MHP’yi de tetikleyecektir.
Son süreçte yükseliş eğrisiyle dikkat çeken MHP’nin HDP’ye karşı bir baraj oluşturmak için büyütülme ihtimali vardır. Hatta CHP ciddi hatalar yaparsa MHP’nin ana muhalefet partisi olması bile benim için işten değildir.
Tabi ki MHP Batı’da CHP’den Orta Anadolu ve Karadeniz Bölgesi’nde de AK Parti’den beslenecektir.
Fizikteki etki-tepki prensibi gereği Türkiye’de Kürt siyasi hareketinin aldığı oyun en az iki katı MHP’nin hanesine yazılacaktır.
Tüm bunlar seçimlerin normal şartlar altında yapılmasıyla mümkündür.
Bir provokasyon yeter tüm hesapları yerle bir etmeye…
Bunun PKK’sı var IŞİD’i var…
ABD’si var İsrail’i var, İran’ı var.
ABD-Türkiye aşkının geldiği noktayı geçenlerde anlatmaya çalıştık.
Ve şu anda sokakta konuşulan iki parti var.
Biri HDP öteki MHP…
İçten içe yansalar da CHP ve AK Parti da durağan bir görüntü veriyor.
Birinde aday belirleme yöntemine dair soru işaretleri giderilebilmiş değil.
Ötekinde Saray’da hazırlanacağına kesin gözüyle bakılan listelerde Erdoğan ekibinin dışında kimlerin yer alacağına dair ciddi kuşkular var. Partinin 2001’de yola çıkarken oluşturduğu eğilimler koalisyonunun çatlaması söz konusu…
Paralel çatışmada Gülen ekibi gitti… Gittiği yetmiyor düşman haline geldi.
Son düzlükte Gül ve ekibi de saf dışı kaldı.
Merkez sağcılar, milli görüşçüler bile tedirgin… İşte Bülent Arınç işte Cemil Çiçek…
Kürtlerin ne durumda olduğunu yukarıda söyledik.
Kim kaldı geride…
Erdoğancılar ve asimile olmuş merkez sağcılar…
Bu tablo Erdoğan’ı kesmez… Zaten yetmez de!
İster istemez denge listesi hazırlamak zorunda kalabilir.
Yok, dengeyle mengeyle işim olmaz derse tabanında çok ciddi bir erozyon yaşar.
 
Devam edecek…