GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
29 Ağustos 2017 Salı

10 liralık ilaç için hayatlar sönüyor!

Korkunç bir olay...

Hatta korkunç ötesi...

Cumhuriyet 100 yaşına koşarken...

Kendi silahını, tankını yapan...

Deniz altından kıtaları birleştiren...

Sağlıkta devrim yapan güzel ülkemde...

"Meme Kanseri" ilacı karaborsaya düştü!

"Tamoxifen" isimli ilacı kanser ilacını bulabilmek için hasta yakınları şehir şehir dolaşıyor...

Neden biliyor musunuz?

Bu ithal ilaçları Türkiye'ye getiren firmalar Sağlık Bakanlığı ile fiyatta anlaşamıyorlar da ondan...

Gülmeyin, gerçek bu...

Oysa bu ilaçların perakende satış fiyatı, en çok 7.5 ila 12 lira arasında değişiyor...

"Değer mi?" dediğinizi duyar gibiyim...

Devam edelim...

Meme Kanseri'ne "şifa" olan ilaçları dört firma getiriyordu...

Zam hayal olunca, ilaçların piyasaya arzı önce yavaşladı... Yavaşlayınca bulunmaz hale geldi...

Dertli vatandaş eczanede o ilacı buldu mu, "Ya sonra hiç bulamazsam?" endişesiyle kaç kutu varsa hepsini almaya başladı... Bu da "yokluk dönemi"ni başlattı...

Faciayı, özüne sözüne çok güvendiğim, kadim dostum İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan'a sordum, "Haklısın..." dedi ve bakın, gerisini nasıl getirdi:

"Meme Kanseri ilacını getiren dört şirket vardı; ikisi pes etti artık o ilacı getirmiyorlar... Diğer ikisi getirmeye devam ediyor ama piyasaya az sürüyorlar... Bu da ilacın rahatlıkla bulunmasına engel oldu... Sıkıntı bundan kaynaklanıyor... Bir kutu Tamoxifen yurtdışında 14-15 Euro'dan satılırken Türkiye'de 10 küsur liradan raflara giriyor..."

Peki, ilacı bulamayan ne yapmalı?

Eczacı Odası Başkanı Sayılkan, Bakanlık uhdesindeki "İlacım Nerede?" sitesini işaret ediyor ancak orada da bir sıkıntı var... Eczacı ilacı satmış oluyor ama sitede hala o eczanede "var" görünüyor... Onca yol boşuna gidilmiş oluyor, bakanlığın buna da el koyması gerekiyor... Bu çok önemli... Acılı, sıkıntılı hasta yakını her girdiği eczaneden "eli boş" çıkarsa, en azından "hayata isyan" etmez mi?

Bakın, bunlar neden başımıza geliyor, biliyor musunuz?

Son 50 yıldır "ilaç yapmak" için tek adım atmadıkta ondan...

Evet, herşeyi yapıyoruz...

Yol, köprü, silah, gökdelen, tank, hatta uçak bile yapıyoruz ama ilaç yapamıyoruz... Aspirini, öksürük şurubunu filan geçiyorum...

"Hayati önem taşıyan" ilaçlardan söz ediyorum...

Bugün, "adam gibi" dünyada "ses getirecek" bir ilaç yapmaya kalksak...

Yeni moleküllerin bulunması, denenmesi, piyasaya sürülmesi, inanır mısınız... En az 10 yıl sürüyor... 10 yıl çok uzun süre... Türkiye'nin neler kaybettiğini görüyor musunuz? 

"Sağlıkta tasarruf olmaz" diyen İzmir Eczacı Odası Başkanı Sayılkan, "Bakanlık, özellikle hayati önem taşıyan ilaçlarda bir orta yol bulmak zorunda... Gecenin bir vaktinde bu ilacı isteyip de benden (Kalmadı...) cevabını alan hastanın gözlerinde sönen hayat ışığına tanık olmayanlar bu sıkıntıyı hayal edemez" diyerek sözlerini noktalıyor...

Sahi, kim ister bir çaresizin gözlerindeki "hayat ışığı"nın söndüğünü görmek?

Sonsöz: "Hastalık, ölümün hizmetçisidir..."