İzmir'in Kiraz İlçesi Belediye Başkanı Saliha Özçınar, kent merkezindeki "içkili mekan"ları yerleşim merkezi dışına çıkarmak için düğmeye bastı...
İzmir'e 142 kilometre uzaktaki Kiraz'da topu topu sekiz adet içkili mekan var... Şimdi hepsi kent merkezine beş kilometre uzaklıktaki Ödemiş yolu üzerinde işaretlenmiş bir bölgeye taşınıyor...
Neden?
Nedeni, MHP'den seçilen, daha sonra Ak Parti'ye transfer olan 33 yaşındaki Kiraz Belediye Başkanı Saliha Özçınar, "İçkili alan bölgemiz şehrin ortasında kalmıştı... Hemşehrilerim de benimle aynı fikirde... Mekan sahiplerinden tepki geleceğini sanmıyorum..." sözleriyle dile getiriyor...
Kendi bileceği bi'şi...
Ancak, bu ilginç "içki yasağı" sınırlarını zorlayan kararın altını kurcalamak gerek..
Şöyle ki...
Kiraz, Osmanlı'dan beri var... O zamanki adı, "Keles"... 1948'de ilçe olunca, adını "Kiraz" yapmışlar... Nüfusu giderek azalıyor... 10 yıl önce 45 bin iken, şimdilerde 43 bin civarında... Tam 52 köyü var... Onları da hesaba katarsanız ilçe merkezinde topu topu 12 bin kişi yaşıyor...
Yaşlıları, bebeleri, kadınları çıkar; kaç kişi gece meyhaneye gidip içki içer?
Topu topu sekiz adet içkili mekanda bir yılda kaç şişe rakı, şarap, bira tüketilyor da, bunlar şehir dışına postalanıyor?
Saliha Başkan, kolları sıvadığı icraatı için, "Seçim vaadimizde vardı" demiş... MHP'den seçildiği günlerdeki vaatlerinde mi, yoksa Ak Parti'ye geçtiği günlerde verdiği sözlerde mi?
Mensubu olduğu iktidar partisi, 15 yıldır yeri geldiğinde "aslanlar" gibi, "Biz kimsenin yaşam tarzına müdahale etmiyoruz" diyor... Saliha Başkan bunları duymuyor mu?
Kiraz'a komşu Ödemiş, Beydağ, Kınık, Salihli, Alaşehir ve Nazilli gibi ilçeler hiç böyle bir uygulama için harekete geçmiş mi?
Tabii ki...
Kamuya açık alanlarda; parklarda, kent meydanında, gar'da içki içilemez... Yasalar da böyle emrediyor...
Ancak...
Ruhsatlı mekanı kent dışına atmak ne kadar doğru...
Yedi MHP'li, dört Ak Partili ve üç CHP'li üyeden oluşan Kiraz Belediye Meclisi bu kararı nasıl onaylayacak? Encümen'in ve Emniyet'in ve dahi Kaymakam'ın bu gelişmeye bakışı nedir?
Kendisini yakından tanıdığım "dünya tatlısı" Kiraz'ın Reisi Saliha Özçınar'a, tarihi bir olayı hatırlatmak isterim...
Yaklaşık dört yıl önceydi... Başbakanımız Binali Yıldırım, o günlerde İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayıydı... Tarihler 15 Mart 2014'ü gösterirken, İzmirliler'e "Körfez'i Temizleme" sözü verirken şöyle seslenmişti:
"Ben İzmirliler'in hayat tarzına karışacağım... Ama nasıl? İzmirliler'in daha iyi şartlarda yaşaması, Kordon'da rakısını içen, balığını yiyen hemşehrilerimin kokudan burnunu tutmaması için çalışacak, Kordon'u tertemiz hale getireceğim..."
Başbakan'ın sözleri içtendi, doğruydu ve samimiydi Saliha Başkanım...
Samimiyet her kapıyı açar...
İçkili mekanları Kiraz'dan atmaya hazırlanırken, "Artık ilçemizin merkezinde utanç verici mekanlar olmayacak" demişsiniz sayın Başkan...
Kiraz adına en büyük utancı, çok değil, bu yılın Şubat ayında yaşamadık mı?
Kiraz'da 12-15 yaşlarındaki kız çocukların kaçırılarak evlendirildiği, o çocukların ailelerine "sus payı" olarak 20-40 bin lira ödendiği ortaya çıkmadı mı?
Siz de o günlerde çok üzüldüğünüzü ve kahrolduğunuzu söylemediniz mi?
Hangisi daha "utanç" verici?
Kiraz'daki sekiz adet içkili mekan mı, 12 yaşındaki kızların kaçırılıp evlendirilmesi mi?
Sonsöz: "Başın öne eğilmesin, aldırma gönül aldırma..."