GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Hanzade ÜNUZ
YAZARLAR
10 Mayıs 2022 Salı

'Hedefimiz yüksek, kibrimiz var'

Gömlek, Türk siyasetinde kravata göre daha önemli bir yer tutar.

Vitrin açısından önemlidir.

Zihinlerde kalıcı etki yaratır.

20 yıl önce yeni ve farklıyı temsil ettikleri iddiasıyla...

 “Gömlek değiştirdik…”  sloganıyla çıkanların...

Çakma gömlek giydikleri anlaşılmış…

Hava sönmüş, hayal kırıklığı yaratmıştı. 

***

Siyasette gömlek etkisi…

Seçmeni etkilemeye yönelik siyasi kampanyanın bir parçasıdır.

Siyasi liderlerin gömleği imajlarında önemli yer tutar.

Kimi lider giydiği gömlekle dinamizmini..

Kimi lider çalışkanlığını, şefffalığı…

Bazıları da özgürlüğe, demokrasiye verdiği önemi vurgulamak ister.

Mesela hatırlayın, Ecevit hep gök mavisi gömlek giyerdi.

Çok da yakışırdı kendisine.

Cem Uzan, yeni bir prototip yaratmıştı adeta.

Bembeyaz uzun kollu kolalı gömleği ciddi bir imaj çalışmasıydı.

Demirel’in gömleklerini hatırlamıyorum ama kimseye kaptırmadığı şapkası hala hafızamızda.

Özal’ın göbeğini kasan düğmesi fırlamış  gömleği aklımda yer etmiş.

Muharrem İnce’nin gömleği genellikle az önce halı saha maçı yapmış gibi duruyor nedense.

Tayyip Erdoğan protokol dışında pötikare desenli, jilet ütülü gömlek tercih ediyor.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun ise hiç değişmeyen, hep aynı beyaz gömleği gözümün önünde.

***

Bir de gömlek kollarını sıvayıp çıkış yapan genç kuşak siyasetçiler var…

Bakınız milyonlara umut veren Ekrem İmamoğlu…

Ne demişti seçim gecesi gözümüzün içine bakıp, gömlek kollarını katlarken…

“Yolumuz uzun, heyecanımız yüksek, gençliğimiz var”

Yüreğimiz hop etti,  aranan kan bulundu dedik.

Gönlümüze göre bir isim çıktı şükür diye düşündük.

Teri henüz kuramamış gömleğinin kolları sıvalıydı, gözlerinde ateş…

 Beklenen beyaz gömlekli prens gibiydi...

***

Ekrem İmamoğlu kolları sıvayalı üç yıl geçti.

Çok zor bir görevi, zor bir meclis ve gergin siyasi atmosferde devraldı.

İstanbul için yapacağı çok iş vardı.

Mutlaka önemli işler de yaptı.

Ama gel gelelim, yerim dar dercesine bir koşuya kalktı İmamoğlu.

Biz “İmamoğlu nereye koşuyor” diye bakarken…

Elbet akıl verenleri çok oldu, hiç fren tutmadı.

İstanbul Belediye Başkanlığı yetmiyor…

Ek işler yapmak istiyordu.

***

Bir zaman sonra İmamoğlu’nun gözlerine dahi çocuk bakışı geldi.

Parmağı sürekli havada her şeyi bilen öğrenci gibi davranmaya başladı.

Kendini koyacak yer arar bir hal sezildi.

Ülke siyasetinde boy vermek isterken, şımarık hatalar yaptı.

İstanbul’u sel aldı, kar tatiline gitmişti “Özel hayatım” dedi.

Şaşırdık, yutkunduk.

Danışmanı etrafa ayar verdi,  bak sen dedik.

İstanbul kara battı, restoran yolunu temizletip İngiliz Büyükelçi ile yemek yedi.

Ortaya çıkınca en çok kızdığı bölüm mobeselere yakalanmak oldu.

Ağzımız açık şaşırdık İmamoğlu’na.

***

Akacak kan damarda durmuyordu.

Son olarak Ramazan Bayramı tatilini fırsat bildi…

Ekrem İmamoğlu dev bir imzayla üzerinde ismi yazan…

Şahsım otobüsüne bindi, Karadeniz gezisine çıktı.

“Hayırdır nereye gideysun yiğenim” diye soranlara…

“Vız gelir, tırıs gider” dedi.

Yaka silktiğimiz tek adam dilini…

Daha henüz “Birkaç İyi Adam”  iken benimsedi.

Beyaz gömlekli prens yükselen itirazlara bakıp düsturu çekti:

“ Akıllı olun” dedi.

***

İşte burası çok önemli...

İmamoğlu kesinlikle haklı.

Gerçekten çok akıllı olmalıyız.

Şahsım otobüsüne binenlere kızmayın.

Onlar her daim binecek yeni bir otobüs bulurlar.

Siz bakın biz yaya kalmayalım.

Biz,  “Yolumuz havalı, hedefimiz  yüksek, kibrimiz var”  üslubuna...

Beyaz gömleği bollaşanlara dikkat edelim.

“Her şey çok güzel olacak” dediler.

Hepsi çok kibirli oldu.