Pandemiyle tanıştığımızda takvimler, 2020’nin 11 Mart’ını gösteriyordu.
Beyaz önlüklülerin verdikleri sağlık hizmeti, o günden itibaren farklı bir boyut kazandı.
Ne olduğu dahi bilinmeyen bir virüse karşı verilen mücadelede, binlerce sağlık çalışanı olağanüstü bir “direnç” ortaya koydu.
Ailesine bulaştırmamak için haftalarca evine gitmedi.
Hastanede yattı, kalktı.
Sevdiklerini ancak cep telefonundan görüntülü aramalarda görebildi.
***
Buna rağmen ne onların üzerindeki mobbing azaldı.
Ne de sağlık çalışanlarına yönelik şiddette bir gerileme oldu.
508 sağlık çalışanı, virüsün ortalıkta kol geldiği bir ortamda hayatını kaybetti.
Sağlık şehidi olarak bile kabul görmediler.
İnsanlara sağlık hizmeti sunmaz adına hayatlarından olanları rahmetle anıyorum.
Öyle bir zaman geldi ki…
Tüm ülkede herkes balkonlara çıktı, sağlık çalışanlarına “alkış”larıyla şükranlarını sundu.
Hatta…
Devlet büyükleri, kamera karşısına geçip “Sağlık çalışanlarının hakları ödenmez!” dedi.
Nitekim de ödenmedi.
Onca fedakarlığın karşılığını sadece alkışla aldılar, ekonomik olarak değil!
***
Tüm bunlara rağmen pes etmeden, küsmeden, darılmadan, işi yavaşlatmadan…
Canla başla sağlık hizmeti vermeye devam etti, koca yürekli sağlık çalışanları…
Onların bu ayakta kalma mücadelesi ve sağlık hizmetini aksatmama adına gösterdikleri olağanüstü direnç, bir yerde karşılıksız kalmadı.
Kısa adı “TAKSEV” olan, Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakfı, Direnç Ödülü’nü, sağlık çalışanları adına İzmir Tabip Odası’na verdi.
Bu ödül, herhangi bir ödül değildir, bana göre.
Öyle ki bu ödül, tüm yorgunlukları unutturan, motivasyon sağlayan, çekilen çileleri zihinlerden kısmen de olsa uzaklaştıran bir ödüldür.
***
TAKSAV; Uluslar arası İzmir Tiyatro Festivali’nin 9’uncusunu, 3-12 Aralık tarihleri arasında İzmir’de gerçekleştirecek.
Bu büyük festival öncesinde…
Covid 19 nedeniyle, dünyanın mesafeli, ama temassız bir sahneye dönüştüğü, insanların perdeleri indirip evlere kapandığı süreçte, yaşamın sürdürülebilirliği için canları pahasına “Direnç”le mücadele eden tüm sağlık çalışanları adına…
Bu ödül, İzmir Tabip Odası’na takdim edilecek.
İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, 2 Aralık’ta, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde törenle, tüm sağlık çalışanları adına alacak.
***
Bu noktada, İzmir Tabip Odası’nın pandeminin ilk gününden itibaren verdiği büyük mücadele göz ardı edilemez elbette.
Sağlık çalışanlarının emekleri kadar, İzmir Tabip Odası’nın ortaya koyduğu müthiş mücadele de kıymetlidir.
TAKSAV’ın sağlık çalışanlarına layık gördüğü “Direnç” ödülünün, 23 Kasım’da İstanbul’dan başlayıp, yarın Ankara’da sona erecek “Beyaz Yürüyüş”e katılan hekimlere çok büyük bir moral olduğunu söyledi Başkan Lütfi Çamlı…
Bunca zamandır Oda olarak verdikleri mücadeleyi özetleyen Başkan Çamlı, şunları söyledi:
“İzmir Tabip Odası olarak, yanlış bir takım uygulamalara, alınan kararlara kamu adına itiraz edilmesi açısından aktif bir mücadele sergiledik.
Bir yandan halkın sağlık hakkı, bir yandan sağlık emekçilerinin hakları için çabaladık. Hala da aynı çabayı gösteriyoruz.
İzmir Tabip Odası, pandeminin ilk gününden beri, gerek sağlık çalışanlarının covid 19 belasından korunmasından tutun da, onların her türlü özlük haklarına, ekonomik haklarına sahip çıkmaya çalıştı.
Yetkililerle görüşmeler yaparak, yaşanabilecek birtakım olumsuzluklara itiraz etti.
Bu konudaki mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.
Arkadaşlarımız, covid açısından bulaş riskinin oldukça yüksek olduğu bir mesleği icra ediyorlar, özveriyle çalıştılar, özverili çalışmalarını halen sürdürüyorlar.
500’den fazla arkadaşımızı yitirdik, onları saygıyla anıyoruz.
Tüm sağlık emekçileri adına alacağımız ödül, büyük bir emeğin, çekilen onca acının ve sağlık çalışanlarının gösterdiği çok güçlü bir direncin ödülüdür.
Hak edilmiş bir ödüldür.”
***
Evet; bu ödül, sağlık emekçilerinin çoktan hak ettiği bir ödüldür.
Ödülden daha fazlasını hak ediyor aslında, sağlık emekçileri…
Ne demişti devlet büyükleri, onlar için?
“Sizin hakkınız ödenmez!”
Evet; manevi olarak haklarını asla ödeyemeyiz.
Ama maddi kısmını ödemek mümkündür pekala!