GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
30 Ağustos 2021 Pazartesi

'Biz' derken neden şimdi 'ben' oldu?

Son yerel seçimlerin…

Cumhuriyet Halk Partisi adına…

Türk Siyaset Tarihi’ne geçecek bir farkı var!

Atatürk’ün yarattığı asırlık Altıok…

Kemal Kılıçdaroğlu’nun komutasında…

İlk kez 11 Büyükşehir Belediyesi’ni alarak…

Yanına 10 şehir ve 191 ilçe belediyesini de ekleyerek…

Ana Muhalefet Partisi’ne gönül verenleri haklı olarak heyecanlandırmıştı…

CHP’ye gönül verenler için…

Yapılacak tek şey kalmıştı:

“İktidara yürümek…”

***

Kılıçdaroğlu, 10 yılı aşkın süredir…

CHP’nin Kaptan Köşkü’nde oturuyor…

Tabii ki, koşturuyor…

Tabii ki, kalıcı muhalefet yapmaya çalışıyor…

Üstelik…

Bu yılın (2021) ilk günlerinden itibaren…

Her türlü “siyasi” söylemin gölgesinde…

“Millet İttifakı” zedelenmesin diye büyük özen gösteriyordu…

Mevcut iktidarı eleştiren her türlü demecin içinde…

“Birlikte” ve “El ele” olmanın karşılığı kabul edilen…

“Biz” zamirinden hiç vazgeçmiyordu…

Mesela…

Geçtiğimiz Şubat’ın başında şöyle demişti:

“Ben, (Dostlarımızla beraber iktidar olacağız) dediğim zaman çıldırıyorlar... Çıldırmayın, dostlarımızla iktidar olup; bu ülkeye huzuru, bereketi ve demokrasiyi getireceğiz…”

Bi’altın örnek daha:

“Esnafın pandemi döneminde aldığı kredilerin faizlerini sileceğiz... Ana parayı TESK’le konuşarak takside bağlayacağız”

Bi’tanecik daha, çünkü müthiş anlamlı:

“Bir kararname ile esnafın stopaj vergisini kaldıracağız…”

***

Nisan’ın sonu, Mayıs’ın başıydı…

Kılıçdaroğlu, “Birlikten kuvvet doğar” sözünün…

Ne kadar doğru olduğunu kanıtladı:

“İktidara geldiğimizde, Kanal İstanbul’a talip olan ülkenin parasını ödemeyeceğiz… Bizden bir banka buraya kredi verirse günü geldiğinde o da görür…”

***

Yaz, kendini müjdelerken…

Kılıçdaroğlu’nun “İktidar Koşusu”ndaki sözlerinin zamirleri…

Bi’anda…

Değişim yaşama başladı…

Artık konuşmalarında…

“Biz” yerine “Ben” demeyi tercih ediyordu:

“Sevgili gençler, bunları artık yemeyin... Çünkü bunlar gidici… Sözüm söz, sizden çalınan ne varsa hepsini alıp size vereceğim…”

***

CHP lideri, Mayıs ayında şu sözü verdi:

“İktidar olduğumuzda göçmen sorununu 2 yıl içinde çözeceğim”

***

Sonra Temmuz geldi ve Cumhurbaşkanlığı makamının uçakları gündemdeydi… Kılıçdaroğlu, yine “Ben” dedi:

“Vallahi de satacağım billahi de satacağım... Söke söke alacağım ve satacağım. Erdoğan duysun, sadece uçakları değil, o garaja koyduğun her biri milyon dolar olan o pahalı arabaların tamamını satacağım…”

***

Temmuz sona ererken, Kılıçdaroğlu şöyle dedi:

“O kanun hükmünde kararnamelerle görevden alınan, işine son verilen, ekmeği elinden alınan herkesi görevine iade edeceğim... Yeter ki, teröre bulaşmasın…”

***

Kılıçdaroğlu’nun, “ben” ile başlayan demeçleri tam gaz sürüyor:

“Allah nasip ederse sizlerin oylarıyla iktidar olursam ben o Suriyelileri, davulla zurnayla kendi ülkelerine göndereceğim…”

***

Bu “ben” ile başlayıp “ben” ile sona eren sesleniş…

CHP’yi de coşturdu…

Ancaaak…

Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine…

Normal süreçte…

(18 Haziran 2023)

İki yıldan az zaman kaldı…

Erken Seçim de artık fazla dillendirilmiyor…

O zaman…

CHP Lideri, sürekli “ben” diye başlayan sözler vererek…

Aylar önce hafiften çıtlattığı “Cumhurbaşkanı Adaylığı”na mı hazırlanıyor?

Neden olmasın?

***

Konuyu açalım hafiften…

Kemal Kılıçdaroğlu

Özellikle, tekrarlanan“İstanbul Seçimi”nden sonra…

İktidar Partisi’nin elinin…

Eskisi gibi güçlü olmadığını fark etti…

Doğal olarak…

“İktidara bizzat yüklenmenin tam zamanı!” diye düşündü…

Arkadan gelen süreç…

Baş döndüren “dertler yumağı” oldu Türkiye için…

Pandemi… Hayat pahalılığı… İşsizlik… Eğitime verilen ara… Enflasyon…

Akıllara hep…

Rahmetli Demirel’in, “Tencere her hükümeti sallar!” sözünü getiriyordu…

Ni’tekim, yakın arkadaşları…

Cumhurbaşkanı Adayı konusunda, Kemal Beyi “oya gibi” işlediler…

Sonunda…

“Arzular Şelale…” misali…

“Biz” diye konuşan Ana Muhalefet Lideri, “Ben” demeye başladı…

Bu proje işe yarar mı, güven verir mi?

İşte bütün mesele burada düğümleniyor…

***

Projenin “işe yarar” hale gelmesi için…

İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in kocaman “destek” vermesi şart…

Saadet Lideri Karamollaoğlu’nun…

Parti içindeki “babalar”ın yakın markajından kurtulması gerekiyor…

Ancaaak…

Bu projenin açık/seçik güçlü bir kahramanı daha var:

Ekrem İmamoğlu…

Sahneye çıktığı ilk günden beri…

“Şans, talih, kısmet…” diyerek…

Sessiz zaferlere imza atan ve dahi…

Kendisi için…

“N’olacak bu Cumhurbaşkanlığı adaylığı muhabbeti?” diyenlere…

Kıvrak çalımlarla…

Nasıl cevap veriyor?

Sadece şunu söylüyor:

“Tek konsantrasyonum İstanbul Belediye Başkanlığı…”

Eee, o zaman…

“Kim tutar Kılıçdarğlu’nu?” demeye kalmadı…

Aklımıza şu geldi?

Tutun ki, kazandı; Reisicumhur seçildi Kemal Bey…

O zaman…

CHP’nin “1 Numara”sı kim olacak?

Neden bu soruyu sordum?

Çünkü, CHP Lideri bir ay önce şöyle demişti:

Bu memlekete nasıl bir cumhurbaşkanı olmalı? Asıl sorumuz bu olmalı… Bir partinin genel başkanı değil, bütün vatandaşları kucaklamalı…”

Nokta…

Sonsöz: “Her şey vaktini bekler… Ne gül vaktinden önce açar, ne güneş vaktinden erken doğar… Bekle, senin olan sana gelecektir… / Hz. Mevlana…”