Hüseyin ESENERGÜL

10 Ağustos 2012 Cuma 00:00

EGEDESONSÖZ - Türkiye’nin önde gelen müteahhitlik firmalarından biri olan Rönesans Holding, İzmir’deki Optimum Outlet’de yakaladığı başarıyı, İzmir’de yapmayı planladığı 500 milyon dolarlık iki proje ile sürdürmeyi hedefliyor. Bugüne kadar dört şehirde ‘Optimum’ adıyla hayata geçirdiği alışveriş merkezi (AVM) konseptini yeni yatırımlarla çeşitlendirmeyi hedefleyen firma, bir yandan yeni mağazaları ‘Kozzy’lerle ülke geneline açılım yaparken bir yandan da İzmir’deki etkinliğini yeni projelerle arttırmayı hedefliyor.



Kendisini İzmirli bir ailenin Ankara’da yaşayan çocuğu olarak tanımlayan Ronesans Holding’in CEO’su Hüseyin Esenergül’le, Gaziemir’deki Optimim AVM’de görüştük.

Yakın zamana kadar özellikle Rusya’da birçok müteahhitlik hizmeti veren ve 40’a yakın AVM projesini hayata geçiren Rönesans Holding, bu alanda gösterdiği başarısını Türkiye’de kanıtlamaya çalışıyor. Optimum Outlet İzmir’de, firmalarının yeni yatırımları ve projeleri hakkında görüştüğümüz Rönesans Holding A.Ş. CEO’su Hüseyin Esenergül, ‘Ege’de Sonsöz’ okuyucularına özel açıklamalarda bulundu. İşte İzmir’i çok sevdiğini söyleyen Esenergül’ün sözlerinden öne çıkanlar…

 

Burası, 30 Mart 2012 tarihinde açıldı. Aslında firma olarak bizim için çok güzel bir başlangıç oldu. Çünkü Optimum Outlet, bizim Rönesans Holding olarak İzmir’deki ilk projemiz. Ancak Rönesans’ın ilk Optimum AVM’si 2004’de Ankara’da açıldı. Sonra İstanbul’da ve üçüncü olarak da Adana’da birer tane açılmıştı. Bu dönemde İzmir, imar konularından dolayı biraz sıkıntı yaşamıştı. Fakat sonuçta İzmir’deki Outlet mağazamız bunlar arasında en olgunu ve en büyüğü oldu. Bir anlamda burada, AVM konusundaki ustalığımızı gösterdik. Buradaki mağazamızla İzmir’de bulunmayan birçok markayı kente getirdik. Şu anda 159 dükkân var. Bunlar arasında büyük markalar da bulunuyor. Açıldığımız ilk ay, yaklaşık bir milyon ziyaretçi sayısına ulaştık. Bu bir rekordu. Şu anda bu rakam stabilize oldu. Buraya, hafta içi günde 20-22 bin; hafta sonu ise 40-42 bin kişi geliyor. Bu rakam bayram gibi özel günlerde 47 bine kadar çıkıyor. Buradaki markalar ise ilgiden memnun. İzmir’e gelen bazı markalar, İstanbul ve Ankara’dan bile daha çok ciro yaptıklarını söylüyorlar. 

 

Biz, burayı yüzde 93 doluluk oranıyla açtık. Böyle bir alışveriş merkezinin bu kadar kısa sürede bu doluluk oranıyla açmak çok güç. Bu da projenin çok güzel olmasından kaynaklanıyor. Trafik sorunu açıldığı günlerin aksine bugünlerde yok. Peki, nasıl çözüldü bu? Birincisi giriş sayıları stabilize oldu. İkincisi ise park yeri yarattık. Park yerimiz 2 binlere ulaştı. Üçüncüsü ise millet olarak toplu taşımayı pek kullanmayız. Toplu taşıma dediğimiz şey eskiden otobüstü, curcuna tıklım tıkıştı. Türkiye Avrupa ve Rusya gibi metro ile yüz sene önce tanışmadı, yeni tanıştı. En büyük avantajımız, metro durağının arkasında kurulu olmamız. Belki de insanlar bu trafik sıkışıklığı nedeniyle de metroyu kullanmayı öğrendiler. Şaşılacak bir şey. Burada ön cephede iki tane giriş kapımız var. Bunların yoğun olmasını beklersiniz fakat en yoğun olan kapı metronun bulunduğu yerdeki. Birçok insan buraya örneğin Karşıyaka’dan 20 dakika içinde gelebiliyor. Ya da Aliağa’dan, metro güzergahı üzerinden çok kısa sürede buraya geliyor. Çevre illerden gelenlerde var. İnsanlar burayı benimsediler.

 

Bizim kriterlerimiz arasında belli bir arsa büyüklüğü olması önemli. Çünkü 150-160 markayı getiremezseniz, ilgi toplayamazsınız. İkincisi ulaşım da bizim için dikkat etmemiz gereken bir nokta. AVM’nin anayol üzerinde olması gerekiyordu. Burası hem havaalanı hem de çevre yolu üzerinde olan bir yer. Üstelik metrosu da var. O bakımdan ideal bir arsa. Buradaki alışveriş merkezimiz ‘Optimum Outlet’. Bütün markalarımız en az yüzde 70 outlet ürün bulundurmak zorundalar. Dolayısıyla bizim hedef kitlemiz ‘B’ artı, ‘B’ ve daha altındaki müşteri profili. Ama ciddi şekilde ‘A’ müşteri profilinden gelenlerimiz oldu. Diğer şehirlerimizdeki outlet’lerimizde de benzer durum yaşanıyor. Bu nedenle İzmir’de A müşteri grubumuzun ihtiyacını çözmek için buna yakın, sinerji yaratacak ve yakın lokasyonda outlet olmayan bir alışveriş merkezi yapmayı düşünüyoruz. Çünkü outlet’e gelmeyen markaları da İzmir’e getirmek istiyoruz. Bu da ‘A’ profili grubunu ilgilendirebilir. İsteyen buraya gelir isteyen oraya gider. Böyle bir niyetimiz var. Ama henüz düşünce aşamasında…

BAYRAKLI’DA AVM VE LÜKS KONUT YATIRIMI

Biraz önce bahsettiğim proje, henüz fikir bazında. Bunun dışında iki projemiz daha var. Bunları da açıklayacak olursak; bizim 4-5 sene önce Bayraklı ilçesinde satın almış olduğumuz bir arsamız var. Bu arsa, eski Toros Gübre fabrikasının yanı başında bulunuyor. Biliyorsunuz, bu arsa da Tekfen’indi. Biz Tefken ile anlaşmıştık. Arsalarımızı birleştirerek, altı alışveriş merkezi üstü ise iki kulesi ofis olan bir proje düşünmüştük. Hatta bir tanesi konut bir tanesi ofis olarak da planlanmıştı. Proje başlayamadı. Çünkü, bölgede imar planı iptal edildi. Bunun çözümlenmesini bekledik. Tahmin ediyoruz bu projemize gelecek yıl başlayacağız. Yine yakın zamanda somut hale gelen Turan bölgesinde, bir konut projemiz var. Bu da büyük gruplarımızdan birisinin sahip olduğu arsayı beraber projelendirerek yapmaya karar verdik. Burası da altı alışveriş merkezi üstü ise özellikli konut olan bir proje olacak. Bunu da gelecek sene yapmayı planlıyoruz. Dolayısıyla bu iki projeyle beraber önümüzdeki yıl 400-500 milyon dolarlık projelerimizi İzmir’de hayata geçirmeyi planlıyoruz.

 

Biz yatırımcıyız. Bizim görevimiz verimli ve etkin yatırımlar yaparak bunları halkın beğenisini sunmak. Biz, mevcut koşullar altında bu hizmetlerimizi yapmak zorunda olduğumuzu hissediyoruz. Dolayısıyla her türlü parametreyi göz önüne alıyoruz. Biz İzmir’i çok sevdik. İzmir’de bizi sevdi. Burada büyümeye devam edeceğiz.

 

Burası, Optimum’un dördüncü mağazası... Bildiğiniz gibi bundan önce İstanbul, Ankara ve Adana’da birer tane açmıştık. Bunun dışında Optimum olmayan, alışveriş merkezi konseptimiz var. Bunlardan birincisi İstanbul’da Kozyatağı’nda açılmıştı. Şimdi Samsun’da benzer bir yatırımımız olacak. Karadeniz otoyolu üzerinde ve çok büyük bir proje olacak. Buranın kapsamında bir de beş yıldızlı otel bulunuyor. Buranında inşaatını sürdürüyoruz. Önümüzdeki yıl mart ayı burayı da hizmete açacağız. Yine mayıs ayında Kahramanmaraş’ta açmayı planladığımız bir projemiz var. Bir de Şanlıurfa’da çalışmalarını sürdürdüğümüz bir inşaatımız var. Burayı da 2014 başında açmayı hedefliyoruz.

Biz yatırım grubu olarak, ticari yatırımlarla ilgileniyoruz. Turan’daki bahsettiğim proje ise bizim için ilk konut projesi olacak. Ticari yatırımlar bizim için daha cazip. Rusya’da bir otelimiz var. Samsun’da da bir otelimiz oldu. Karma projeler gündeme gelmeye başladı. Bunları tam bir yatırım projesi olarak görmüyoruz, çünkü yapıp satıyorsunuz. Kiraya verip işletmiyorsunuz. Bir de Rönesans Holding’in ana faaliyetlerinden diğer ikisi ise inşaat ve enerji. Biz müteahhitiz. Bizim bu alandaki bütün faaliyetlerimiz yurtdışında. Bu sene, çok butik bir projeye davet edildik ve başladık. Bunun dışında kendi projelerimizin dışında müteahitlik yapmadık. Hatta 2009 yılına kadar Türkiye’de inşaat şirketimiz yoktu. Şirket bünyemiz içinde bir departmandı. Dolayısıyla kentsel dönüşüm ve konut projeleri, şu an için ilgi alanımıza girmiyor.

 

Bu AVM’lerdeki insanlar da esnaf. Hatta markanın isim hakkını alıp dükkan açan yerli esnaf da var. Günümüzde insanlar toplu yerlere gelmeyi tercih ediyorlar. Şu andaki konsept bu. Ama emin olun bu durumda değişecek. Mesela ilk optimumum 2004 de açtık. 2006 yılında ise bir değişiklik yaptık. Bu sene bir değişiklik daha yapıyoruz. Dolayısıyla piyasayı takip edemezseniz, demode olursunuz. İnsanların ilgisi azalır siz de piyasa kaybedersiniz. İstanbul gibi insanların yoğun bulunduğu illerde kapanan alışveriş merkezleri oldu. En uygun çözümü en uygun fiyatla getirmeyi başaracaksınız. Müşteri de buna girecek.

ARSA BULSAK KENTİN KUZEYİNE BİR OPTİMUM DAHA YAPARIZ

Evet, kaldırır. Bu boyutta bir AVM İzmir’de yok zaten. Biz bu işin mutfağından yetiştik. AVM’lerin kendine özgü teknolojilerini ve know-how’larını öğrendik. “Nasıl daha verimli oluruz?” diye düşündük. Mesela Ankara’da 2008-2009 krizini hatırlıyorum. Piyasa etkilenmiş; Avrupa ise sıkıntı yaşıyordu. Başbakanımız ‘Kriz teğet geçti” dedi. Fakat hiç kimse bunun teğet geçip geçmediğinden emin olamadı. O dönemde büyük AVM’lerin ziyaretçi sayısı ve cirolarda yüzde 30-35 oranında azalma oldu. Optimum Ankara’da ise yüzde 8-9 arttı. Hatta anketlere bakıyorsunuz, Ankara’da daha üst gelir grubundakilerin bulunduğu semtlerden insanlar gelmeye başladı. Bu konsept, sabit geliri olan orta halli halka göre bir konseptir. İzmir’de bunun gibi Optimumları taşıyacak potansiyel var. Mesela iyi bir arsa bulsak, şehrin kuzey tarafında böyle bir şey yapabiliriz.

 

Türkiye’de gruplar moda olan sektörlere girerler. Mesela bütün inşaat şirketlerinin makine fabrikaları vardır fakat bizim yok. Bütün hepsinin sigorta şirketleri de vardır ama bizim yok. Çünkü kendi sigorta işlemlerini yaparken, örneğin 25 kuruşu da ben kazanayım der. Bizim ise böyle bir düşüncemiz yok. Enerji şöyle oldu: Bundan 5 yıl kadar önce ilgimizi çeken bir proje oldu. O projeyi lisans için para ödeyerek başka bir firmadan satın aldık. Yani devletten almadık. Çünkü lisanslar dağıtılmıştı. Biz bu projeye de hızla başladık. 2008 şubatında temeli atıp 2009 eylül ayında üretime başladık. Şimdi burası tıkır tıkır çalışıyor. Başka projeleri araştırıp değerlendiriyoruz. Bizim üretim yaptığımız enerji santralinin bulunduğu nehrin üzerinde saygın bir şirketin iki tane lisansı daha vardı. Onlar bu lisansı bizden 3 yıl önce almışlar. Biz gelmişiz, lisansı parayla almışız. Biz 2009’da üretime başlamışız üzerinden iki sene geçmiş. O şirketin patronu “Biz bu işi bilmiyoruz. Biz onlardan önce aldık. Üstelik gelip bir de üzerine para ödeyip üretime geçtiler. Biz hala duruyoruz” demiş. Onların hala üç tane daha lisansı vardı. Sonunda patronları demiş ki, “Gelip bunu yapsınlar, yüzde 50’sini alsınlar. Böyle bari önümüzü açalım”. Biz buradan da iki tane proje aldık. Şu an için büyük bir gaz santrali için başvuruda bulunup lisansını aldık. ÇED raporunu aldık. 840 megavat olacak. Muhtemelen bu sene finansmanını da sağlayıp onu da yapmaya başlayacağız. Rüzgar konusunda Kuzey Batı Anadolu’da bir tane lisans aldık ama ölçüm sonuçlarını fizibil bulmadık. Çünkü Türkiye’nin rüzgar potansiyeli sınırlı. Bir de Hakkari’de, dört barajlı bir projeyi bir başka gruptan devraldık. Orası biraz toparlanırsa bunu da yapacağız.

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

*Adınızı girmelisiniz. *Bu alanı doldurmak zorunludur. Yorumunuz: *Yorum çok kısa. *Bu alanı doldurmak zorunludur.

Gönder

murat  10 Ağustos 2012 Cuma 16:18 Sayın Esenergül, ulukent: çevre yolu çıkış bağlantı noktaların olduğu, ileri tarihte kuzeye yapılacak havaalanına yakın oldukça uygun bir yer göz önünde bulundurabilirsiniz.

kerim  10 Ağustos 2012 Cuma 15:02 sn Kemal Zorlu bey yapı planlarının belediyeye uğramadan onay verilmezse bakanlık onayıyla verildiği bilgileri var binali bey veya ertuğrul beyle konuşup mağduriyetimizi giderirmisiniz bu gidişle torunumda göremiyecek

kerim  10 Ağustos 2012 Cuma 14:59 basmane meydanında istemezükçülerin ve sn Çakmurun katkılarıyla 15 yıldır çukur var rönesans holding oraya bir yatırım yapsada şehrin meydanındaki mezbeleden kurtarsak