GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Hamsi Finger’in yaratıcısı ekmek arası havyar yapacak!
Gürkan GEDİZ
17 Şubat 2015 Salı 00:00

Hamsi Finger’in yaratıcısı ekmek arası havyar yapacak!

Gürkan Gediz, bıkmadan usanmadan yeni girişimler peşinde koşan genç bir girişimci. Karadeniz’in hamsisini özel soslarla kızartıp restorana soktu. Türkiye genelinde 16 şubesi olan balık zinciri Hamsi Finger’i yarattı. Gediz, girişimcilik serüvenini ve hayallerini Egedesonsöz’e anlattı.
Sinan DOĞAN/EGEDESONSÖZ - Gürkan Gediz 27 yaşında… ‘Sonradan girişimci olunmaz, girişimci doğulur’ diyenlerin örneği. Çocukken su sattı. Üniversite öğrencisiyken pepino üretmek, sülük toplamak gibi hüsranla sonuçlanan girişimlere el attı. Karadeniz’in hamsisini soslayıp kızartarak 100 gramlık paketler halinde sunduğu Hamsi Finger ile çeşitli yarışmalara katıldı. ‘Bir Fikrim Var’ yarışmasında ikinci oldu. Melek yatırımcı Hulusi Berik’in desteğiyle Türkiye genelinde franchise vermeye başlayan Gürkan Gediz, bugün 16 şubeli bir balık zincirinin ortağı. Kısa sürede şube sayısını 36’ya çıkaracaklarını belirten Gediz, “25 çeşit menümüz var. En yeni ürünümüz havyar. Havyar finger üreteceğiz. Ekmek arası dürüm olacak. Türk insanına çok ucuz fiyata havyar yedireceğiz” diyor.


 
--Girişimcilik fikri nasıl doğdu?
 
Girişimci olma fikri çocukluktan geliyor. Okuma yazma bilmiyorken pazarda su satıyordum. Bandırma'da Perşembe Pazarı'nda su satarak ilk paramı kazandım. Mahallenin çocukları ile daha bakkallar açılmadan sabahın erken saatlerinde sebilden suyu doldurduk. Çok iyi para kazandık. Tabi kazandığımız parayı da atari salonlarında harcadık.
 
PEPİNO ÜRETTİ, SÜLÜK TOPLADI
 
--Bu girişim ruhuyla su satma kalmadınız o zaman?
 
Hayır, sonraki yaşamımızda da hem çalıştım. Lisedeyken esnafın yanında ticareti öğrendim. Daha sonra Antalya’da seracılık bölümünü kazandım. Okulu ikinci bitirdim. Bir fuarda tropikal bir bitki olan pepino meyvesini gördüm. Mühendislerden ekim tarihini öğrendim. İki dal pepinoyu Bandırma’ya götürdüm. Zeytinliğin bir bölümüne ektik. Elimizde kasa kasa pepino oldu. Pazara götürdük ama kimse almıyor. Ben birkaç resim ile meyvenin faydalarını yazdım. Yine kimse almadı. Sonra pazarcı gibi bağırıp çağırmaya başladım. Bir iki saatte 150 pepino sattım. Hiç unutmuyorum, 1001 lira para kazandım. Satışın da bağırılarak yapılacağını öğrenmiş oldum. Ekim sahasını biraz daha genişletelim dedik. Ama o kış şiddetli bir soğuk oldu. Elimizde kala kala 100 pepino fidanı kaldı. O iş de hüsranla bitti.
 
--Pepino macerası sizi yeni girişimlerden vazgeçirmedi mi?
 
Yeni girişimlere devam ettim. İkinci kez üniversite sınavına girdim. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Bölümü’nü kazandım. Ama ay sonunu getiremiyordum. Bir iş aramaya başladım. Genç Girişimciler Topluluğu’nun toplantılarına katıldım. Etkinliklerin birinde sülük toplayan girişimciler geldi. Çıkışta bunları yakaladım. ‘Sizlere sülük bulayım’ dedim. Kilosu 100 lira. Onlar da ‘tamam’ dedi. Bandırma’da Manyas Gölü dibimizde. Mezbahadan kan aldık. Dayıları, yeğenleri de işe kattık. Topladık sülükleri. Sonra şirketi aradım. Ama telefona çıkan yok. Meğer firma batmış. Kaldık 100 kilo sülükle baş başa. Topladığımız sülükleri doğaya geri saldık mecburen.
 
PROGRAMIN YAPIMCISI DA ORTAK OLDU
 
--Yarışmalara katılma fikri nereden çıktı?
 
2012’de TÜSİAD ‘Bu Gençlikte İş Var’ diye bir afiş asmıştı okulda. Kardeşim de aynı üniversitede okuyordu. Birlikte oturduk. Ne proje üretebiliriz diye düşündük. Bir gece hamsi yapmıştık. Ama yanında yiyecek bir şey yok. Marketler kapalı. Sadece ketçap, mayonez var. Balığa ketçap sıkıldığı nerede görülmüş? O gece ketçapla 1.5 kilo balığı yedik. Ürüne de Hamsi Finger ismini koyduk. Aynı gece TÜSİAD’ın yarışmasına başvurduk. Bir hafta aradan geçti. Biz de başvuruyu unuttuk. Bir sabah gazetelerde finale kaldığımızı öğrendik. Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Mustafa Aydın ile çalıştık. 58 sayfalık iş planı yaptık. Bize bütün imkanları sundu. Ancak ödül töreninde bizim adımızı okuyan yok. Jüri üyeleri ’58 sayfa iş planın var, hamsinin nasıl sarılacağını anlatan bir görselin bile yok’ dediler.
 
--Televizyon yarışmasına neden katıldınız?
 
TÜSİAD’ın yarışmasından sonra kaybedeceğim bir şey kalmamıştı. Televizyonda yayınlanan ‘Bir Fikrim Var’ın başvuruları vardı. Kilosu 10 liradan iki kilo balık yaptık. Balıkları koyacağımız kutuyu da Burger King’ten aldık. Jüride Koreli biri… Balığı tattı ve çok beğendi. Daha sonra yarı final için düzenlenen yarışmada jüri üyeleri projemizi beğendi. O günün birincisi oldum. Finale geldik. Birisi bir puan verince ikinci olduk. Daha sonra programın yapımcısı da bize daha sonra ortak oldu.

 
KOKUYU YOK ETTİ
 
--Hamsi Finger’ı nasıl hayata geçirdiniz?
 
Kız kardeşim Dilek de projemizle Ege Üniversitesi ve LİYAKAT’ın düzenlediği yarışmaya katılmıştı. Yarışma jürisinde melek yatırımcı Hulusi Berik projeyi çok beğendi. Bana ‘şunları şunları yap, ben sana destek olacağım’ dedi. Girişim Kampusü’nde ikinci olduk. Ama ortada ürün yokken franchising başvuruları almaya başladık. Hulusi Ağabey ile oturduk. ‘Kaç para lazım?’ dedi. Ben ‘3-4 milyon dolar lazım’ dedim. O da ‘30-40 bin dolar yeter. Ne kendini ne para yatıranı batır’ dedi. Biz iş planımızı yaptık, ana stratejimizi oluşturduk. Hulusi Bey ve diğer ortaklarımız imece usulüyle çalıştı. Herkes bağlantılarını, tanıdıklarını devreye koydu. 8-9 ay ar-ge yaptık. Ardı ardına şubeleri açmaya başladık.
 
--Üretim tesisiniziz nerede?
 
Bizim tesisimiz yok. Fason üretim yapan bir fabrika ile anlaştık. Onlara üretim yaptırıyoruz. Formülü biz veriyoruz. Ortak ar-ge yapıyoruz. En önemli ar-ge koku sorununu çözmek oldu. Onlar hamsi, çipura, levreği dondurulmuş şekilde üretiyor, biz de tüm şubelerimize gönderiyoruz. 25 farklı menümüz var. Hamsi dürüm diye bir ürünümüz bile var. Tüm ürünlerimizin patentini, faydalı modelini aldık. Hamsi Finger kutumuz var. Tamamen doğal bir ürün. Bayilik için 10 bin lira alıyoruz. 20 bin lira da dükkan maliyeti. 30 bin liraya iş kurmuş oluyor insanlar.

BU YATIRIMCI BİR MELEK
 
--Şu an kaç şubeniz var?
 
16 şubemiz var. Kısa sürede 36 şubemiz olacak. Hedefimiz 70 şubeye ulaşmak. Günde ortalama 20 kişi arıyor. Tanıtımı sadece internet üzerinden yapıyoruz. Sosyal medyayı, dijital pazarlamayı çok iyi kullanıyoruz. Aynı zamanda bayilerimizi de tek tek dolaşıyoruz.
 
--İzmir’de şubeniz var mı?
 
İzmir’de şubemiz yok. Biz kendimiz açacağız.
 
--Melek yatırımcınız da memnun mu bu işten?
 
Hulusi Ağabey ile kader ortağı olduk. Artık hepimiz para kazanıyoruz. Ama zor günler de geçirdik. Temmuzun sıcağında omzumuzda strafor taşıdık. Melek yatırımcı dediğiniz adam sırtında strafor taşır mı? Geçen haftada birlikte tabak taşıdık. Tam anlamıyla melek.
 

UCUZ FİYATA HAVYAR
 
--Fiyatlarınız çok uygun…
 
Balık etten daha ucuz ama kimse yemiyor. Balığı Türk insanına yedirmemiz lazım. O nedenle fiyatlarımızı çok uygun tutuyoruz.
 
--Yeni ürün çalışmanız var mı?
 

En yeni ürünümüz havyar. Havyar finger üreteceğiz. Ekmek arası dürüm olacak. Her şeyi, bütün altyapıyı hazırladık. Fiyatı şu an açıklayamıyorum ama Türk insanına çok ucuz fiyata havyar yedireceğiz.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Doç. Dr. Gülgün Şengör
 25 Mart 2015 Çarşamba 21:27
Ülkemizdeki su urunleri tuketiminin artirilmasina katki sağlayacak önemli bir girişim. Basarili bir proje! Kutluyorum.
 gerçekler
 17 Şubat 2015 Salı 14:00
Vardı.Alsancak'ta yeri kötüydü..iş yapamadı, kapattı.
Diğer Röportajlar