GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İş Dünyası
19 Eylül 2022 Pazartesi 11:33

Yorgancılar'dan çarpıcı açıklamalar... Seçilirsem kazanan EBSO olacak

Ülke ekonomisini ve 4 yıllık görev sürecini değerlendiren EBSO Başkanı Ender Yorgancılar,  yerel yönetim ve iktidarın farklı partilerden olmasına bakmaksızın kendilerinin siyaset üstü bir konumda bulunduğunu vurguladı. Yeniden başkan adaylığı konusunda konuşan Yorgancılar açıklamasında “Kazanırsam kazanan EBSO olacak. Çünkü aldığı ödüllerin koyduğu çıtanın üstüne çıkacak. Çünkü ben hayal satmıyorum” ifadelerini kullandı.

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkanı Ender Yorgancılar görevde olduğu 2018-2022 yıllarını ile ilgili sunum yapmak ve ülkede yaşanan ekonomik durum hakkında değerlendirmek amacıyla basın mensupları ile bir araya geldi.

ÜRETİME YANSIMASI KAÇINILMAZ
Enerjide dışa bağımlılığı Almanya üzerinden örnekleyen Yorgancılar, “5173 sayılı yasada, ekim ve kasım aylarında odalar birliği seçimlerinin yenilenmesi gerekiyor. Bizde EBSO olarak Ekim’in 12’sinde meslek komitelerimiz, 19’unda da başkan, disiplin kurulu ve yönetim kurulunu seçeceğiz. Küresel ekonomide mevcut durumu ile ilgili bütün ülkelerin içinde bulunduğu bir sıkıntı yaşıyoruz. Ülkedeki enflasyon, parasal genişlemenin sona ermesi, enerji ve gıda arz güvenliğinin geleceği tehdit etmesi, resesyon riski gibi riskler öne çıkıyor.  Ülkelerin dışa bağımlılığının ne kadar önemli olduğunu enerji ve gıda arzından ifade etmek istiyorum... Almanya enerjinin bir bölümünü Rusya’dan arz ediyor. Yani enerji de tam anlamıyla Rusya'ya bağımlı bir sistem.  Enerji fiyatları Doğalgaz’ın yüzde 10 üstünde olmasına rağmen bunu karşılamaya da razılar ve bunu karşılamak için çalışmalar yürüyorlar. Almanya kullandığı enerjinin yüzde 35’ini sadece kendi üretebilir durumda. Reyonda ve binalarda gece ışıklandırmalar yasaklandı. Kısa mesafeli uçuşların kaldırılması ve otoyollarda 100 kilometre sınırlamasının gelmesi  konuşuluyor. Tüm bunların yanında led kullanımı yönünde yoğun bir talep var. Buradan enerjinin ne kadar önemli olduğunu ve Alman ekonomisinde enerjide dışa bağımlılığının üretime yansımasının kaçınılmaz olduğunu görüyoruz” dedi.

DENİZ ÜSTÜ ALANLARDA RES’LER KURMAMIZ GEREKİYOR
Yenilenebilir enerji üretiminin önemine vurgu yapan ve denizleri işaret eden Yorgancılar, “2015 yılından itibaren her mecliste enerjinin ne kadar önemli olduğunu dile getirdim. GES’in ve RES’in olmazsa olmaz olduğunu, alternatif enerjiye yönelmemiz gerektiğini ifade ettik. 2 hafta önceye çıkan yasaya kadar çatılarda kurulacak GES ile geri kalan enerjinin ücretsiz alınmasını anlamıyorum. Herkes kullandığını kullanmalı, geri kalanı da satabilmeli. Geçmişte evlerde günde 3-5 defa enerji kesintileri yaşamış bir nesiliz. Ancak bunların tekrar yaşanmaması için alternatif enerjilere yönelmemiz gerekmektedir. Enflasyon bütün dünyada var ancak genel olarak baktığımızda Euro bölgesinde 9,1 olan enflasyon ülkemizde yüzde 80… Ülkemizdeki esas sıkıntı TÜFE ve ÜFE arasındaki makasta. Yüzde 80 ile yüzde 143 arasında olan makası maalesef durdurabilecek noktada değiliz. Bir ürün 100 dolarsa bunun yüzde 70'i yani 70 doları ithale bağlı. Kalan 30 Dolar’ını yurt içinden temin ediyorsunuz ancak yüzde 30’un yüzde 70’i de ithale bağlı. Geriye kalan yüzde 9’luk kısım Türkiye'nin kendi ürünlerinden üretilen ürünler olduğu için Üretici Fiyat Endeksi  yüzde 143’lere geldi. Bende sanayiciyim ve kağıt alıyorum. Bakıyoruz her ay aldığımız fiyat farklı. Tüm bunlara baktığımızda rakamların bu noktaya gelmesi gayet doğal. 2021’de 2,04 TL/Sm3 olan fiyat 7,12 TL/Sm3’e geldi. Bu fiyatlarla ÜFE’nin açılması son derece doğal. Bunlar yukarıya çıktıkça üretim maliyetleri de yukarıya çıkma durumu ile karşı karşıya kalıyor. Buradaki çare kendi enerjinizi kendiniz üretmektir. Bugün bunun önemini Almanya’da görüyoruz. Bizim enerjimiz, JES,GES,RES, hidroelektrik santralleri ve doğalgaz. Bizim enerjimizin yüzde 75’i doğalgazdan karşılanıyor. 300 gün güneş alan, etrafı denizlerle çevrili İzmir’de deniz üstü tesislerin yapılması son derece önemli ve acildir. Sürekli rüzgar alan deniz üstü alanlarda RES’leri kurmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin ürettiği kadar büyüdüğünü de dile getiren Yorgancılar, “üretim yoksa kalkınmak, istihdam hayal demiştik. Üretimin desteklenmesi gerektiğini tekrar söylemek istiyorum.  Yapısal bir reform ihtiyacı var. 1998-2001 yılları arasında kişi başı mili gelir yüzde 6,2 büyüme ile devam ederken 2012-2021 de yüzde 4,8’e doğru gerilemesi durumunda bize yeni bir heyecan lazım. Bu üretim ve istihdam odaklı olmalı. Üretim yapıldığı müddetçe Türkiye büyüyor. Türkiye ürettikçe işsizlik aşağıya iniyor, ihracatımız da buna paralel artıyor” diye konuştu.

MUTLAKA NİTELİKSEL SIÇRAMA YAPMAMIZ GEREKİYOR
AR-GE merkezlerinin bekleneni veremediğini vurgulayan ve teknolojinin önemine vurgu yapan Yorgancılar, “ARGE merkezleri ÜRGE merkezi olmuş. Teknolojiyi büyütmek için okullara başvurmanız lazım. Kore nasıl bu hale geldi? Eğitim sistemi ile. Dünyada 2 eğitim modeli var. Finlandiya ve Kore modeli. Koreli günde 7 saat sadece evine uyumak için gidiyor. Teknolojiyi nereden aldı? Japonya’nın kullanmadığı tüm teknolojiyi buraya devrettiler ve 4 marka üzerinde yoğunlaşarak dünya markası yaptılar. Biz teknoloji üretemiyorsak satın alacağız. Bulamıyorsa araştıracağız. Bunları okullarımızda üniversitelerimizde yapacağız. Bu çoğu şeyin analizini ortaya koyuyor. Dünyada rekabet edebilmemiz, yabancı yatırımcıyı buraya çekebilmemiz için mutlaka niteliksel bir sıçrama yapmamız gerekiyor. Hukukun üstünlüğü, liyakatin esas alınması, nitelikli eğitim, demokrasi kültürünü yerleşmesi gibi adımlar olmazsa olmaz. Seçim sürecinde de ülkemizin önceliği toplumsal huzur ve birlikteliğin sağlanmasıdır. Seçimlerin zamanında yapılması önemli. Seçimler olduktan sonra erken seçim erken seçim demek doğru değildir. Kim kazanırsa kazansın, herkesin saygı göstermesi gerekiyor.  Her mecliste gündeme getirdim. Kodlama her okulda eğitici ders olarak vermesi lazım. Eğitim sistemi çok farklı bir sistem. Münih’e gittiğimizde meslek lisesi vardı Mercedes'in içinde. Hayalimiz bu. Çocuklar hem okuyor hem çalışıyor.  Yarın Aliağa’da biz de bu tür bir meslek lisesi açacağız. Tam bir kompleks halinde. Aliağa OSB 10,5 milyon metrekare. Yüzde 80’i dolmuş bir şekilde. Herkesin ana sıkıntısını ara eleman. Orada okusun, istediği meslek grubunda eğitim alsın ve mezun olunca işi hazır. Eğitim ve üretimi vurgulamışız 2015 yılından beri… Ancak bakıyoruz ki 2 yılda bir milli eğitim bakanı değişiyor. Biz bunu ancak uzun süreli bir planlama ile yapabiliriz” dedi.

DEPREMZEDELERE EV İÇİN BU HAFTA İÇİNDE RANDEVU ALACAĞIZ
Birlikten İzmir Doğar kampanyasında sona gelindiğini vurgulayan Yorgancılar, “Depremde 117 vatandaşımız rahmetli oldu. Bunlarla ilgili para topladık ve evleri satın aldık. TOKİ'den geçen hafta itibari ile vefat eden tüm vatandaşlarımızın bilgileri bize iletildi. Sayın valimiz geçen hafta yoktu. Ondan gün alarak onun huzurunda kura çekerek bu evleri depremde vefat eden vatandaşlarımızın ailelerine teslim edeceğiz” diye konuştu.

MASA BAŞINDA KONUŞARAK ÇÖZDÜK
Yerel yönetimler ile sıkı bir ilişkileri olduğunu ve amaçlarının ‘İzmir’ olduğunu vurgulayan Yorgancılar, “Yerel yönetim ile fikirleri açık oturup konuşma yönündeyiz. Hedef İzmir’se İzmir’in kalkınması ise ortak akılla doğruyu bulma yönündeki çaba sarf ettiğimiz için tüm işleri masa başında konuşarak çözdük” dedi.

ÇALIŞMADAN BUNUN ÜSTESİNDEN GELEMEYİZ
Bir çok kriz gördüğünü ancak umudunu kaybetmediğini belirten  Yorgancılar, “Benim hayatımda aklımdan çıkarmadığım, gittiğim toplantılarda mutlaka kullandığım Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim’ sözü vardır. 1974 senesinden beri iş hayatındayım. Bir çok kriz, kalkışma ve darbe gördüm. Krizler öyle bir noktaya geldi ki… Faizler günlük 8 bin oldu… Daha neler gördüm. Ancak hiçbir zaman umudumu yitirmedim. Bu ülkenin potansiyeli büyük. Sıkıntılarımız var mı var. Bütün dünyanın sıkıntıları var. Ancak çalışmadan bunun üstesinden gelemeyiz. Çalışma niyeti olanlar oldukça bu ülke kalkınır” diye konuştu.

ÖNEMLİ OLAN BÖLGENİN KALKINMASI
Kendilerinin siyaset üstü olduğunu vurgulayan Yorgancılar, “Odalar siyaset üstü bir yer. Bizim üyelerimize baktığımızda her siyasi görüşten insan var. şu partidensin diyerek işini yapmama gibi bir durumum yok. Biz herkesi kucaklayıcı ve herkesin işini görmek durumdayız. Yerel yönetimlerin çözebileceği çözemeyeceği konular var, hükümetin çözebileceği konular var. Lojistik merkezini kurmak için çalışma yaptık, bekledik bekledik olmadı, Ankara’da sabrettik sabrettik ve iznini aldık. Kemalpaşa’da lojistik merkezini kuracağız. Yerel yönetim ile de aynı şekilde Brüksel’de bir toplantı vardı Ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir evi açılışı vardı. Oraya giderek katılım sağladık.  Önemli olan şehrin, bölgenin kalkınması. Biz bunu için çalışıyoruz” dedi.

NEYLE BAŞLAYACAĞIMI BİLİYORUM
Seçilmesi durumunda ilk olarak bina ile başlayacaklarını belirten Yorgancılar, “Seçilirsem neyle başlayacağımı biliyorum. Odamızın en önemli konusu bina konusu. Meclisin aldığı bir karar var ve o değişiklikle hemen başlamamız söz konusu. Seçim biter bitmez binayı yapacağız. Çalışma gruplarımız ile ilgili hazırladığımız projelerimiz var. Sanayideki eğitim ağırlıklı… Öncelikle tabii ki seçilmek lazım”  ifadelerini kullandı.

GERÇEKLEŞECEK HAYALLERİMİN PEŞİNDEN KOŞTUM
Seçimi kazanmaları halinde kazananın EBSO olacağını dile getiren Yorgancılar, “Kazanırsam kazanan EBSO olacak. Çünkü aldığı ödüllerin koyduğu çıtanın üstüne çıkacak. Çünkü ben hayal satmıyorum. Arkadaşlara dedim ki bölgemizde Türkiye’nin en büyük odası seçildik. Hedefimiz gerçekleştirdik ancak hayalimizin peşinden koşmadık. Ben gerçekleşecek olan hayallerimin peşinden koştum” diye konuştu.

Yorgancılar ayrıca “Bir tane rakibimiz var. Mustafa Kardeşimiz. Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda herkes tabii ki aday olabilir. Kendisine de  başarılar diliyorum” dedi.

SAVAŞ BİTİNCE ÜLKELERİNE GERİ GİTMELİLER
Türkiye'deki mülteci sorunu ile ilgili de konuşan Yorgancılar, “Suriyelilerin karıştığı polisiye olaylarla baktığımızda bunun oranı önemli. Suriyeli vatandaşlara insani olarak baktığımızda tabii ki savaştan dolayı gelme hakları var. Ancak savaş bittikten sonra geri gitmeliler. Haberlerde görüyorum otobüsler ile bir çok Suriyelinin sınırımıza geldiğini. Burası canı sıkılanın geleceği bir yer değil ki. Savaş bittiyse gitmeliler.  Bu insanlar tabii ki geldiğinde belirli para kazanmak durumunda. Özellikle ayakkabı sektöründe Suriyelilerin çok çalıştığını duyuyorum. Gaziantep ve Diyarbakır’a gittik orada da çok çalışan var. Bu hükümet politikasıdır. Cumhurbaşkanımızın vereceği karar ile uygulanacak bir politikadır” ifadelerini kullandı.