GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
15 Şubat 2016 Pazartesi 00:09

Yıldırım'dan 'başkanlık' mesajı: Vatandaşın sorunu yok

STK temsilcileriyle bir araya gelen Binali Yıldırım, ülke gündemiyle ilgili değerlendirmelerde bulunarak, vatandaşların başkanlık sistemi ile bir sorunu olmadığını, günden güne başkanlığa ilginin arttığını ve başkanlık sistemi ile belediye başkanı seçimi arasında fark olmadığını belirtti.

Yeşim YAVUZER/EGEDESONSÖZ - İzmir'deki pazar mesaisine akşam da devam eden Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.

Balçova Termal Otel’de gerçekleşen ve İzmir Valisi Mustafa Toprak'ın da katıldığı toplantıda konuşan Yıldırım, ülke gündemiyle ilgili değerlendirme yaptı.

Vatandaşların başkanlık sistemi ile bir sorunu olmadığını ve günden güne başkanlığa ilginin arttığını söyleyen Yıldırım, Başkanlık Sistemi ile belediye başkanı seçimi arasında fark olmadığını belirtti.

BİNALİ YILDIRIM'DAN 35 PROJE ÇIKIŞI

Terör ve mülteci sorunlarına da değinen Yıldırım, ülkenin başını ağrıtan her işten herkesin sorumlu olduğuna dikkat çekerek, "Dün herkesin başını ağrıtan, dost bildiklerimizin başını ağrıtan terör grupları bugün onlara dost oldu. Bunu da ibretle izliyoruz. Bunlar tesadüfi değil. Bunların her birinin arkasında hesap-kitap var. Onların bilmediği şey; bizim dostluğumuz çok kıymetlidir ama düşmanlığımız da çok şiddetlidir. Bunu da bir yere not etsinler" dedi.

VATANDAŞIN 'BAŞKANLIK'LA SORUNU YOK
Başkanlık Sistemi ile ilgili konuşan Yıldırım, vatandaşların başkanlık sistemiyle bir sorunu olmadığını belirterek “Günden güne başkanlığa ilgi artıyor. Sorun siyasette. Maalesef siyaset Türkiye’de istenen olgunluğa gelmedi. Ben de bir siyasetçiyim. Biz siyasette birinci kademedeyiz henüz. Birinci kademe, sorunların tanımında anlaşamamaktadır. Şu anda Türk siyasetinde sorunların tanımında anlaşamama var. Gelişmiş demokrasilerde sorunların tanımında bir anlaşmazlık yok. Biz oraya henüz gelemedik. Biz sorunların tanımını henüz konuşuyoruz. Demokrasimizin yol alması gereken epey zaman var. Biz ne kadar birbirimizle uğraşırsak o kadar enerjimizi boşa tüketiriz. Bunu da dışarıdakiler görüyor. Bugün başına iş gelen devletlerin niye bu hale geldiklerine bakın, bunu göreceksiniz. Onun için asla öyle bir oyuna gelmememiz gerekir” diye konuştu.

BAŞKANLIK SİSTEMİ İLE BELEDİYE BAŞKANI SEÇİMİ ARASINDA FARK YOK
Yeni Anayasa hakkında birtakım değerlendirmelerde bulunan Yıldırım, milli irade dışında yapılan Anayasaya karşı durduklarını vurgulayarak temel hakları ve ödevleri düzenleyen çok geniş olmayan bir metne ihtiyaç duyduklarını belirterek, "82 Anayasasında parlamenter sistem öngörülüyor. Amenna ama Anayasayı okuduğumuzda cumhurbaşkanının yetkileri var. Yetkiler o dönemde o kadar geniş tutmuşlar ki, parlamenter sistemi olmasına rağmen Fransa’daki yarı başkanlık sisteminin neredeyse tıpa tıp aynısı. Tek fark Fransa’da başkan parlamentoyu feshediyor. Biz de ediyor ama belirli şartları var. Bu kadar benzer, adı parlamenter sistem. İki tercihimiz var. Biri, tekrar güçlendirilmiş parlamenter sistemine geçeceğiz ya da üniter başkanlık sistemine geçeceğiz. Bazıları ‘Türkiye bölünecek, eyaletlere ayrılacak’ diyor. Bunlar külliyen yalandır, yanlıştır, kasıtlıdır. Başkanlık sistemi ile belediye başkanı seçimi arasında hiçbir fark yok. Tek farkı var, belediye başkanı 10 dönem seçilebilir iyi çalışırsa. Başkanlıkta artık diktatörlüğe dönüşmesin diye iki dönem şartı getirilmiş iyi çalışsa bile. Niye başkanlık sisteminde ısrar ediyoruz? 7 Haziran’da Türkiye’nin yaşadıklarını gördünüz" ifadelerini kullandı.

DÜNYA BÖLGEDE OLANLARA GÖZÜNÜ KAPAMIŞ, KULAĞINI TIKAMIŞ...
Türkiye gündemi ve mülteci sorununa da dikkat çeken Yıldırım, milletin huzurunu bozma gayreti olduğunu söyleterek, "Ülkemizin Güneydoğu bölgesinde bir büyük oyun tezgahlanıyor. Bu oyun esasen Osmanlı coğrafyasının değişmesinden sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra yaratılan bir proje. 100 yıl sonra bölgeyi tekrar hareketlendirmek, tesis edilmiş kardeşliği bozmak için yoğun bir çalışma var. Bir yandan Türkiye içerisinde terörü cesaretlendirerek, milletimizin huzurunu bozma gayretleri varken, bir yandan da bölgeyi maalesef kan gölüne çevirdiler. Bugün dünyada yaşayan her 122 insandan biri mülteci konumuna düştü. Eğer mülteciler ayrı devlet kursa dünyanın 24. büyük devleti haline geliyor. O insanlar niye bıraksın yurdunu? Malı mülkü, soyu sopu orada ama yaşam hakkı en kutsal haktır. Maalesef onu bile çok gördüler. Uygar dünya bölgede olanlara gözünü kapamış kulağını tıkamış izliyor” dedi.

BM'NİN BÜYÜK BİRADERLERİ BÜYÜK YANILGI İÇİNDE
Yıldırım, “Daha ne kadar Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de masum insanlar hayatını kaybedecek?” diye sorarak, küresel siyasette söz sahibi olan 'beş kardeşlerin', 'Birleşmiş Milletler’in büyük biraderlerinin' büyük yanılgı içinde olduğunu ifade etti. İnsanlığa ve insan onuruna sahip çıkan tek ülkenin Türkiye olduğunu belirten Yıldırım, “Bu bizim inancımızın gereğidir. Bize yakışanı yaptık. Fırsatçılığı değil insanlığı tercih ettik. Bu kadar acı tecrübe yetmezmiş gibi Halep’te yaşayan insanları da yerlerinden etmeye çalışıyorlar. ‘Nasıl olsa Türkiye bunları alır’ diyorlar. Türkiye gayet tabii her türlü imkanını zorlayarak dardaki herkese yardım eder ama bu yol yol değildir. Bu gidişat gidişat değildir. Daha fazla kan dökülmesinin önüne geçmek için tarihin verdiği sorumluluğu yerine getirilmeli. Sadece insanlar ölmüyor. İnsanlık da ölüyor. Küresel barışın sağlanması için mutlaka Birleşmiş Milletler yapısının tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

BU YOL ÇIKMAZ SOKAKTIR, VATANDAŞLA ARAMIZDAN ÇIKIN
Türkiye’nin terörle ilgili konulara yabancı olmadığını ancak sürecin çok hoyratça kullanılarak Türkiye’yi meşgul eden organizasyonların yapıldığını belirten Yıldırım, şu şekilde konuştu: "İçerideki terör unsurlarını destekleyen sözüm ona komşularımız var. Bu komşular geçmişte dara düştüklerinde onların yanında yer aldık. Eli kanlı terör örgütüne bir çift lafım var; bu yol çıkmaz bir sokaktır. Bu yoldan vazgeçin. Vatandaşlarımızla aramızdan çıkın. PKK terör örgütünün Kürtler diye bir sorunu yok. Ne var? Orada yaşayan Kürt vatandaşlarımızın terör örgütü gibi bir sorunları var. Bizim görevimiz terör örgütünü etkisiz hale getirmek, Türkiye’nin gücünü, enerjisini yok eden beladan kurtarmak. Büyük bedel ödediğimiz toprakların bölünmesine asla izin vermeyeceğiz ve terörü Türkiye’nin gündeminde en alt sıraya getirmeye kararlıyız. Bunun için milletimizin desteği tamdır. Çünkü hiç kimse kazanımlarının bir hiç uğruna yok olmasını istemiyor. Irak, Suriye, Mısır, Ukrayna, Yemen ne hale geldi. Onun için çok dikkatli olacağız.”

DOSTLUĞUMUZ KIYMETLİ, DÜŞMANLIĞIMIZ ŞİDDETLİ
İnsan kaçakçılarına yönelik baskınlar yapıldığını da kaydeden Yıldırım, bir insanı kurtarmanın bütün cihanı yaşatmak anlamına geldiğini ifade etti. Sorumluluklarının büyük olduğunu söyleyen Yıldırım, dostluklarının kıymetli düşmanlıklarının şiddetli olduğunu belirterek, "Ege’de göçmenlerin maalesef denizde hayatlarını kaybediyorlar. Bunu ticarete dönüştüren vicdansızlar var. İzmir’in de adı sık geçiyor. Marmaris’ten Çanakkale’ye kadar olsan sahil bandında en çok ismi geçen illerden biri İzmir. Çeşitli ihbarları değerlendirerek belirli yerlere baskın yaptık. 80’in üzerinden merdiven altı dediğimiz güvenliksiz şişme bot ele geçirip imha ettik. Her bir botta 40-50 kişi olduğunu düşünürsek, ölüme seyre çıkan 4 bin-4 bin 500 insanı kurtarmış olduk. Bir insanı bile kurtarmak bütün bir cihanı yaşatmak anlamına geliyor. Hepimizin sorumluluğu büyük. ‘Bana ne’ diyemeyiz. Bu ülkenin başını ağrıtan her işten hepimiz sorumluyuz. Dün herkesin başını ağrıtan, dost bildiklerimizin başını ağrıtan terör grupları bugün onlara dost oldu. Bunu da ibretle izliyoruz. Bunlar tesadüfi değil. Bunların her birinin arkasında hesap-kitap var. Onların bilmediği şey; bizim dostluğumuz çok kıymetlidir ama düşmanlığımız da çok şiddetlidir. Bunu da bir yere not etsinler" dedi.