GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Enerji
8 Ekim 2018 Pazartesi 14:09

Yaz saati uygulamasında İzmir raporu: Kent sabah karanlığına mahkum!

Elektrik Mühendisler Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Şebnem Seçkin Uğurlu, yaz saati uygulamasında İzmir’in en çok zarar gören illerin başında geldiğini belirterek “Güneşli günleriyle bilinen kentimizde kelimenin tam anlamıyla bir sabah karanlığına mahkûm kalacağız” dedi.

Doğan BULUT/EGEDESONSÖZ- İki yıldır kullanılan ve tartışmalara neden olan yaz saati uygulaması, 2 Ekim’de Cumhurbaşkanı kararnamesiyle gün ışığından daha fazla yararlanmak için bütün her sene, yıl boyu sürdürülmesi kararlaştırıldı.

Elektrik Mühendisler Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Şebnem Seçkin Uğurlu, yürürlüğe konulan yaz saati uygulamasının enerji tasarrufundan ziyade daha çok enerji sarfiyatına yol açtığını söyledi.

GEÇMİŞ YILLARA GÖRE YÜKSEK
Kamuoyunda yaz saatinin kalıcılaştırılması olarak bilinen uygulamanın aslında saat dilimini değiştirilmesi anlamına geldiği belirten Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Şebnem Seçkin Uğurlu, “Geçen yıl Danıştay’ın uygulamanın yürütmesinin ardından ise yapılan değişiklikle kanuna “EMO’nun hesaplamalarına göre; söz konusu dönemde bir önceki yılın aynı aylarına göre; enerji tüketimdeki artış 7 milyar kilovat saat (kWh) düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu artışın bir kısmı, talep büyümesinden kaynaklı olarak normal kabul edilse bile geçmiş yıllara göre yüksektir” dedi.

EN ÇOK ETKİLENEN İLLERDEN BİRİ İZMİR
Ülkenin en batısından yer aldığı için saat dilimi değişikliğinden en çok etkilenen illerden birinin İzmir olduğunu vurgulayan Başkan Uğurlu, “Uygulamayla ülke genelinde olduğu İzmir'de de Iğdır yakınlarında geçen zaman dilimi kullanılmaya başlandı. Bu durum, İzmir'in yerel saati ile uygulanan saat arasında 72 dakikalık bir fark oluşmasına neden olmaktadır. Bu büyüklükteki zaman farkı özellikle sabah saatlerinde İzmirli yurttaşların yaşamının olumsuz etkilemektedir. İzmir'de kış aylarında mesailer ve okullar çoğunlukla gün doğumunda önce başlamaktadır. Sabah 08:00'de mesailerine ve okullarına başlayan yurttaşlar, örneğin Aralık ve Ocak aylarında 08:30'da dolaylarında gün doğumuna şahit olmaktadır. Bu durum özellikle konutlarda sabah saatlerindeki aydınlatma amacıyla kullanılan elektrik tüketimini artırmaktadır. Daha karanlık ve soğuk bir sabaha uyan yurttaşlar İzmir'de ısınma için de eskisinden daha fazla enerji tüketmektedir. Bunun yanında sabah karanlığından kaynaklı trafik kazası ve güvelik sorunlarında artış yaşanması olasıdır. Özelikle çocuklarımız açısından biyoritmimize uymayan bir yaşam temposu oluşması tehlikesi bulunmaktadır. Güneşli günleriyle bilinen kentimizde kelimenin tam anlamıyla bir sabah karanlığına mahkûm kalacağız” dedi.

TASARRUF İÇİN EV ALETLERİ KONTROL YARARLI
Vatandaşın fahiş zamlardan tasarruf yöntemleriyle kurtulması olasılığı oldukça düşük olduğunu söyleyen Başkan Uğurlu, “Evlerdeki elektrikli ev aletlerini kontrol etmeleri yararlı olacaktır.  Ev içi elektrik tüketimi paylarına bakıldığında, ilk sırayı yüzde 30 payla buzdolabı almaktadır. Buzdolabını yüzde 29 oranıyla aydınlatma takip ederken, sıralamada yüzde 10 ile elektrikli fırınlar üçüncü sıraya yerleşiyor. Televizyon, ailenin elektrik tüketiminde yüzde 10, çamaşır makinesi yüzde 7, bulaşık makinesi yüzde 6, ütü yüzde 4, elektrikli süpürge yüzde 2 ve saç kurutma makinesi de yüzde 2’lik paya sahip. Bu cihazların seçiminde enerji tüketimleri mutlaka göz önüne alınmalıdır. 

Elektrikli alet alırken “A” ve “A+”, “A++”, “A+++” işaretli olanlarının en verimli olanlar olduğunu hatırlayınız. Yüksek verimli ve çok düşük verimli cihazlar arasında yüzde 60’ın üzerinde enerji tüketim farkı olabilmektedir. Yaygın olarak evlerde aydınlatma için kullanılan 75 wattlık akkor flamanlı lamba yerine, 15 wattlık bir tasarruflu (kompakt fluorasan veya led) lamba kullanarak, aynı aydınlatma kalitesini yüzde 80 daha az enerji tüketerek elde edebilirsiniz. Başta tasarruflu lamba olmak üzere aslında bizim önerdiğimiz önlemlerin bir kısmı zaten yurttaşlar tarafından uygulanmaktadır. Faturaları düşürmenin asıl yolu, aslında enerji politikalarında köklü değişiklikler yapılmasına bağlıdır” diye vurguladı.

ŞİRKETLERİN ÇIKARLARININ DENGELENMESİ TERK EDİLMELİDİR
Elektriği vatandaşa sunarken var olan düzenlemelere değinen Başkan Uğurlu, “Hayat standartlarını düşüren çözümler yerine, enerji fiyatlarının faturalara yansımadan piyasada dengeleyecek çözümler geliştirilmedir. Kamunun inisiyatifi serbest piyasaya bıraktığı bir enerji yönetimi modelinden, kamu yararına fiyat belirlenebildiği bir yapıya acilen geçilmelidir. Başta dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi ve kamuya ait üretim tesislerinin satılması olmak üzere bugün faturaya olumsuz yansıyan gelişmeler tersine çevrilmelidir” dedi.