GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ekonomi
27 Ekim 2020 Salı 13:10

Türk-İş'ten 'torba yasa' isyanı: ‘Genel grev’ resti!

Türk-İş İzmir Temsilciliği, Türkiye genelinde eş zamanlı düzenlenen basın toplantısını, temsilcilik binası önünde düzenlenen toplantıda, TEKSİF Sendikası İzmir Şube Başkanı Faruk Aksoy "Meclisten geçen sözüm ona istihdam paketi, işverenlere teşvik muafiyet affı getirmektedir. İşçinin emeği sermayenin sömürüsüne bırakılmaktadır" dedi. Genel grev kararının alınıp alınmayacağı konusunda konuşan Tüm Taşıma İşçileri Sendikası Başkanı Şükrü Günseli ise, grev kararının alınması gerektiğini söyledi.

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine yeniden gelen kıdem tazminatlarının fona aktarılması önerisi sonrası, Türk-İş Sendikası Türkiye genelinde eş zamanlı basın açıklaması düzenledi. İzmir'de Türk-İş Sendikası Bölge Temsilciliği binası önünde düzenlenen basın açıklamasında, 'esnek çalışma' modeli ve ' istihdam paketi' teklifleri sert bir dille eleştirildi.

Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan Türk-İş'e bağlı Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS) Başkanı Şükrü Günseli ise torba yasanın geçmesi halinde Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve diğer sendikalar ile ortak bir mücadele gösterilebileceğini söyledi. Günseli ayrıca genel grev kararı alınıp alınılmayacağı sorusu üzerine 'almalıyız' ifadelerini kullandı.

BİRLEŞİRSEK BAŞARILI OLURUZ
Torba yasa ile gelecek sorunların tüm sendikalara üye olan ve sendikaya üye olmayan tüm işçilerin ortak sorunu olduğunu ifade eden TÜMTİS Başkanı Şükrü Günseli, sendikaların birleşmesi halinde başarılı olacaklarını söyledi. Günseli "Bu sorun tek başına Türk-İş'e bağlı işçilerin sorunu değil. Sendikasız işçilerin, DİSK'e bağlı işçilerin de sorunudur. O yüzden bizim ısrarla söylediğimiz, biz Ege bölge olarak her 1 Mayıs'ı hep birlikte kutlarız. Biz burada da diyoruz ki büyün emek güçleri birleşirse başarılı oluruz. Kıdem tazminatının fona devri ile her fırsatta yeniden ısıtılıp önümüze getiriliyor. Yani kendilerince koşullar uygun olduğunda konu yeniden gündeme çıkıyor. Bu son getirilişi ile birlikte çok fazla ortak eylemler olmasa da biz de, DİSK de eylemler düzenledi. Giderek bunu büyütme yönünde kararımız vardı ve daha sonrasında Ankara'ya önce profesyonel yöneticiler ardından ise kitlesel güçlerin yürüyüşü planlamıştı. Ancak bu süreçte hükümet koşulların çokta elverişli olmadığını görüp bunu geri çekme kararı aldı. Daha uygun koşulları gözetliyorlar. Hükümet son dönemlerde anket yaptırıyor ve oylarında kayıpların olduğunu konusunda anket şirketlerinin açıklaması mevcut. Daha ileriki süreçlerde gecikmesi durumunda ekonomideki çöküş var, bunun ardından erken seçim veya baskın seçim gündeme getirilebilir. Bunun için zaman zaman gündeme getirilen saldırı paketleri, bir takım hesaplar yapılarak geri çekilebiliyor. Kıdem tazminatı ile ilgili Türk-İş'in son 3 genel kurulda bir karar vardı 'kıdem tazminatına dokunmak genel grev sebebidir' diye. Dolayısıyla bu noktada 'şöyle hesaplanırsa böyle bakarız, şu şekilde olursa şöyle bakarız' dendi ve biz buna hayır dedik. Türk-İş başta çok kesin bir dille ifade etmek yerine 'önce bir önümüze gelsin' ifadelerini kullandı, biz buna karşı çıktık. Bizde bu konuda 'Genel kurul kararı her şey üstündedir ve biz bunu tartışmamalıyız' dedik" dedi.

KARARI ALMALIYIZ
Torba yasanın meclisten geçmesi halinde Türk-İş'in genel grev kararı alınıp almayacağının sorulması üzerine konuşan Günseli; "Almamız gerekiyor. Biz çocuklarımızın geleceğini resmen ipotek altına sokmuş olacağız. Hükümetin şöyle bir politikası var: 'Aktif çalışanları ilgilendiren bir konu yok'. Burada bizim kendi geleceğimize ihanet etmemizi istiyorlar. Bizim diğer sendikalar ile bunu birleştirerek mücadeleyi büyütmemiz gerekiyor."

BİZDEN KORKTUKLARI İÇİN YASAKLIYORLAR
Pandemi nedeniyle yürüyüş ve toplantıların zaman zaman yasaklanması ile ilgili de konuşan Günseli, yasanın geçmesi halinde yasakta olsa eylemler yapabileceklerini söyledi. Günseli; "Emek örgütleri 'şu yasaktır, ben yapmayayım' derse o zaman kapısını kapatıp gitmelidir. Bu yasakların hiçbir meşrutiyeti yoktur. Sen benim kazanılmış haklarımı gasp edeceksin ve bana sesi çıkartma diyeceksin. Kazanılan bütün demokratik haklar da bu şekilde kazanılmıştır. Bugün bu haklar yok ediliyorsa bizimde bu yasakları tanımamız lazım. Bu yasakları bizden korktukları, çekindikleri için koyuyorlar" dedi.

AKSOY: GÜVENSİZLEŞTİRME PAKETİDİR
TÜRK-İŞ Sendikası adına açıklamayı yapan TEKSİF Sendikası İzmir Şube Başkanı Faruk Aksoy, 'bu gidişe dur dememiz gerekiyor' ifadelerini kullandı. Aksoy "Geçen hafta TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda görüşülen torba kanun teklifi ile bizlerin yıllardan beri karşı durduğu esnekleşme ve güvensizleştirme konuları tekrar gündeme geldi. "İstihdam paketi" adı altında kamuoyuna sunulan düzenleme uzun vadede bir güvensizleştirme ve sendikasızlaştırma paketidir. 25 yaş altı ve 50 yaş üstündekilere "istihdam kolaylığı sağlayacağı" iddia edilen düzenleme, aslında belirli süreli iş sözleşmelerinin yaygınlaşmasına, kıdem ve ihbar tazminatı gibi işçilerin en temel istihdam güvencelerinin ve de çalışma barışının ortadan kalkmasına, sendika yaşamın alt üst olmasına neden olacaktır. Böyle bir düzenlemeye karşı çıkmazsak hem kendimize hem de çocuklarımıza çok büyük kötülük yapmış oluruz. İşverenlerin isteklerinin bizim aleyhimize olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunu yaşayarak öğrendik. Bu gidişe dur dememiz gerekiyor" ifadeleri kullanıldı.

SOSYAL DİYALOGUN İÇİNİ BOŞALTARAK İŞ BARIŞI SAĞLANAMAZ
İşçinin 39 TL ile yaşamak zorunda bırakılamayacağı belirtirken, ülke ekonomisinin kayıt dışı çalışmalardan dolayı ağır bedel ödediğini söyleyen Aksoy, sözlerine şu ifadeler ile devam etti; "İşsizlik Sigortası Fonu, işvereni teşvik fonuna dönüşmüştür. Meclisten geçen sözüm ona istihdam paketi, işverenlere teşvik muafiyet af getirmektedir. İşçinin emeği sermayenin sömürüsüne bırakılmaktadır. Türk-İş yıllardan beri, esnekleşme, güvensizleştirme ve kuralsızlaştırmaya karşı verdiği mücadeleyi aynı kararlılık ve azimle sürdürmektedir. Salgın koşulları fırsata dönüştürülmek istenmektedir. Çalışma hayatını işçiler aleyhine dönüştürmek için çabalayanlara yanıtımız çok açıktır: Yapamayacaksınız yaptırmayacağız. Hükümetin uygulaması gereken öncelikli politika kayıt dışı çalışmayı önlemektir.  Ülke ekonomisi ve işçiler, kayıt dışı çalışmadan dolayı ağır bedeller ödemektedir. Kayıt dışılığa dayanan emek sömürüsü ortadan kaldırılmalıdır. Kayıt dışı istihdamla ülke büyük bir gelir kaybına uğramaktadır. Salgın koşullarından işsizlikle mücadele böyle olmaz. İstihdamı arıtacağız deyip işçiler güvencesizliğe, sendikasızlığa mahkûm edilemez. İşçiler zorla ücretsiz izne çıkarılarak, günlük 39 TL ile yaşamak zorunda bırakılamaz. Sosyal diyalogun içini boşaltarak iş barışı sağlanamaz. İşçiye ölümü gösterip sıtmaya razı olmaları beklenerek işsizlikle mücadele edilmez. TBMM'deki söz konusu düzenleme "işçiye ölümü gösterip sıtmayı razı etme" düzenlemesidir. Bugün rüzgar eken yarın fırtına biçecektir. İşçinin bu düzenlemeye vereceği yanıt nettir: Mücadele mücadele mücadele"