EGEDESONSÖZ- Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı Mehmet İşler, Sonsöz TV’de yayınlanan Günaydın Ege Programına konuk oldu ve Aslı Eren’in sorularını yanıtladı. “Biz turizm ve İzmir sevdalısıyız” diyen Başkan İşler, sektöre dair birbirinden önemli açıklamalara imza attı.
İzmir’de 31 Mart yerel seçimlerin sonuçlanmasıyla Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan Tunç Soyer’in yeni süreçte kentin turizm kaderini değiştireceğini vurgulayan İşler, yer yer merkezi iktidarın temsilcilerine de seslendi.
İşler ayrıca İnciraltı için siyasetçilere çağrıda bulunurken, kentin eksiklikleri noktasında, ‘Bu ayıplar ve bu kayıplar bize yeter” mesajını verdi. İşler Club Med konusunda da çarpıcı açıklamalar yaptı.
CLUB MED KONUSUNDA DETAYLI BİLGİ: YILAN HİKAYESİNE DÖNDÜ
Fransız Tatil Köyü olarak bilinen Club Med’in geçtiğimiz günlerde iptal edilen ihalesine değinen İşler önemli açıklamalar yaptı. Alanın yıllardır atıl durumda bulunmasına ilişkin de konuşan İşler, Foça Belediye Başkanı Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Fatih Gürbüz’ün, ‘Belediye olarak Club Med’e talibiz’ şeklinde yaptığı açıklama için de net ifadeler kullandı. İşler, “Club Med yılan hikayesine dönmüş durumda. Club Med Türk turizminin ilk varoluş kuruluşudur. Club Med’ten sonra Antalya’da Bodrum’da tesisler yapıldı. Club Med bir ekoldü. İnsanlarımız da kültürel değişime ve eğitme girdi, turizmle tanıştı. Oradan bir ışık Çeşme, Kuşadası, Antalya’ya yayılan resort mantığının ilk çıktığı yerdir. Daha fazla gelir elde edilsin diye o zamanki hükümet burayı özelleştirmek istedi. O da tutmadı. Artık o binaların düzeltilme şansı yok ve perişan durumda. Duvarlarından ağaç kökleri çıkıyor. Oranın bitki yapısı çok önemliydi. Club Med’e büyük haksızlık yapıldı. Emsal değerlerinin altında satış gerçekleştiği için iptal edildi. En sonunda firma çok istekliydi, ihaleyi de kazandı. Avansı ödemesine rağmen cumhurbaşkanlığı tarafından döndü. Cumhurbaşkanlığı o ihalenin o firmaya verilmemesi için hakkını kullandı. Club Med’in başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi. Bin yatak kapasitesinde cennet gibi bir koyda tarihsel önemi olan bir kurumun Kuzey Ege’nin turizminin de gelişmesine destek vermesini istiyoruz. Foça Belediye Başkanı Fatih Gürbüz’ün yaptığı çalışmalar takdire şayandır. Canını dişine takarak bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ama bunların sahada uygulaması nasıl olacak? Bu noktada kaygılarım var. Devlet burayı bir gelir elde etmek adına özelleştiriyor. Siz bize bu arsayı verin biz size bunu verelim dersek devletin gelir elde etme hedefinden başka bir yere çekiyorsunuz. Devlet ne kadar uyum gösterecek? Bunu sadece satın almak yetmiyor? Bunu sürdürebilmek ve işletebilmek önemlidir. Orada kazanım sağlanırsa döviz getirici olması gerekiyor. Öbür türlü burası belediyeler tarafından alınırsa büyük sosyal tesis gibi işletilirse handikap gibi olabilir. Bir de bunun siyasi bacağı açısından önemi var. Muhalefet ve iktidar İzmir’de ve Foça’da karşı taraflarda. Bunu siyasi bir başarı gibi görüp engellemek istenebilir. Tüm bunları alt alta koyduğumuzda bu çabalar bir sıfırdan daha iyidir, desteklenebilir ama sonuca ulaşılabilir mi? Kaygılarım var. Turizmciler olarak dediklerimize kulak verilsin. Herhangi bir resmi kuruma, vakfa verilmesin. Club Med yurt dışından para getirecek, para kaynağının dışarıdan olacağı şekilde verilmeli. Ekonomiye girdi sağlanması lazım. Ekonomiye can suyu verilsin. İşinde başarılı bir kurum olsun. Düzenli olarak turist getirsin. Hem ülkemiz yurt dışından döviz girdisi elde etsin hem de oradaki başarılı yönetim sonucunda Foça Belediyesi’nin elinde olan yerlere otel yapılsın” açıklamasını yaptı.
BİZ TALİP DEĞİLİZ!
“Club Med’e talip değiliz” diyen İşler, “Bizim alıp işletme, var etme kaygımız yok. Ama tarihsel öneminden dolayı, gelişmesi için ehil insanlar ve ciddi insanlar tarafından satın alınarak yönetilmesi taraftarıyız. Bugün gerek vakıflar gerek dernekler gerek belediyeler arasında bir yönetim biçiminin hem Türkiye turizmine hem de Foça’ya bir katkı vereceğini düşünmüyorum. Profesyonel bir mantıktaki yönetiminden yanayız” dedi.
TÜRKİYE, MISIR VE FAS LİGİNDEN İSPANYA VE YUNANİSTAN LİGİNE ÇIKMALIYDI, ÇIKAMADI
Yaz mevsimindeki piyasa verilerine ilişkin konuşan İşler, “Sezonda rakiplerimiz fiyatlarını düşürdü biz düşürmedik. Haziran’da ve bayramda bereket güzeldi. Çok iyi bir oran yakalayacağız ve bu da tüm zamanların en iyi yılı kabul edilecektir. Türkiye turizm liginde Mısır, Fas ligindeydi. Bir üst segmente çıkacağı lig İspanya ve Yunanistan ligiydi. Bizim rakiplerimiz onlardı. Ancak bu konuda Türkiye gerek sosyal gerekse siyasal olaylar yüzünden sağlıklı bir lige oturamadı” ifadelerini kullandı.
İZMİR’İN KADERİ 1 MİLYON TURİST DEĞİL
“İzmir 15 yıldan beri turizmde çok ihmal edildi” diyen İşler, “Bu kadar bereketin içinde olan İzmir 15 yılda hem merkezi yönetim hem de yerel yönetimler tarafından üvey evlat muamelesi gördü. Biz bunu her yerde söyledik. Bizim söylemlerimiz asla siyasi değildir, biz bu sektörden ekmek yiyoruz. Bizim için seçilmiş de atanmış da başımızın üstündedir. Biz turizmden ekmek yiyoruz. İzmir turizmi ihmal edilmiş ve planlama yapılmamıştır. İZKA’nın yaptığı bir plan vardır ama tozlu raflarda güncelliğini kaybetmiştir. Yenilenmesi gereken planlardır. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve akademisyenler ile STK’ların ortak çalışmanın gerekliliğine inanıyorum. İzmir’de yeni bir hikaye yazılması lazım. İzmir 1 milyon turist bandını geçemiyor. İzmir’in kaderi 1 milyon turist değil. İzmir buna kader olarak terk edilemez. Genç işsizliğin en fazla olduğu il İzmir. Aslında İzmir bu noktada en az olabilecek bir şehir. Çünkü İzmir’de turizm var. Bu İzmir için büyük kayıp ve ayıptır! Biz yeni dönemde Tunç Başkan’la birlikte İzmir’de çok şey değişecektir. Çok çalışıyor. İzmir’de turizm konusunda yeni bir hikaye yazılması için başrol oynuyor. Kendisine minnettarız. Biz Tunç Başkan ile nüfusumuz kadar turist yakalayacağımızı düşünüyoruz. Tüm turizmciler Tunç Soyer’le…” açıklamasını yaptı.
İNCİRALTI İÇİN NEYİ BEKLİYORSUNUZ?
İnciraltı’nın yıllardır imar planı beklemesine değinen İşler, yetkililere seslendi ve “Demokrasi ve hukuk adı altında İzmir’in önüne pranga vuruluyor. İzmir’in kaybettiği zamanın bedelini kim ödeyecektir? 2015’te ‘EXPO’ dedik, kaybettik. Sonra ‘olsun biz İzmir’i tanıttık’ dedik. 2020’ye girdik. Yine kaybettik. Biz İzmir’i tanıttıysak niye herkes dağıldı? Niye İzmir’e gelen turist sayısı artmadı? Biz ne istiyoruz? Lütfen İstanbul ve Ankara’dan uçakla gelirken yukarıdan İzmir’e baksınlar. İzmir’in üzerine beton dökülmüş gibi. Yeşillik nerelerde var? Kültürpark’ta, şehrin kenarlarında ve İnciraltı’nda biraz var. Siyasilere, yöneticilere sesleniyorum; gelin İnciraltı’nı yeşil alan olarak bırakalım. Agamemnon kaplıcalarını değerlendirelim. Şifa dağıtan sağlık kürü merkezine çevirelim. Hem sürdürülebilir döviz getiren hem de sağlık turizminde söz sahibi olabilecek bir İzmir yaratalım. Hem de oradaki yeşil alanları koruyarak gelecek kuşaklara bırakmış olacağız. Yıllardan beri neyi bekliyoruz? Yerel yönetimler Ankara’ya atıyor topu, onlar da yerel yönetimlere atıyor. Biz bu kısır döngüyü kıramayacak mıyız? İnciraltı için niye duruyorsunuz? Kalbimize saplanmış bıçak gibi duruyor. Atanmışlar ve seçilmişlerin bu sorunu bir an evvel çözmesini bekliyoruz. Bu ayıplar ve bu kayıplar bize yeter” dedi.