GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
20 Eylül 2021 Pazartesi 14:13

TMMOB İKK meslekteki sorunlara ses oldu

TMMOB İKK, "TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü" dolayısıyla düzenlendiği basın açıklamasında, mühendis ve mimarların yaşadıkları sorunlara dikkat çekti. İKK adına açıklamalarda bulunan İKK Sekreteri Aykut Akdemir, yaşanan olumsuzlukların iş yükünü arttırmakla beraber iş riskinin de giderek büyümesine sebep olduğunu vurguladı.

EGEDESONSÖZ- Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu, "TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü" dolayısıyla Yeni Şehir Gıda Çarşısı Birlik Parkı’nda basın açıklamasında bulundu.

Açıklamayı TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) adına İKK Sekreteri Aykut Akdemir yaptı. 19 Eylül 1979 da gerçekleşen iş bırakma eyleminin ruhunu yaşatmak amacıyla toplandıklarını ifade eder Akdemir, “Mesleğimize ve haklarımıza sahip çıkma irademizin en görkemli dışavurumu olan 19 Eylül 1979 İş Bırakma Eylemimizi kırk ikinci yıldönümünde bir kez daha selamlıyoruz” dedi.

42 yıl önce tüm Türkiye’de etkisini gösteren ekonomik kriz karşısında mühendis, mimar ve şehir plancılarının yaşadığı hak kayıplarını ve ücret adaletsizliklerini protesto etmek için gerçekleştirilen iş bırakma eyleminin, teknik elemanların üretimden gelen gücünü en açık biçimiyle ortaya serdiğini aktaran Akdemir, günün anlam ve önemine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

“TMMOB’nin çağrısıyla gerçekleştirilen eylem, maden ocaklarından enerji santrallerine, fabrikalardan şantiyelere, kamu kurumlarından limanlara kadar pek çok iş yerinde üretimin durmasını sağlamış, teknik elemanların yaşadıkları sorunlara dikkat çekilmesi sağlanmıştır.

Bizler için 19 Eylül İş Bırakma Eylemi, ülkesi için düşünen, planlayan, üreten mühendis, mimar ve şehir plancılarının kendi öz güçlerinin farkına vardığı tarihtir. Bu yüzden bu anlamlı gün, ‘TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü’ olarak kutlanmakta ve yeniden hatırlanmaktadır” diye konuştu.

SİSTEMATİK SORUNLAR DEVAM EDİYOR
O tarihten bugüne değişmeyen birçok sorunun olduğunun altını çizen Akdemir, “Ülkemizde son dönemlerde birbiri ardına yaşanan büyük felaketler, mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı hizmetlerinin ve bu alanda emek veren meslektaşlarımızın toplumsal önemini bir kez daha gösterdi. Buna rağmen, siyasi iktidarın mesleğimizi önemsizleştirme, emeğimizi değersizleştirme çabaları sistematik olarak devam etmekte. Bu sistematik çabalar nedeniyle mühendis, mimar ve şehir plancıları gerek kamuda gerekse özel sektörde kötü çalışma koşulları altında, yetersiz ücretlerle çalışmaya devam etmekte” dedi.

İŞ RİSKİ GİDEREK BÜYÜYOR
İşsizlik, hayat pahalılığı, düşük ücretler, güvencesizlik, özlük hakları ve örgütlenme sorunlarının Türkiye’deki her meslek dalında yoğun olarak karşılaşıldığını belirten Akdemir, sözlerine şu şekilde devam etti:

“İçinde bulunduğumuz derin ekonomik kriz, tüm halkımızın olduğu gibi emeğiyle geçinen mühendis, mimar ve şehir plancılarının da hayatlarını zorlaştırmakta. Ülkemizdeki mühendis, mimar ve şehir plancılarının bugün karşı karşıya olduğu sorunlar sadece ekonomik sıkıntılar değil. Kontrolsüz yetkilerle donatılmış tek adam rejimi altında emeğimiz değersizleşirken, özlük haklarımız da giderek budanmakta. Gerek kamuda gerek özel sektörde her türlü mühendislik, mimarlık ve şehir planlama hizmetlerini, planlama, projelendirme, uygulama ve denetleme işlerini yürüten tüm meslektaşlarımız giderek daha zor koşullarda çalışıyor.

‘Parti Devleti’ anlayışıyla yönetilen kamu kurumlarında çalışan meslektaşlarımız siyasi baskı ve sürgün tehdidi altında, düşük ücret, kadro sorunu, özlük haklarının ihlal edilmesi, düşük ek göstergeler gibi birçok sorun ile yüz yüze. Güvencesiz-sözleşmeli istihdam modellerine yönelme, atamalarda liyakatin ortadan kalkması ve nihayet hukuksuz-keyfi ihraçlar gibi nedenlerle kamudaki teknik personelin iş yükü artarken, iş riski de giderek büyümekte. Yandaş konfederasyonla imzalanan toplu sözleşmeler, şaibeli enflasyon rakamlarıyla birleşince kamu emekçilerinin her geçen gün daha da yoksullaşmasına neden olmakta.”

‘MESLEĞİMİZİ VE TOPLUMU KORUYACAĞIZ’
Meslek alanlarıyla ilgili bir gecede yapılan düzenlemelere karşı olduklarını vurgulayan Akdemir, bunun halkın iyi hizmet almasına engel olduğunu söyledi. Akdemir, bu durumların maliyeti olarak daha büyük felaketler, daha güvensiz yapılar, daha fazla yıkım ve daha çarpık bir kentleşme olacağını işaret etti.

Mesleklerine sonuna kadar sahip çıkacaklarını söyleyen Akdemir, “TMMOB olarak salgın koşullarında derinleşen ekonomik kriz ve siyasi iktidarın artan baskıları karşısında mesleğimizi, meslektaşlarımızın çıkarlarını ve meslek örgütlerimizi korumak için mücadele ediyoruz. Mühendis, mimar ve şehir plancılarının mesleki hak ve çıkarlarını korumak aslında tüm toplumun geleceğini korumak demektir. Çünkü bizim meslek alanımız, toplumun ortak yaşamının üretimini ve devamlılığını sağlamaktadır. Bizler bu anlayışla, mesleğimize ve meslektaşlarımıza sahip çıkarken ülkemizin ve toplumumuzun ortak geleceğine de sahip çıkıyoruz” dedi.

NE TALEP EDİLİYOR?
Akdemir, Türkiye’deki mühendis, mimar ve şehir plancılarının sorunlarının aşılması için şu taleplerde bulundu:

-İktidarın dayattığı gerici dalga karşısında eğitim kurumları güvenilirliğini yitirmiştir. Ülkemizin en büyük ihtiyacı olan tasarım, üretim, planlı kalkınma süreçlerinde doğudan görev üstlenecek genç meslektaşlarımızdır. Meslektaşlarımızın üniversitede aldıkları eğitimin niteliğini yükseltilmelidir.

-Mesleğimizin itibarının düşürülmesine üniversitede başlanmaktadır. ÖSYM tarafından açıklanan yerleştirme verilerine göre mühendislik, mimarlık ve planlama bölümlerinin doluluk oranları %80 bandında kalmıştır. Eğitim; üretim, yatırım ve istihdam planlamasından kopmadan yeniden örgütlenmelidir.

-Tüm çalışanlara sendikalaşma, güvenceli çalışma, güvenceli iş, toplu sözleşme hakları sağlanmalıdır.

-Her alanda olduğu gibi planlamadan yoksun bir şekilde uygulanan istihdam politikaları, ülkemizin ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz, yetişmiş nitelikli genç teknik elemanların istihdam edilmesinde başarısızdır. Altyapı eksiklikleri, öğretim kadrosu yetersizlikleri, öğrenci niteliklerinde meydana gelen düşüşler, müfredatın niteliği ve işlevselliği, üniversiteler arası birliktelik, akreditasyon, denklik, yeterlilik, eğitimin kalitesi gibi sorunlar bir an evvel giderilmelidir.

-Kamuda teknik hizmetler sınıfında çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının ek göstergeleri ayrımsız 4800-6400 arasında yükseltilmelidir.

-Kamuda sözleşmeli personel uygulaması ve kapsam dışı personel statüsü kaldırılmalı, kamudaki teknik personel ihtiyacının giderilmesi için kamuda atama bekleyen binlerce mühendis, mimar ve şehir plancısının istihdamı sağlanmalıdır.

-Teknik Hizmetler Sınıfı kapsamında ödenen Özel Hizmet Tazminatının tavan oranı arttırılarak en az yüzde 260 olmalıdır ve bu oran emekli aylık ücretlerine de yansıtılmalıdır.

-Fabrikada, ofiste, sahada ve şantiyede cinsiyet ayrımcılığı ve mobbing engellenmelidir.

-İşçi sağlığı ve iş güvenliği tüm çalışanların ve tüm meslektaşlarımızın hakkıdır, iş cinayetlerinin ve iş kazalarının önüne geçilmelidir.

-Mesleklerimizin temellerinin aşındırılması, toplumla arasındaki bağın kesilmesi, mesleklerimizin kamusal özelliklerinin ortadan kaldırılması kabul edilemez.

-Ülke sanayisi ve tarımını bitiren, meslek alanlarını yok eden ranta dayalı ekonomi politikaları terkedilmeli; üretime, sanayileşmeye, kalkınmaya dayalı ekonomi politikaları benimsenmelidir.

-Hem toplum kesimlerinin hem de meslektaşlar arasındaki gelir adaletsizliği ortadan kaldırılmalı, herkese insanca yaşayabileceği temel ücret hakkı tanınmalıdır.

-Meslek alanları geliştirilerek,  istihdam üretime dayalı olarak artırılmalı ve işsizlik azaltılmalıdır.

-Ülke düzeyinde insani yaşam koşullarına uygun asgari ücret, kıdem tazminatı ve emeklilik hakkı tüm çalışanlara, ayrım gözetmeksizin tanınmalıdır.