GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tarım
22 Ocak 2021 Cuma 08:42

Tarım uzmanları uyarıyor: Su yoksa ürün deseni değişir!

Dr. Zerrin Çelik, iklimsel değişiklikler yüzünden Türkiye'nin de su sorunu yaşamaya başladığına dikkat çekerek, "İzmir'de de aynı sorunla karşı karşıyayız. Su daha da azalırsa, çok su tüketen sılajlık mısır, pamuk, domates, patates üretiminden vazgeçmek zorunda kalabiliriz" dedi. Dr. Çelik, İzmir'deki hava sıcaklığındaki tavan ve tabanın açılmasının, pek çok ürünün rekoltesini olumsuz etkileyeceğini öngörüyor

Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Zerrin Çelik, küresel iklim değişikliği ile beraber hava sıcaklıklarındaki ani değişiklikleri ve tarımsal üretime etkilerini değerlendirdi. İzmir’de ocak ayının başlarında mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcak havanın ardından geçtiğimiz hafta sonu itibariyle sıcaklıklar ani şekilde düşerek tarım ürünlerinde donma riskini de beraberinde getirdi. Çelik, "Hava sıcaklıklarının normale dönmesi ve yağış, üstelik kar yağışının beklenmesi sevindirici bir olay. Bu durum, tarımsal üretim açısından bazı riskleri de barındırıyor” dedi.

BADEM, ISPANAK GİBİ ÜRÜNLER, SOĞUKTAN ÇOK ETKİLENECEK
Sıcak periyodun ardından birden düşük sıcaklıkların yaşanmasının tarımsal üretime verebileceği zararları açıklayan Dr. Çelik, Menduha  Ceylan'a şunları söyledi:

“Çok yıllık bitkilerin genellikle uyku döneminde olması, tek yıllık bitkilerde ise buğday ve arpa dışında ekilişlerin henüz gerçekleşmemesinden dolayı, genel olarak bir sorun olmayacağını söyleyebiliriz. Ancak sıfırın altında 7 ve 10 derece gibi normalin altında sıcaklıkların gerçekleşmesi ve dalgalanması durumunda dokulardaki su nedeniyle bitkilerde soğuk zararı görülür. Şu anda bademlerde tomurcuklanma olduğunu görüyoruz ve bu durum hassasiyeti artırdığı için verim düşüklüğü görülebilir. Yine kışlık sebzelerden ıspanak, yaşanması beklenen soğuktan etkilenebilecek ürünler arasında bulunuyor.”

“İZMİR’DEKİ BUĞDAY, SOĞUĞA KARŞI SON DERECE DAYANIKSIZ”
Bu yıl yağışın olmaması nedeniyle buğdayın daha geç ekildiğini ve şu an hassas döneminde olduğunu vurgulayan Dr. Çelik, “İzmir’de buğdayda yazlık çeşitler ekildiği için soğuğa dayanıksız. Özellikle kar yağışının, buğdayın bulunduğu fenolojik dönem bakımından soğuk zararı, riski söz konusu” diye konuştu. Dr. Çelik, “Kar yağışının şiddetinin belirsizliği, örtü altı ve seralar için dikkatli olmamızı gerektiriyor” diye belirterek, “Gerek sıcaklıkların korunması ve gerekse, 2017 yılında Menderes ilçesinde yine bu tarihlerde etkili olan kar yağışı nedeniyle çöken seraları hatırladığımızda çiftçilerimizin dikkatli olmasını öneriyoruz. Son olarak soğuk zararından korunmak için çiftçilerimizin de iyi bildiği meyve ağaçlarına, zeytin ve bağlara bordo bulamacı uygulaması, sisleme, dumanlama ve havanın karıştırılması öğrenebileceklerimiz arasında” dedi.

METEOROLOJİ VERİLERİ YAKINDAN TAKİP EDİLMELİ

Üreticilerin, su kaynakları dolayısıyla ilgili yaşanabilecek sıkıntılardan etkilenmemesi için önerilerde bulunan Dr. Çelik,  sözlerini şöyle sürdürdü:

 “Öncelikle bölgelere göre, su tüketimi ve karbondioksit salınımını azaltacak üretim planlamasının yapılması ve uygulamaya geçirilmesi gerekir. Modern sulama sistemlerinin daha yaygın kullanımı amacıyla desteklemelerin ve hibelerin artırılmasının yanında, etkin ve doğru bir sulama yönetimi için çiftçi eğitimleri ile bilgi yetersizliğinin giderilmesi önemlidir. Öte yandan, üreticilerimizin meteorolojik verileri ve uyarıları sıkı sıkıya takip etmeleri ve önlem almaları gerekmektedir. Suyun topraktan uzaklaşmasını önleyecek malçlama, azaltılmış toprak işleme gibi uygulamalarla susuzluğa dayanıklı tür ve çeşitlerin ekilmesi, dikilmesi, suyun toprakta depolanmasını sağlayacak su hasadı gibi uygulamaların yaygın olarak kullanılması, yapılabilecekler arasında.”

“BARAJLARDAKİ DOLULUK ORANI EKSİ DEĞERLERDE”

Türkiye’nin birçok ilinde olduğu gibi İzmir’de de sıcaklıklar son aylarda mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşmesinden dolayı yağış rejiminde değişikler olduğunu açıklayan Dr. Çelik, “Bu durum, su kaynaklarımız açısından tehlikeleri beraberinde getiriyor" dedi ve ekledi:

"Neredeyse her gün, göl, gölet ve akarsularda meydana gelen kurumalara yönelik haberleri okuyor, izliyoruz. Yeraltı su seviyelerinin çok düştüğü, her geçen gün daha derinlerden su çıkarıldığı ve maliyetlerin sürekli arttığı bir durum söz konusu. Barajlardaki doluluk oranı, ihtiyaçları karşılamayı bırakın, neredeyse eksi değerlerle ifade edilir oldu. Tüm bunlar, tarımsal sulama ve sulamaya daha fazla ihtiyaç duyan ürünler açısından risk ve belirsizlik demektir.”

“SU YOKSA, ÜRÜN DESENİ DEĞİŞEBİLİR”
Türkiye’de bulunan tarım ürünlerinin büyük bir çoğunluğunun suyu çok tüketen bitkilerden oluştuğunu belirten Dr. Çelik, üreticilerin su kullanımında dikkatli davranması gerektiğine vurgu yaptı. Dr. Çelik, "Aksi takdirde üretim deseni değişebilir" dedi. Dr. Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bilindiği gibi İzmir'de tarım ürünleri, özellikle de bitkisel üretim açısından ciddi bir zenginlik ve çeşitliliğe sahip. Bununla beraber, bu ürünlerin önemli bir kısmı suyu çok tüketen bitkiler. Örneğin yaygın olarak yetiştirilen; silajlık ve tane mısır, pamuk, domates, patates gibi bitkiler suyu çok seviyor. Şu an yaşadığımız yağış ve su yetersizliğinin bu şekilde devam etmesi durumunda söz konusu ürünlerin ekilişi mümkün olamayabilir ya da ekilse bile kısıtlı sulama nedeniyle verim düşüklükleri yaşanabilir. Bu durum, söz konusu ürünlerde arz açığı meydana gelmesine ve dolayısıyla fiyatların yükselmesine neden olacaktır. Öte yandan, bu ürünleri hammadde olarak kullanan sektörleri de olumsuz etkileyecektir. Örneğin salçalık domatesin ekilememesi ya da az ekilmesi, ilimizdeki salça fabrikalarının çalışma kapasiteleri açısından önemli riskleri beraberinde getirecektir. Ya da silajlık veya tane mısır ekilişlerinin olmaması, hayvancılık işletmelerinin hayvan beslemede sorun yaşamalarına neden olacaktır. Bir başka deyişle suyun olmaması, durumunda üretim deseni değişebilir ve çiftçilerimiz 2020 yılında da gördüğümüz gibi suyu daha az tüketen ürünlere yönelmeye mecbur kalabilir.”