GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Sağlık
14 Ağustos 2023 Pazartesi 09:23

Tabip Odası Başkanı'ndan sert tepki: Sağlıkta şiddet böyle önlenmez!

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın, sağlıkta şiddeti önleme adına beyaz kod öncesi ara uyarı ve ön haber sistemi konulacağı yönündeki açıklamasını değerlendiren İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, "Bugün Türkiye'de günde ortalama 80 beyaz kod veriliyor. Bu, aslında beyaz kod verilmesi gerekenin üçte biridir. Çünkü beyaz kod veren de saldırganla aynı tahkikata maruz kalıyor. Sağlıkta dönüşüm politikası düzeltilmeden sağlıkta şiddet önlenemez" dedi.

EGEDESONSÖZ - İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, SONSÖZ TV'de katıldığı programda Gazeteci yazar Muhittin Akbel'in sorularını yanıtladı. Sağlıkta şiddet konusunda olumlu herhangi bir adım atılmadığını belirten Başkan Kaynak, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın "Beyaz kod öncesine bir ara uyarı ve ön haber sistemi koyacağız. Beyaz kodda adli ve kolluk süreci derhal başlayacak" şeklindeki açıklamalarının, bu sorunu çözme anlamında bir anlam taşımadığını söyledi.

DOKTORLAR BEYAZ KOD VERMEK YERİNE SİNEYE ÇEKİYOR
Beyaz kod uygulamasının yıllardır olduğunu ve doktorların beyaz kod vermekten çekinir hale geldiğini anlatan Başkan Prof. Dr. Süleyman Kaynak, şunları söyledi:

"Sağlıkta şiddet böyle önlenmez. Yok beyaz kod verdim, yok beyaz kod öncesine bir ara uyarı ve ön haber sistemi koydum, bu sorun böyle çözülmez. Beyaz kod yıllardır var. Bugün Türkiye’de günde 80 civarında beyaz kod veriliyor, fiziksel ve sözel şiddet nedeniyle.  Bu, aslında verilmesi gereken beyaz kod’un üçte biridir. Çünkü doktorlar ve sağlık çalışanları beyaz kod vermekten kaçınıyorlar. Sebebi de şu: Beyaz kod verdiğiniz zaman saldırganla aynı tahkikata, kolluk kuvvetlerinin uygulamalarına siz de maruz kalıyorsunuz. Bu durumda hem işinizden gücünüzden oluyorsunuz, hem manevi yönden yıpranıyorsunuz. Doktorlar, sağlık çalışanları, beyaz kod vermek yerine sineye çekmeyi, kulağının üstüne yatmayı tercih ediyor. Bu çok acı verici bir durumdur. Beyaz kod’un gerçekte işe yaradığı bile tartışılır. Beyaz kod’dan evvel bir ara uyarı verilecekmiş, ön haber sistemi oluşturulacakmış. 21 yıldır iktidardasınız, böyle bir şey aklınıza şimdi mi geldi? Bunun mevzuatı bile yok daha. Sağlıkta şiddet bunlarla önlenmez. Sağlıkta şiddet yılların birikimidir. 21 yıldır sağlıkta dönüşüm politikası adı altında bir sistem uygulanıyor. Sağlıkta dönüşüm politikası düzeltilmeden, mevcut olanın kaldırılıp yerine sağlıklı bir politika konulmadan, sağlıkta şiddet önlenemez."

HASTA MÜŞTERİ OLDU, DOKTOR DA BANT İŞÇİSİ MUAMELESİ GÖRÜYOR
Sağlıkta dönüşümün dört özelliğinden bahseden Başkan Kaynak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Birincisi; hasta eşittir müşteri, mantığıdır. İkincisi; kamu olsun, özel olsun, sağlık işletmeleri birer işletmeye dönüştü. Üçüncüsü; sağlık çalışanları başta hekimler üzere hepsine bir bant işçisi muamelesi yapılmaya başlandı. Sen üç dakikada bir hasta bakacaksın, sen beş dakikada bir hasta bakacaksın, gibi. Dördüncüsü; tüm sağlık sorunlarını üçüncü basamakta çözmeye çalıştılar. Bu bilime aykırıdır. Sağlıkta iyi seviyedeki ülkelerde birinci basamak, hastaların hem koruyucu hem de tedavi edici hizmetlerin yüzde 90’ını karşılar. İkinci üçüncü basamaklar, yani üniversite, eğitim ve araştırma hastaneleri, süzülmüş halde gelen yüzde 10’luk hasta grubuyla muhatap olur. Türkiye’de sistemi tamamen tersine çevirdiler. Aile hekimliği kuruldu, böyle bir sistem olabilir. Bu sistem, devekuşu gibi ne kuş olduğu belli, ne de deveye benziyor. Çünkü aile hekimleri bir kere devletin vermiş olduğu mekanlarda hizmet vermiyor. Kendileri yer kiralıyorlar, orada sağlık hizmeti veriyorlar. Sağlıkta dönüşüm dediğimiz bu yanlış programın sonuçlarından bir tanesi, sağlıkta şiddettir. Çünkü sistem tıkanmıştır. Peki tıkanmış bir sistemi nasıl çalışıyormuş gibi göstereceksiniz? Bunun için bir takım enstrümanlar kullanmanız lazım. O enstrümanlardan bir tanesi, idari şiddettir. İdari şiddet ne demek? Eğer siz bir hekime, beş dakikada bir hasta bak, derseniz, bu idari şiddettir. Eğer siz CİMER’e, kaynağı belirsiz yazılmış bir mektup üzerinden hekime soruşturma açarsanız, bu bir idari şiddettir. Eğer siz herhangi bir hastanın doktor beni taciz etti gibi bir cümlesinin üzerinden bir hekimi tutukluyorsanız, bu hem idari hem de hukuki şiddettir. Şiddet, sadece hastanın gelip fiziki şiddet uygulaması değildir, idari ve hukuki şiddet de söz konusudur. Sağlıkta şiddet, kamu yöneticisinin bir enstrümanı haline gelmiştir."

DOKTORU DÖVMEK, BİR UYGARLIK BELİRTİSİ GİBİ GÖRENLER VAR
Doktorlara, sağlık çalışanlarına yönelik sağlıkta şiddetin önlenmesi, çözüm yollarının tartışılması amacıyla TBMM'de verilen önergenin maalesef görüşmeye bile açılamadığını hatırlatan İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kamu yöneticisi, hastaya zor kullanma yetkisini devrederek onların da şiddet uygulamasını teşvik edici, en azından buna göz yumar durumundadır. Kamu yönetimi, hastaya diyor ki, muayene mi olmak istiyorsun, git ol. Randevun mu yok, git, bir şekilde muayene ol. Eğer bir sorun çıkarsa zor kullan, ben senin arkandayım! Bunu nereden anlıyoruz? 2022 yılının 1 Ağustos’unda siyasi partilerden bir tanesi, TBMM’de görüşülmek üzere, sağlıkta şiddet özel oturumu önerisi getirdi. Bu oturumda sağlıkta şiddetin konuşulması, tartışılması, çözüm bulunmasına dair önerge verdi. Bazı siyasi partilerin mensupları meclise geldiler fakat bu konuyu görüşmek üzere genel kurul salonuna girmediler. Böylece söz konusu oturum yapılamadı. Bu samimiyetsizliğin açık göstergesidir, iki yüzlülüktür. Bir de şu var; pek çok kamu kurumuna girerken üzerinizi ararlar, X Ray vardır, oradan geçersiniz. Fakat sağlık tesislerinde böyle bir şey yok. Hastanelerin bazılarında X Ray var ve bunların tamamı göstermeliktir. Sağlık tesislerine herkes silahıyla elini kolunu sallayarak girebilir, istediği birime kadar girebilir, istediği sağlık çalışanını darp edebilir, tehdit edebilir. Bu da inanılmaz bir ikiyüzlülüktür. Bunu önlemeye kimse çalışmıyor ve kodlar, ara uyarılar falan, bunların tamamı göz boyamadır. Sonuç olarak burada sistemi siz bir bütün olarak düzeltmezseniz, sağlıkta şiddeti önleyemezsiniz. Sosyal medyada görmüşsünüzdür; bir kadın, eskiden biz muayene olmak için sıra bekliyorduk, şimdi sıra beklemiyoruz, üstelik rahat rahat doktor dövebiliyoruz, dedi. Şiddeti bir uygarlık belirtisi olarak görmeye başladılar. Sonuçta tabip odaları olarak bizler hukuki yollara başvurduk ve sonunda dediler ki, bu bir fikir özgürlüğüdür. İnanılır gibi değil ama gerçek."