Menduha CEYLAN / EGEDESONSÖZ- İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, koronavirüs pandemisinde 70 günü aşan süredir içinde bulunulan 4’üncü pikle ilgili önemli açıklamalarda bulunarak. İzmir’in vaka oranlarındaki son durumu değerlendirdi.
İzmir’de Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı 100 bin kişide görülen haftalık vaka oranının 2-3 katı vaka görüldüğünü söyleyen Çamlı, “Sağlık Bakanlığı geçtiğimiz hafta İzmir için yüz binde 49,58 olarak açıkladı. Bu yaklaşık 300 civarına işaret ediyor ancak bizim sahadan elde ettiğimiz verilerle açıklananın 2-3 katı vaka olduğunu görüyoruz. Geçtiğimiz haftalarda İzmir Valisi’nin yaptığı açıklamaların bizlerin açıklamasını desteklediğini ve Sağlık Bakanlığı’nı yalanladığını gördük. Sağlık Bakanlığı'nın verileri bizim sahadan aldığımız duyumlarla örtüşmüyor. İzmir’deki durum böyleyse tüm Türkiye’deki durum nasıl diye sormak gerekiyor. İzmir, Türkiye’nin birçok iline göre vaka sayılarında çok geride olan, aşılamada ilk ona giren bir şehir… Sağlık Bakanlığı İzmir için 300 civarındaki sayıya işaret ederken, İzmir’de yoğun bakımlarda yer yoktu, yeni pandemi servisleri açılıyordu” diye konuştu.
DAHA ZİRVEYİ BULMADIK
Çamlı, havaların soğuması ve okullarda PCR testi taramalarının yapılmasıyla birlikte daha çok pozitif vakanın saptanacağını vurguladı. Çamlı, “İzmir, okullarda PCR testi yapılması adına pilot bölge olarak belirlendi. Test sayılarını artırarak vaka sayıları konusunda daha gerçekçi değerlendirmelere ulaşabileceğiz. Vakaların yüzde 25’i 0-17 yaş, diğer yüzde 25’i de 17-30 yaş. 30 yaşın altı vakaların yüzde 50’si. Hal böyleyken taramaların artmasıyla vaka sayılarının da artış göstereceğini düşünüyoruz” dedi ve dördüncü pikin henüz sonlanmadığına vurgu yaparak, “Uzamış bir 4’üncü piki yaşıyoruz şu an. 2 buçuk aydır 4’üncü pikin içerisindeyiz. Daha zirveyi bulmadık… İndirilemeyen yatay giden, aranın açıldığı ortalama 23 bin – 28 bin bandında plato çizen bir pik var. Bilim insanları bundan sonra yükselmenin olacağı şeklinde görüş bildiriyor” ifadelerini kullandı.
Koronavirüs aşılamasında konusuna da değinen Çamlı, ciddi oranda aşılama hızının düştüğünü belirterek “Aşılama oranları bir noktada kitlendi. Aşı olması gerekli ve isteyen insanlar oldular ve şu anda tereddütlere dayandık ve gitmiyor. Aşılama oranları son dönemde çok düştü. Artık aşılama kampanyalarının da ötesinde kamusal alanda bir takım gereklilikten doğan kısıtlamaların getirilmesi lazım” dedi.
PCR TESTİ AŞININ YERİNİ TUTAMAZ!
Aşısızların kamusal alana çıkışında toplum sağlığını korumak adına mutlaka etkin yeni duzenlemeler gerektiğini ifade eden Çamlı, sözlerini şu açıklamalarla sonlandırdı:
“Kamusal alanda yaşamak bir takım sözleşmelere ya da normlara bağlı yaşamaktır. ‘Bu benim özgürlüğüm’ü evinizde söyleyebilirsiniz ama kamusal alanda bunu söyleyemezsiniz, yurttaş olarak sorumluluklarınız var. Hastalığı başkasına bulaştırma özgürlüğünüz olamaz. Bu nedenle aşı olmayan bireylerin kamusal alana çıkışları konusunda daha etkin bir takım yaptırımlar gündeme gelmeli. Bunların PCR taramasıyla gerçekleşmesi ne yazık ki gerçekleşemiyor. O kadar PCR bakacak bir alt yapımız yok ve hiçbir zaman PCR aşının yerini tutamaz. Toplumun sağlığını riske sokmamalıyız.”