GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ege
10 Ocak 2016 Pazar 16:10

Sur'u Bodrum'da anlattılar

Bodrum'dan 27 Aralık'ta yola çıkıp, 'Bodrum'dan Diyarbakır'a Barış için yürüyorum' sloganıyla Diyarbakır'a yürüyen aktivistler döndü.

MUĞLA - İzmir başta olmak üzere çevre il ve ilçelerden de katılımcıların olduğu 35 kişilik grup, geçen 27 Aralık'ta Bodrum'dan, 'Bodrum'dan Diyarbakır'a Barış için yürüyorum' sloganıyla yola çıktı. "Ben savaş istemiyorum, barış içinde yaşamak en doğal hakkım. Yeni yılda barış için Diyarbakır'a yürüyorum" diyen grup Muğla, Ankara, Adana, Gaziantep, Şanlıurfa'ya uğrayıp, yeni yıla Diyarbakır'da girdi. Sur ilçesi yakınlarında düzenlenen eylemde polis tarafından gözaltına alınan Pınar Ercan, Pınar Öğrenci, Arzu Erdemir, Atalay Yeni ve Aziz Kılınç'ın da aralarında bulunduğu 35 aktivist, geçen 7 Ocak'ta Bodrum'a döndü. Aktivisitler, yaşadıklarını bugün Bodrumlu'larla paylaştı.

'ONLARA BARIŞ BORÇLUYUZ'
Barış Yürüyüşü'ne katılan ve 'vicdanı retçi' olduğunu belirten Yavuz Altan şunları söyledi:

"Bodrum'da böyle bir ses gelince vicdanımın sesini dinledim, yürüyüşe katıldım. Fakat vicdanım rahatlamadı. Şimdi daha rahatsız durumdayım. Görmek duymak başka bir şeymiş. Şimdi daha fazla şey yapmak gerekli olduğunu düşünüyorum. Orada bir etkinlikte Cizreli bir anne vatanı bize 'Çocuğumun rahatça dolaşabildiği yer' diye tarif etmişti. O sokaklarda kimse dolaşamıyor. İşte bu çok şey anlatıyor bize. Onlara bir barış borçluyuz. Dönüş yolunda 4- 5 kişi önümü kesti. Aralarından birisi elini kalbinin üzerine koyup, 'Barışla gelen kardeşim. Sizi kalbimizin en müstesna yerinde sakladık. Bizi öldürmeden size birşey yapamayacaklar' dedi. Ağlayan analar vardı. 'Kurban olayım size' derken bizler de onlara, 'Siz, çok kurban verdiniz. Biz, size kurban olalım' diyerek birbirimize sarıldık. Oradaki kardeşlerimizin tek istediği şey ise bir an önce barışın gelmesi."

'YİNE GİDECEĞİZ'
Sur'da dört gün gözaltında tutulan aktivistlerden Arzu Erdemir de, oradaki resmi görevlilerin kendilerine 'terörist destekçisi, potansiyel suçlu' gibi davrandıklarını kaydederek şöyle dedi:

"TOMA'larla su sıkarak ıslak bir şekilde saatlerce spor salonunda beklettiler. Polis saldırısına uğradık, daha sonra emniyette götürülüp gözaltına alındık. Yandaş basın ise olayları farklı bir şekilde çarpıtarak verdi. O gün, özgürlüğün ne demek olduğunu anladım. Diyarbakır Barosu'ndan avukat arkadaşlarımız bizlere orada çok yardımcı oldu. Hala yargı süreci devam ediyor. Asla pişman değilim yine gideceğiz."

'BİRŞEYLER YAPMAK LAZIM'
Yürüyüşe katılan bir diğer aktivist Pınar Ercan da amaçlarının oradaki insanlara dayanışmalarını göstermek olduğunu belirterek şöyle konuştu:

"Bunu başardık. Sadece sessizliğin ortasında küçük bir ses olduğu için göze batıyor yapılan. Küçük bir şey aslında. Oraya bakacak olursak tankla, topla, tüfekle kentlere giriliyor. Yeniden birşeyler yapmak, yeni şeyler yapmak lazım. Tekrar oraya gitmek gerekli. Kürt halkından gelen 'Bizi asıl sizin sessizliğiniz öldürüyor' çığlığına kayıtsız kalmadığımızı ve devletin uyguladığı şiddet politikasına karşı olduğumuzu vurgulamak için, 'Barışa Yürüyorum' inisiyatifi olarak Bodrum'dan Diyarbakır'a gittik."

Ercan, Kürt halkına destek olmalarının devlet tarafından tehdit olarak algılandığını da söyledi. Yaklaşık iki saat süren toplantı basın mensuplarının sorularıın yanıtlanmasıyla sona erdi. (dha)