GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
23 Eylül 2024 Pazartesi 12:58

STK’lardan ‘zafer’ toplantısı: Çeşme Projesi iptal oldu!

İzmir’de uzun zamandır gündemde olan Çeşme Turizm Projesi ile ilgili olarak sivil toplum kuruluşlarının yürüttüğü dava süreci hakkında bilgilendirme yapıldı. Açıklamada “Danıştay İdari Dava Daireleri Kurul kararı ile Çeşme Turizm Bölgesi ilanına ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararının kesin olarak iptal edilmiş olduğunu kamuoyuna müjdelemek isteriz” denildi.

Ozan EKİZ / EGEDESONSÖZ – İzmir’in turistik ilçesi olan Çeşme’de turizmin potansiyelini arttırmak için başlatılan ancak rant iddiaları sebebiyle mahkemelik olan Çeşme Turizm Projesi ile ilgili olarak sivil toplum kuruluşları bir basın açıklaması düzenledi.

Meslek örgütleri, çevre dernekleri ve vatandaşlar tarafından 12 Şubat 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan ‘Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi’nin sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararnamesi’ne yönelik açılan davada iptali istenmişti. Davacıların talebini değerlendiren Danıştay 6’ncı İdare Dairesi, Danıştay Tetkik Hakimi Mehmet Özdamar’ın görüşü doğrultusunda projenin iptal talebini reddetti. Son olarak Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Danıştay 6’ncı İdare Dairesi’nin vermiş olduğu kararı iptal etti.

Verilen iptal kararıyla ilgili olarak İzmir Tabip Odası, TMMOB, İzmir Barosu, EGEÇEP, İzmir Yaşam Alanları ortak basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasına Karabağlar Belediye Başkanı Helil İnay Kınay da katılım sağladı. İzmir Tabip Odası’nda yapılan açıklamayı İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz okudu.

Yılmaz, bugüne kadar gelen süreci özetledi.

Yılmaz, projenin detaylarını anlatarak, “Bilindiği gibi 12.02.2020 tarihli Resmi Gazete, İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararı yayımlanmıştı. Bu karar; Çeşme Yarımadası'nda mevcut devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanların tümünü, 47 km kıyı alanını, deniz alanlarını ve bu alanlardaki beş adet adayı, 5 bin hektar orman alanını, içme suyu koruma havzalarının tamamını, bölgedeki doğal koruma alanlarını, nitelikli tarım alanları ile zeytinlikleri, kültürel ve arkeolojik miras alanlarını, yarımadada yerleşim alanları dışında kalan alanların tamamını içeren 16 bin Hektar (22 bin 400 futbol sahası büyüklüğünde) devasa kamu arazisini kapsamaktadır” dedi.

‘NADİR BİR EKOSİSTEMİ BARINDIRMAKTADIR’
Alanın nadir bir ekosistemde olduğunu belirten Yılmaz, “Bu devasa kamu arazisi ve deniz alanları yatırımcılara irtifak hakkı tesisi suretiyle tahsis edilerek bu alanın tümünde ve deniz alanlarında halkımızın girişine kapalı imtiyazlı bir azınlığın kullanımına özgülenmiş, girişi denetimli, bağımsız özel bir yetki alanı oluşturulacaktır. Bu devasa kamu arazisinin ve deniz alanlarının irtifak hakkı sahibine devri karşılığı alınacak bedel kamu harcamaları için kullanılamayacak sadece alanın alt yapı yatırımlarına harcanabilecektir. Yani irtifak bedeli dahi kamuya değil yatırımcının hizmetine sunulacaktır. Tahsis edilecek kamu arazisi ve deniz alanları nadir bir ekosistemi barındırmaktadır. Alan, Doğal sit alanları, su koruma havzaları, orman alanları ile çok özel niteliklere haizdir. Ancak alanın bu çok özel niteliklerine müdahale edilerek, imtiyazlı bir azınlığın hizmetine sunulmak üzere; mega yat limanları, golf sahaları, kıyı otelleri, lüks konut ve rezidanslar vb. yapılacaktır” ifadelerini kullandı.

‘İPTALİ MÜJDELEMEK İSTERİZ’
Yılmaz, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurul kararı ile yargı sürecinin tamamlandığını belirterek. “Kurumlarımız ve çok sayıda duyarlı yurttaş; halkımızın yaşam alanlarına, nadir ve korunması gereken habitat alanlarına müdahale içeren ve hukuka aykırılığı daha önce de yargı kararı ile belirlenmiş işleme karşı Danıştay 6. Dairesi nezdinde dava açmış, ancak mahkemece gerekçesiz olarak davanın reddine karar verilmişti. Hukuka aykırı bu karar temyiz edilmiş Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun geçen hafta avukatlarımıza tebliğ edilen kararı ile deniz alanlarını da kapsayan bu denli büyük bir alanın gereklilikleri açıklanmadan turizm bölgesi ilan edilmesi hukuka aykırı bulunarak Danıştay 6. Dairesinin kararı bozulmuştur. İdari Yargılama Usulü Kanunu gereğince Danıştay Dairesinin, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurul kararına karşı direnme hakkı bulunmamaktadır. Danıştay Dairesi, bozma kararı doğrultusunda karar vermek zorundadır. Bu nedenle, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurul kararı ile Çeşme Turizm Bölgesi ilanına ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararının kesin olarak iptal edilmiş olduğunu kamuoyuna müjdelemek isteriz” dedi.

‘KAMUYA AİT ALANLARIN İMTİYAZLI AZINLIĞA VERİLMESİ İPTAL EDİLDİ’
Alınan kararı yorumlayan Yılmaz, “Kamuya ait devasa alanları kamunun elinden alıp imtiyazlı azınlığın kullanımına terk edecek bu işlemin iptal edilmiş olması ile kamusal sorumluluklarımızın gereklerini yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Halkımıza ve tüm İzmirlilere armağan olsun. Çeşme yarımadasının potansiyeli şu anda bile mevcut turizm ve ikinci konut yükünü karşılayamayacak ölçüde tükenmiş durumdadır. Son kalan kamuya ait orman alanlarını ve nitelikleri alanları turizm yapılaşmalarına açmak kamu menfaatine olmadığı gibi yarımadayı yaşanılamaz kılacaktır. Buradan Bakanlığa ve idareye seslenmek isteriz. Çeşme yarımadasının son kalan kamu alanlarına turizm bahanesiyle el atmaktan vazgeçin. Yargının yarımadaya müdahaleyi engelleyen kararlarına uyun. Hiç değilse bu sefer imtiyazlı azınlığın değil kamunun menfaatine hareket edin” ifadelerini kullandı.

AKDEMİR: BU KAZANIM ÜLKE TOPRAKLARININ SAVUNUSUDUR
Söz alan TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Temsilcisi Aykut Akdemir, “Bu süreç kurumlar üzerinden gitmiş olabilir ama tüm siyasi partilerle hep beraber mücadele ettik. Şu anda yürüttüğümüz ve konuştuğumuz konu kazanılmış bir aşamadır. Ülkenin topraklarının savunusudur bu durum. Çeşme Belediyesi’nden alınıp birilerine peşkeş çekilmesidir. Bugün geldiğimiz aşama ile tüm örgütlerle beraber halkın olanın halkta kalması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu projeyi yürüten bakanlık burada olduğu gibi halkla paylaşması gerekir. Bu salonda bu sürece emek vermiş birçok dostumuz var. Bu sürecin parçasıdırlar. Halkın olanın halkta kalacağı şekilde mücadele edeceğiz. Bu mahkeme kararını müdürlüklerin bir kez daha okumasını tavsiye ediyoruz” dedi.