GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
28 Ocak 2020 Salı 19:20

Soyer’den deprem yorumu: Belediye olarak hazırız ama İzmir hazır değil!

Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, “İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak kurumsal kimliğiyle, araç gereciyle, planı projesiyle hazırız. Depreme karşı her türlü hazırlığımızı ve tedbirimizi yapmış bulunmaktayız ama ‘İzmir hazır mı?’ diye sorarsanız, İzmir hazır değil! Biz Büyükşehir olarak afet karşısında ne yapacağımızı biliyoruz. Hangi araç gerecin kullanılacağını, hangi kadro ile çalışacağımızı, hangi toplanma alanlarının olduğunu biliyoruz ama ne yazık ki İzmir hazır değil” dedi.

İzmir Ticaret Odası’nın (İZTO) Ocak ayı meclis toplantısına katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer deprem konusunda önemli açıklamalara imza attı. Başkan Soyer, “Büyükşehir olarak depreme karşı her türlü hazırlığı yaptık ancak İzmir depreme hazır değil” mesajı verdi.

Genel Sekreter Buğra Gökçe’nin de katıldığı oturumda konuşan Soyer, “Deprem konusunda net olarak söyleyebilirim ki, İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak kurumsal kimliğiyle, araç gereciyle, planı projesiyle hazırız. Depreme karşı her türlü hazırlığımızı ve tedbirimizi yapmış bulunmaktayız ama ‘İzmir hazır mı?’ diye sorarsanız, İzmir hazır değil! Biz Büyükşehir olarak afet karşısında ne yapacağımızı biliyoruz. Hangi araç gerecin kullanılacağını, hangi kadro ile çalışacağımızı, hangi toplanma alanlarının olduğunu biliyoruz ama ne yazık ki İzmir hazır değil. Bunun için uzun soluklu çalışma gerekiyor” dedi.

DEPREME KARŞI İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ OLARAK HAZIRIZ
Soyer sözlerini sürdürdü ve “Bunu bir yerden başlatmak lazım, o çalışmaya başlıyoruz. Hem sahilde hem de fay hatları üzerinde yapılmış birçok yapı var. Bu yapılarla ilgili kentsel dönüşüm ve başka düzenlemeler adı altında mutlaka çare üretmek mecburiyetindeyiz. Bu oldukça uzun bir sunum gerektiriyor ama özetle, biz bu hazırlıklarımızı en kısa sürede İzmirlilerle paylaşacağız. Toplanma alanları, afet anında nereye nasıl ulaşılmalı, kimler sorumlu, hangi araç gereçle nerede olunacak paylaşacağız. Bu projemiz hazır, bunu sadece paylaşacağız. Farkındalık için hem İzmir’de planlama sürecinde neler yapılması gerekir, bunu bilim adamları ile sunacağız, hem de çocuklara deprem farkındalığını öğretmek için onları eğitim alanına taşıyacağız. Bizim belki de çok az yerde olan deprem simülasyon merkezimizde çocukları buluşturup farkındalığı büyüteceğiz. Depreme karşı İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak hazırız, İzmir’i hazırlamak için yola çıkmaya hazırız” diye konuştu.

ELAZIĞ’A AYRI BİR PARANTEZ… İZMİR’E TEŞEKKÜR
Elazığ’da meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depreme değinen Soyer, “Geçen hafta hepimizin yüreği yandı, Elazığ’da ocaklar söndü. Çok büyük bir acıydı. Büyük bir enerji doğdu ve herkes seferber oldu. Ekibimiz hemen Elazığ’a intikal ettiler, bugün dönüş yapıyorlar” açıklamasını yaptı.

Elazığ’a gönderilen yardım TIR’ları hakkında bilgi veren Soyer, “Yarın da izolasyonlu kışlık çadırları yollayacağız. Yardım eden İzmir halkına ve esnaflara teşekkür ediyorum” dedi.

İZMİR’DE YENİ BİR EKOSİSTEM HEDEFLİYORUZ
Soyer, ayrıca kenti yakından ilgilendiren farklı konularda da açıklamada bulundu ve “İzmir’de iklimi değiştirmeye, yeni bir ekosistem oluşturmaya gayret ediyoruz. Bu şehir hepimizin ve siyasi ayrıştırmalarla sığlaştırılamayacak kadar büyük potansiyele sahip. Biz iş birliği alanlarını nasıl geliştiririz, nasıl daha çok iş ortaya koyabiliriz, bunun gayreti içindeyiz. Bu küresel ekonomik dünya; savaş, göç, iklim değişikliği ile çok kırılgan ve çok birbirine bağlı. Dünyanın içinde olduğu bu ekonomik kırılganlık bizi de etkiliyor. Ekonomik büyüme, ihracat fazlası umarım gerçekleşir. Ancak bazı göstergeler de var ki ürkütücü tablolar sunuyor. Biz belediyeler olarak devletin vergilerinden pay alıyoruz. Her geçen ay bu kaynaktaki düşüş, vergi toplamakta güçlük yaşandığını ortaya koyuyor. Bu hepimizin farkında olası gereken bir durum... Bu durum bizim sağlamak istediğimiz ekosistemi mecbur kışlan bir gerçek. Bu sıkıntıyı açmanın yolu el ele vermekten, dayanışma içinde olmaktan geçiyor. Aksi takdirde bu krizlerin faturasını her birimiz daha fazla ödüyoruz. Ne zaman güçleri birleştirip ortak duruş sergiliyoruz; krizlerin faturası da hafifliyor. Birlikte İzmir olma iradesini güçlendirmek mecburiyetindeyiz” açıklamasını yaptı.

İZMİR’İN EN BÜYÜK PROBLEMİ NE ULAŞIM, NE ÇÖP, NE KÖRFEZ…
 Soyer şunları söyledi: Daha çok ortak proje geliştirmek mecburiyetindeyiz. Birbirimizi duyup dinlemeye ihtiyacımız var. Aksi takdirde İzmir yara alır. İzmir’in yara alması, hepimizin tek tek yara almasıdır. Büyümenin, güçlenmenin yolu birbirimizi gücüne güç katmaktan geçiyor, ayrışmadan değil. Bizim birbirimize ‘gözünün üstünde kaşı var’ demeye hakkımız yok. Birbirimizin eksiğini gediğini kapatmaya, kusurunu örtmeye ihtiyacımız var. İzmir’in en büyük problemi ne ulaşım, ne çöp, ne Körfez! İzmir’in en büyük problemi dünya kenti olmasıdır. İzmir’in dünya kenti olması demek, İzmir’in hak ettiği yere çıkmaya başlaması demek. Bir kent dünya kenti olamıyorsa o kent patinaj yapıyordur demektir. Bunun da büyümenin önünü açmasına imkan yok. Bir kent ancak diğer kentlerle rekabette öne geçerek ve dünyaya o potansiyeli gösterecek noktaya geliyorsa o kentteki herkes için ekmek büyümeye bakıyor demektir. Birinci önceliğimiz İzmir’i dünya kenti yapmaktır.

EXPO’YU BAŞARMAK MECBURİYETİNDEYİZ
İzmir yüzlerce yıl dünyanın en önemli liman kentlerinden biriydi. İzmir ticaretle büyüyen bir kentti. İzmir ticaretiyle, limanıyla, tarımıyla, turizmiyle büyüyecek. Hepsinin özünde ticaret olacak. EXPO, İzmir’in hüsrana uğradığı bir süreçti ama adaylık sürecine başladık. Bunu başarmak mecburiyetindeyiz. İzmir ticaretiyle, turizmiyle, tarımıyla, bir ucunda Efes bir ucunda Bergama’sıyla, kentteki flamingolarıyla, gastronomisiyle dünya kenti ama eğer bunu dünyaya anlatamazsak bunu biliyor olmanın hiçbirimize faydası yok. Bunu dünyaya anlatmak mecburiyetindeyiz. Bunun önünde hiçbir engel yok. Yapmamız gereken, el ele vermek.

METRO İLE BUCA’DA HAYAT YAŞAM KALİTESİ DEĞİŞECEK
1 milyar 70 milyon dolar bütçesi olan Buca Metrosunu 2023’te işletmeye açmayı hedefliyoruz. Buca Metrosu sadece metrodan ibaret değildir. Aynı zamanda İzmir’in en sıkışık olduğu noktada yaşam kalitesinin yükseltecek bir enstrüman. Metro ile Buca’da hayat yaşam kalitesi değişecek. Hafif raylı sistemlerin kentte artırılması ile alt geçitlerin artması ile ulaşım konforunun artması ile kent içinde deniz ulaşımın güçlenmesi ile yaşam kalitesinin yükseldiğine tanıklık edeceğiz. Katı atık bertarafı ile ilgili Harmadanlı’da elektrik üretmeye başladık. Birkaç noktada çağdaş ve bilimsel yöntemlerle enerji üretmeye başlayacağız. Bu kentin daha çok kültür-sanat şehri yapmak için girişimlerimiz var.