GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
16 Mayıs 2022 Pazartesi 19:37

Soyer'den 'demokrasi' vurgusu: Tuzağa düşmemek lazım!

Sosyal Demokrasi Derneği İzmir Şubesi'nin düzenlediği aylık olağan toplantılarının bu ayki konuğu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer oldu. Toplantıda açıklamalarda bulunan Başkan Soyer, 'Başka bir tarım mümkün' başlığına değinirken, demokrasinin yerelden uygulanabileceğini ve ötekileştirme ve ayrıştırma gibi tuzaklara düşülmemesi gerektiğini vurguladı

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Sosyal Demokrasi Derneği İzmir Şubesi tarafından düzenlenen etkinliğe katıldı.

Ev sahibi SDD İzmir Şube Başkanı Cengiz Onur'un başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya ayın konuğu olarak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, SDD Genel Başkanı Sami Doğan, İzmir Kent Konseyi Başkanı Adnan Akyarlı, CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Ahmet Yıldız ve çok sayıda dinleyici katıldı.

Başkan Soyer toplantıda "Başka bir hayat mümkün" başlığı ile katılımcılara bir sunum gerçekleştirdi.

SOYER: İMARDA BİR PLAN VAR ANCAK TARIMDA BU YOK
'Başka bir tarım mümkün' politikası ile sözlerine başlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "Tarımda ne yapıyoruz? 'Başka bir tarım mümkün' diyoruz. Neden? Çünkü sektörün içindeki durumu içimize sindiremiyoruz. Bizim iki aksımız var. Kuraklık ve yoksulluk ile mücadele... Biz kendi kendine yeten ülke iken dışa bağımlı ülke haline geldik. Neden böyle oldu? Çünkü sadece büyük üreticiyi öngören bir tarım politikası var. Bu hem kuraklığa hem de küçük üreticinin yok olmasına neden oluyor. Bunun için küçük üreticiyi kooperatif çatısı altında buluşturmalıyız. Bunun yanı sıra havza ölçeğinde planlama yaparak hangi ürünü nerde yetiştireceğiz onu planlamamız lazım dedik. İmarda bir plan var ancak tarımda bu yok. Üretici ne üreteceğini, ne kadar üreteceğini, bunu kaçtan, nereye satacağını bilmiyor. Kuraklık ve yoksulluk ile mücadele dediğinizde planlama yapmaya ve küçük üreticiyi doğduğu yerde doyurmaya başlıyorsunuz. Bir yandan da doğa ile uyumlu ürünler yetiştiriyorsunuz. Biz kuraklık ve yoksulluk ile mücadele dediğimizde toprağın doğa ve insan ile uyumlu şekilde bir tarım politikası gerçekleştirmeye çalışıyoruz" dedi.

KALKINMA İÇİN DEMOKRASİ ŞART DEĞİL
Demokrasi olmadan da ülkelerin büyüyebileceğine vurgu yapan Soyer, "Bu aynı zamanda geçmiş ile uyum anlamına geliyor. Çünkü biz atalık tohumlar üzerinden yola çıkıyoruz.Bugün tarımı dijitalleştirmek için bir lansman gerçekleştirdik. Artık bu bilgileri dijital olarak üreticimizin erişebileceği platforma taşıdık. Peki bunu demokrasi ile nasıl bağdaştıracağız? Demokrasi bu topraklarda doğmuş bir yaşam biçimi... İlk senato binaları bizim kentlerimizde kurulmuş. Biz demokrasinin kuruluşuna ev sahipliği yapan insanlarız. Ancak insanların zaman zaman geriye gittiğini görüyoruz. Otoriter rejimler güç kazanabiliyor. İnsan evladı evrimini tamamlamamış olduğu için devamlı arayışını sürdürüyor. Bizim demokrasinin sadece 5 yılda bir sandığa gidilen rejim olmadığını anlatmamız lazım. Rahmetli Ecevit, ekonomik demokrasi diye bir kavram ortaya atmış. Bu birbirimiz ile uyum için bulduğu bir yönetim. Kalkınma için demokrasi şart değil. Bunun örneklerini görebilirsiniz dünyanın her yerinde... Demokrasi olmayınca o büyüme sadece bir grup insanın zenginliğini artırır" diye konuştu.

DOĞANIN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ SAVUNAN YENİ TARİFLERE İHTİYAÇ VAR
Vefat eden Bülent Ecevit'in 'ekonomik demokrasi' yönetiminin kooperatifçilik sistemi ile aynı olduğunu vurgulayan Soyer, "Sayın Ecevit'in sistemi ise aslında bildiğimiz kooperatifleşme sistemi. Biz İzmir olarak üretilen faydayı büyütebilmek için kooperatifçiliği hayatın başka alanlarına yaymaya başladık. Demokrasi siyasal, sosyal ve ekonomik demokrasi olarak hayata geçirilebileceğimiz yeni enstrümanlar ortaya çıkarıyor. Doğa ile uyum için yeni başlıktan bahsetmek istiyorum. Ekolojik demokrasi... İnsanlığın, bütün kainattaki sürecin 3 temel konusu var; insan hakları, özgürlük ve hukukun üstünlüğü... İçinde yaşadığımız bu dünyada yeterli mi? İnsanların, dağların, ovaların ve ağaçların da hakkını savunmak zorundayız. Gördük ki doğanın üstünde değiliz. Biz doğanın bir parçasıyız. Bu nedenle sadece temel insan hakları üzerine tarif edeceğimiz demokrasinin vakti geçti. Şimdi doğayı da içine alan, doğanın üstünlüğünü savunan yeni tariflere ihtiyaç var. 4 başlık üzerine şekillenen demokrasiden bahsediyoruz. Bunlar bir arada olunca uyumu yakalayabiliyoruz. Gerçekten demokrasi bu dünyada insanoğlunun en büyük inovasyonu ve tamlanmamış bir değerdir. Bu nedenle güzelliğini anlatmaya devam edeceğiz" dedi.

BU KARAR TAM BİR DEMOKRASİ AYIBIDIR
Demokrasinin bütün hikayelerinin yerelde kurulabileceğini vurgulayan Soyer, "Bütün bu hikaye yerelde kurulabilir. Demokrasinin nefes aldığı ve ne çok yayılım gösterebileceği yer kentlerdir. Çünkü geleceğin dünyası da kentlerin dünyasıdır. Kentler bu uygulamalar için en uygun zemini verir sizlere... Kentlerde ürettiğiniz çözümler insanların derdine derman olur. Bu nedenle kentler arasındaki işbirliğinin son derece önemli bir yeri var. Bir tek tuzağa düşmemek lazım. O da ayrıştırma, ötekileştirme ve birbirimizi kutuplaştırma… Bizi birbirimizden ayıran sebeplerden çok daha fazla birleştiren sebep var. Bunu gittiğiniz her yerde söyleyebileceğinizden emin olun. Bunları biz yapmaya devam edeceğiz, birileri de yapmaya devam edecek. Örneğin Canan Kaftancıoğlu kararı... Bu karar tam bir demokrasi ayıbıdır. Ne hukuki ne de vicdani bir karardır. Asla kabul edilemez. Ancak bu gelgitler oluyor. Ancak kadim kültürün insanları olarak bunu aşmasını da biliyoruz" ifadesini kullandı.

DOĞAN: ÇAĞDAŞ VE KAMUSAL POLİTİKALARIN UYGULANMASINI İSTERİZ
Konuşmasını gerçekleştiren SDD Genel Başkanı Sami Doğan, "Bizler nasıl bir Türkiye arzu ediyoruz? Sosyal demokratların öncelikli görevlerinden biri Cumhuriyetin yaşatılması, sosyal hukuk devletinin güçlendirilmesi ve ülkemizin bağımsızlığının korunmasını vazgeçilmez hedefleri arasında görmek... Toplumsal adaletin gereği olarak toplumdaki bütün eşitsizliğe karşı çıkar. Hukuk eğitim ve sağlık politikalarında çağdaş ve kamusal politikaların uygulamasını isteriz. Yani sosyal demokratlar adaletten, özgürlükten, doğayı korumayı benimseyenlerden yana bir görüş sergilerler. Geçtiğimiz günlerde CHP İstanbul il Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında verilen kararla siyaset yasağı getirildi. Bu karar tamamen hukuk dışıdır, tamamen siyasidir. Laik ve demokrat bir Türkiye Cumhuriyeti'nde düşündürücü bir karardır. 2023 seçimleri ülkemiz adına demokrasi güneşinin yeniden doğacağı bir seçim olacaktır" dedi.

ONUR:  KATILIMCI OLMADIĞIMIZ SÜRECE…
Toplantıda konuşan SDD İzmir Şube Başkanı Cengiz Onur ise, "Demokrasi ile yerellik arasında doğrudan bir ilişki vardır. Demokrasiyi oturduğumuz mahalleden başlayarak katılımcı olmadığımız sürece bu ülkeye hak ettiği demokrasi gelmez. Her vatandaşın 2-3 derneğe üye olduğu Norveç ile Türkiye'nin aynı sayıda sendikalı sayısı var. Norveç'te demokrasi; halat çekme oyunu gibi iki tarafın birbirini ortaya çekme çabası. İnsan onurunu koruyan demokrasi ancak yerelden olur" diye konuştu.